Paylaş
“İçime sindiremiyorum, nefret ediyorum” falan demiş.
*
Vay sen misin bunu diyen?
Saydırıyorlar da saydırıyorlar Athena Gökhan’a...
Giydiği sarı kareli pantolonu bile konuya karıştırarak...
*
Ortaya koyduğu görüş de...
Öyle küt diye karalanacak, şak diye ayıplanacak, pat diye kınanacak bir görüş değil.
*
Adamcağız son tahlilde...
“Ben Türk askerinin üniformasını, darbeci FETÖ’cü alçakların üzerinde görmeye dayamıyorum. Benim askerimin üniformasını kirletiyorlar. 15 Temmuz’un afişlerini yaparken bu alçaklara böyle bir lütuf ihsan etmeyelim. Başka bir yöntem bulalım” diye de anlaşılabilecek sözler etmiş.
*
Katılırsın, katılmazsın.
Doğru bulursun, bulmazsın.
Sana kalmış bir şey!
*
O afişlerin eski afişler olduğunu, bu yıl bu türden afişlerin kullanılmadığını söyleyip...
“Bir hata varsa bile eskide kaldı” da diyebilirsin.
*
Fakat bu öfke, bu saldırı, bu garez, bu kin, bu toplu vuruş merakı da neyin nesi yahu?
ADINI ‘DİRENİŞ GÜNÜ’ KOYALIM
DARBECİ alçaklar, 15 Temmuz’a kadar şöyle düşünürlerdi:
*
Radyoları ele geçirmeliyiz, televizyonları basmalıyız, hükümet yetkililerini enterne etmeliyiz, köprüleri tutmalıyız, uçakları alçaktan uçurmalıyız, tankları harekete geçirmeliyiz falan filan...
*
Darbeci alçaklar, 15 Temmuz’dan sonra ise şöyle düşünmek zorundalar:
*
Diyelim ki hepsini ele geçirdik... Peki ya milleti ne yapacağız? Halk direnişe geçtiğinde ne olacak? Direnişe geçen vatandaşların hepsini öldüremeyiz ki! Millet engelini nasıl aşacağız?
*
15 Temmuz’un adı işte tam da bu nedenle...
“DİRENİŞ GÜNÜ” olmalıdır.
15 TEMMUZ KÜRSÜSÜNÜ LAF SOKMA ARACI YAPMAK
23 Nisan’da, 19 Mayıs’ta, 29 Ekim’de Meclis kürsüsünde ya da başka platformlarda yapılan konuşmalarda...
Gündelik siyasete dair laf sokma girişimlerini nasıl hiç sevmediysem...
15 Temmuz’da Meclis’te yapılan özel oturumda...
CHP adına konuşan CHP’li Engin Özkoç’un yaptığı konuşmadaki iktidara laf sokma çabasını da sevmedim.
*
Çünkü ben 15 Temmuz’un...
İhtilafların, tartışma alanlarının, çelişkilerin, polemiklerin günü olarak değil de darbeci alçaklar karşısında direniş kararlılığının günü olarak geçirilmesini istiyorum, diliyorum.
*
Bilmem hatırlatmaya gerek var mı?
Bu söylediğim, CHP’li Engin Özkoç’un dile getirdiklerinin...
Önemsiz, anlamsız, tartışmaya değmez, lüzumsuz şeyler olduğu anlamına gelmiyor.
15 TEMMUZ’LA İLGİLİ HİÇ HOŞLANMADIĞIM TİPLER
- “Tiyatro, tiyatro” diye bik bik öten tipler.
- O gün nerede olduklarını ısrarla ama ısrarla göze sokmaya çalışan tipler.
- Ne kadar yüceltirsem o kadar prim kazanırım diye çırpınan tipler.
- Ne kadar önemsizleştirirsem o kadar iyi diye düşünen tipler.
- 15 Temmuz’a zerre kadar inanmadığı halde inanıyormuş gibi yapan tipler.
- Saçma sapan argümanlarla darbeye Kemalistleri de ortak etmeye çalışan tipler.
- Darbe günü milletin sergilediği kahramanlığı alay konusu yapmaya çalışan tipler.
REYNMEN’İN ELA’SINI DİNLERKEN MIRILDANDIKLARIM
- Ela göz denilince aklına sadece “Ela gözlüm ben bu elden gidersem” türküsü gelen benim gibilerini bu şarkı, ela gözden acayip soğutur.
*
- Şarkının “Yardım et, yardım et, yardım et... Bilirsin bu çocuk dalgın hep dalgın dalgın hep...” bölümünü işitince... “Aha! İşte bu benim” deyiverdim.
*
- Bazı kelimeleri anlayamıyorum. Ses net olmasına rağmen... Öyle hızlı konuşuyor ki... Adeta Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar...
*
- Reynmen’in şarkısında geçen “Gözlerin ela çünkü” dizesi ile Aleyna Tilki’nin şarkısında geçen “Sen olsan bari” dizesi teyze kızı gibi.
DÜN GÜN BOYU TELEFONUM ÇALDI DURDU
İNTERNET sitelerinde yine bir palavra:
Yok bir makama geliyormuşum da, yok toplantıya çağrılmışım da yok şöyleymiş de, yok böyleymiş de...
*
Telefonum hiç durmadı dün... Arayan arayana... Herkese hep aynı cevabı veriyorum: “Tek harfi bile doğru değil.”
*
Sonuç: Annemi bile inandıramadım internet sitelerinin gazladığı o palavranın palavrası haberlerin doğru olmadığına...
Paylaş