Paylaş
Demişsiniz ki:
“Türkiye’de laikler iyi insanlar ama demokrasiye saygıları yok.”
Çok doğru... Çok doğru...
Bence de laikler iyi insanlar...
Medeniler, kibarlar, hoş sohbetler, anlayışlılar, eğitimliler...
Ve fakat...
Gerçekten de “demokrasiye saygı” konusunda sorunları var...
“Kendi yaşam tarzları” söz konusu olduğunda olağanüstü titizlenirlerken, “başkalarının yaşam tarzları”na pekala müdahale edilebileceğini düşünebiliyorlar.
Mesela...
“Mini etek hakkı”nı sonuna kadar savunurlarken, “türban hakkı”na geçit verilmemesi gerektiğini söyleyebiliyorlar.
Bin tane mazeret buluyorlar... Bir ton gerekçe üretiyorlar... Birçok teori geliştiriyorlar.
Ama sonuçta...
“Ben istediğim gibi giyinirim / Sen istediğin gibi giyinemezsin” demiş olmaktan kurtulamıyorlar...
Bazı laikler ise, “beğenilmeyen iktidarın asker tarafından alaşağı edilmesi” fikrine akıllarını yatırabiliyorlar ki bu çok daha vahim bir durum...
* * *
Ama Orhan Pamuk Bey, siz buralardan bir parça uzaklaştıktan sonra...
Memlekette bir şey oldu, tuhaf bir şey...
Yok, hayır...
“Laikler” birden kötü insan olmadı...
Ya da laiklerin demokrasiye saygıları artmadı...
Şöyle bir şey oldu:
Hani eskiden mazlum konumuna düşürülen, her daim mağdur edilen “muhafazakarlar” vardı ya...
İşte o “muhafazakarlar”, artık sizin bildiğiniz eski “muhafazakarlar” değiller...
Güç ellerine geçti... Kudretli oldular... Muktedir oldular...
Ve maalesef onların da pek fazla demokrasiye saygıları kalmadı.
“Gık” diyenin üstüne çullanıyorlar...
“Eleştiri hakkı” falan dinlemiyorlar.
Öyle tahammülsüzleştiler ki, aleyhlerinde yayın yapan medya organlarını sinsi planlarla susturmaya kalkışıyorlar.
“Farklı yaşam tarzları”na karşı “şimdilik” müsamaha gösterdikleri izlenimi veriyorlar...
“Ergenekon” diye masalsı yönleri hayli fazla bir şey icat ettiler, azıcık inançsızlık gösterene hemen yapıştırıyorlar “darbeci” etiketini...
Yani sizin anlayacağınız Orhan Pamuk Bey...
Buralarda artık “laiklerin demokrasiye olan saygısı” meselesinden ziyade “muhafazakarların demokrasiye olan saygısı” meselesi daha popüler...
* * *
“Sevgili” Orhan Pamuk Bey...
Sizin gibi Nobel almış bir yazarın, “bayat” tezler ileri sürmesine gönlüm razı olmadı...
Bu nedenle...
Size “Yeni Türkiye” konusunda biraz bilgi vermek istedim...
Sanırım artık sizden “Türkiye’de muhafazakarlar iyi insanlar mı pek bilmiyorum ama demokrasiye saygıları yok” şeklinde bir demeç bekleyebiliriz...
Yoksa korkarım pek demode kalacaksınız...
Cem Uzan’ı neden yazmam
KORKUSUZ bir gazeteci olduğumu ileri sürecek değilim.
“Güç odaklarına karşı savaş veririm... Kelle koltukta giderim...” falan diye hava da atamam...
“Zengin, güçlü dinlemem... Önüme gelene bin tekme...” demem, diyemem...
Çok iddialı olur benim açımdan bu tür çıkışlar...
Ama hiç çekinmeden, gocunmadan kendi hakkımda şu cümleyi kurabilirim:
“Güçlü oldukları dönemde haklarında ileri geri laf etmekten imtina ettiğim isimleri, güçsüz duruma düştüklerinde ezmeye kalkışmam.”
* * *
Bir zamanlar...
Cem Uzan’ın elinde televizyonu, gazetesi vardı...
Gücü vardı... Gücünü de kötüye kullanırdı...
Eğer ben o dönemde sus pus olmuşsam, sesimi çıkarmamışsam...
Şimdi “Cem Uzan’ın günah defterleri”ni açmam, açamam...
Eğer bunu yaparsam...
Kendime olan saygımı yitiririm...
Bu nedenle...
Dün Cem Uzan için tek satır yazamamış olanların, bugün bülbül gibi şakımaları karşısında midem bulanıyor...
Cem Uzan’ın güçlü olduğu dönemlerde bir şey yazamayanları anlayışla karşılayabilirim ama aynı kişilerin Uzan’ın çaptan düştüğü bir dönemde böylesine kaplan
kesilmelerine asla anlayış gösteremem...
Bu kadarcık “delikanlılık” beklemek hakkımızdır sanırım...
Paylaş