Paylaş
Konumu şahane.
Uyumlu mimarisiyle, görkemli görünümüyle bölgede hemen dikkat çekiyor.
*
Son Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmek isteyen devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar, senatörler, sivil toplum örgütü yöneticileri, kapısında Türk bayrağı dalgalanan işte bu binaya geldiler.
*
Türkevi, son zirvenin en önemli odak noktasıydı.
Manzara aşağı yukarı şöyleydi:
*
- Polonya Cumhurbaşkanı kapıdan çıkarken İngiltere Başbakanı’nın kapıdan girdiğini görmek mümkündü.
*
- Bir gazeteci arkadaşımız, asansörde Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’la karşılaştığını söylüyordu.
*
- Ben de Japonya heyetiyle Gürcistan heyeti arasında kaldım bir ara.
*
- “Şu gelen İsrail Başbakanı değil mi?” ya da “Bak bak... İspanya Başbakanı geliyor” türü fısıltıları işitmek mümkündü.
*
Kısacası devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar, senatörler açısından bir buluşma merkezi haline gelmişti Türkevi.
Hepsinin geldiği yer, kapısında Türk bayrağının dalgalandığı Türkevi’ydi.
*
Bir yıl önce Türkevi’nin açılış töreni yapılırken... “Böyle bir binaya gerek var mı, gerek yok mu” tartışması yapmıştık.
Son BM Zirvesi’nde Türkevi’nin üstlendiği harika rol, “Gerek yok” tezini savunanların elini epey zayıflatmış oldu.
NEW YORK GEZİSİNİN ÜÇ UNUTULMAZI
BİR-CENTRAL PARK SÜRPRİZİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Central Park’ta şöyle bir dolaşması, bu son gezinin en çok konuşulan tarafı oldu. Park gezisiyle ilgili ortak görüş şuydu: “Çok iyi bir iletişim. Şık bir meydan okuma.”
*
İKİ-TOPA ATILAN KAFA
FIFA Başkanı’nın getirdiği topa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiç beklenmedik bir anda kafa atması... FIFA Başkanı’nın bu durum karşısında sergilediği şaşkınlık... Bu da gezinin en gülümseten enstantanesi oldu.
*
ÜÇ-GÜNEY KORE MUHABBETİ
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın Güney Kore Cumhurbaşkanı ile yaptığı sempatik muhabbetin videosu, gezinin en çok paylaşılan videolarından biriydi. Finlandiya Cumhurbaşkanı’nın da muhabbete ortak olması, hoş bir sürpriz oldu.
EMİNE ERDOĞAN’IN YUMUŞAK GÜÇ DİPLOMASİSİ
EMİNE Erdoğan, iki etkinliğe ev sahipliği yaptı New York’ta:
*
- BİR: Sıfır Atık Projesi’nin tanıtımı.
*
- İKİ: Türk mutfağının tanıtımı.
*
Bu iki etkinlik için de söyleyeceğim şudur:
*
Emine Erdoğan, Türkiye için yumuşak güç diplomasisi yürütüyor. Son derece zarif bir ev sahipliğiyle.
*
New York’taki etkinliklerden biri, Türkiye’nin çevre konusunda ulaştığı noktanın duyurulması açısından...
Diğeri ise, hak ettiği ilgiyi göremeyen şanlı Türk mutfağının, uluslararası alanda tanıtımı açısından...
Çok ama çok önemliydi.
*
Her iki etkinliğe de başta lider eşleri olmak üzere meraklıları çok yoğun ilgi gösterdiler. Her iki etkinlikte de Emine Erdoğan, önemli mesajlar içeren çok güzel konuşmalar yaptı. Her iki etkinlikte de Emine Erdoğan’ın tek derdi Türkiye’nin tanıtımıydı ve bunun için çabaladı.
*
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
*
Emine Erdoğan’ın yürüttüğü bu yumuşak güç diplomasisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürüttüğü diplomasinin tamamlayıcı unsuru olarak belirdi.
KİŞİSEL İZLENİMLER
- O kadar çok FBI ajanıyla muhatap olduk ki New York’ta... Çok uzun bir süre içinde FBI ajanı geçen film bile izlemem.
*
- “Secret Service” elemanlarının arama köpeklerinin kafalarını okşayarak kedim Sekter’e duyduğum özlemi biraz olsun gidermeye çalıştım.
*
- Her “Yasak hemşerim, buradan geçemezsin” türü sınırlamalara maruz kaldığımda “Kahrolası federaller” diye bağırdım.
*
- En fazla vakit geçirdiğim yerler: BİR: Otel lobisi... İKİ: Beşinci Cadde...
*
- New York’ta en fazla karşılaştığım üç bakan: BİR: Hulusi Akar... İKİ: Nureddin Nebati... ÜÇ: Murat Kurum...
*
- Boş vakitlerde en fazla yaptığım şey: Türkevi’nin terasından New York fotoğrafları çekmek.
*
- En çok tükettiğim üç şey: BİR: New York’un milli yemeği pizza. İKİ: New York’un milli içeceği kahve. ÜÇ: New York’un milli tatlısı Donut.
*
- Aynı otelde kaldığımız için İran heyetiyle lobide çok karşılaştık. “Yaşasın Mahsa direnişi” diye slogan atsam mı diye çok düşündüm çok.
*
- Otel demişken... Ey ahali! Duyduk duymadık demeyin. Otele verdiğimiz ücreti, yediğimiz tüm yemeklerin parasını, çalıştığımız kurumlar ödedi.
Paylaş