Muharrem İnce’ye karşı destan yazdın ey CHP!

Niye?

Çünkü Kesimoğlu, Muharrem İnce’ci olarak biliniyor da ondan!

*

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ı, Silivri ahalisinden büyük bir itiraz gelmediği halde yeniden aday yapmaya pek yanaşmıyorlar.

Niye?

Çünkü Özcan Işıklar, Muharrem İnce’nin dünürü de ondan!

*

Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz’ü, doğru dürüst tek bir gerekçe bile gösteremeden yeniden aday yapmadılar.

Niye?

Çünkü Altınok Öz, son zamanlarda biraz Kemal Kılıçdaroğlu muhalifi gibi göründü de ondan!

*

Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’nu yeniden aday yapmadılar.

Niye?

Çünkü Aykurt Nuhoğlu, olağanüstü kurultay talebinde bulunarak Muharrem İnce’ye yarayacak bir adım attı da ondan!

*

Kısacası CHP...

Hiçbir seçimde yazamadığı destanı, potansiyel genel başkan adayı Muharrem İnce’ye karşı yazmış oldu.

*

Eğer bir daha herhangi bir CHP yöneticisi “Bizde demokrasi var” falan derse...

Kendisine İsmet Paşa gibi “Hadi canım sen de” diyeceğim.

İKİ SORU İKİ CEVAPLA CHP’YE VURMAK

SORU: Neden iktidara vurmak bu kadar zorken CHP’ye vurmak bu kadar kolay?

CEVAP: Vallahi CHP’den ötürü! Billahi CHP’den ötürü! Nasıl mı? Şöyle: CHP bir türlü kendine çekidüzen veremediği için... AK Parti, kendisini alabildiğine rakipsiz, alabildiğine frensiz ve alabildiğine denetimsiz hissetti ve hissediyor. Bu durum da AK Parti’ye vurmayı hayli zorlaştırırken CHP’ye vurmayı süper kolay hale getiriyor.

SORU: İktidara vuramayıp CHP’ye vurmak delikanlılığa sığar mı?

CEVAP: Eğer “Delikanlılığa sığmaz” diyerek CHP’yi her türlü eleştiriden muaf tutarsak... CHP, ömrü billah kendine çeki düzen vermez, verme gereği duymaz. Böyle bir durumda da... AK Parti’ye vurmak daha da zorlaşırken CHP’ye vurmak daha da kolay hale gelir. Yani CHP’ye vurmamak, CHP’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür.

ŞİŞLİ’DE ŞÖYLE BİR ŞEY OLURSA

İSTANBUL Şişli’de...

CHP’nin oyları DSP adayı Mustafa Sarıgül ile CHP adayı arasında iki büyük parçaya bölünürse... AK Parti’nin adayı da aradan sıyrılıp Şişli’yi kazanırsa...

Bunun sorumluluğu kime yüklenecek?

- Mustafa Sarıgül’ü aday yapmayan CHP’ye mi?

- Aday yapılmadım diye DSP’den aday olan Sarıgül’e mi?

TUNÇ SOYER’İN YERİNDE BEN OLSAM ŞÖYLE DERDİM

BABASI yüzünden eleştirilen CHP İzmir belediye başkan adayı Tunç Soyer’in yerinde ben olsam...

Hiç sektirmeden çıkıp...

Şu iki şeyi söylerdim:

*

- BİR: Bir evlat olarak baktığımda... Merhum babama karşı sonsuz sevgi, sonsuz saygı, sonsuz özlem duyuyorum.

*

- İKİ: Bir siyasetçi olarak baktığımda... Merhum babamın 12 Eylül’de askeri savcı olarak yapıp ettiklerini en sert şekilde eleştiriyorum.

*

Yani demem o ki...

Bir insan hem merhum babasına karşı sonsuz kadirşinas, hem de merhum babasının dünya görüşüne karşı alabildiğine mesafeli olabilir.

KEL SAİT, ARAP FALAN

“MİCAN” adlı türkümüzde...

“Kör olasın Kel Sait/Nasıl da kıydın bu cana” deniliyor.

*

“Kerimoğlu” adlı türkümüzde de...

“Elleme kör olası Arap/Uykularda adam vurulmaz” deniliyor.

*

Bana öyle geliyor ki...

Bu iki türkü de acayip raconcu, bu iki türkü de Kemal Tahir romanından fırlamış gibi, bu iki türkü de süper sinematografik, bu iki türkü de müthiş akraba...

*

“Mican”ı Ahmet Kaya’dan...

“Kerimoğlu”nu da Ruhi Su’dan dinlerseniz...

Size de öyle gelecek.

Eminim.

BERKAY! OTUR, SIFIR!

ARDA/Berkay duruşmasında Berkay’a aylık geliri sorulunca...

“Aylık gelirim bin lira” demiş.

*

Tepkiler çığ gibi büyüyünce de...

“Aylık gelirim tabii ki bin lira değil... Neden böyle söylediğim aşikâr” diye bir açıklama yapmış.

*

“Aşikâr” derken...

Herhalde “Vergi kaçırıyoruz, mahkemeyi kandırıyoruz, çaktırmayın, suyu bulandırmayın” demek istiyor!

*

Berkay’ın aylık geliriyle ilgili olarak muazzam bir palavra sıkması mı daha kötü, yoksa “Ulan vergi kaçırıyoruz şurada, taş koymasanıza” imasında bulunması mı daha kötü?

Bilemedim.

*

Ama bildiğim bir şey var:

Mahkeme salonunda aylık geliriyle ilgili olarak bu kadar kolay palavra sıkan, sonra da gelen tepkiler karşısında pervasız bir küstahlıkla olayı geçiştirmeye çalışan birinin...

Mahkemede görülen davayla ilgili olarak söylediği hiçbir söze, hiçbir biçimde güvenilmez!

*

Berkay! Otur, sıfır!

İLAHİ BİNALİ BEY!

MADEM en sonunda...

“Meclis Başkanlığı görevimden istifa edeceğim” noktasına gelecektiniz...

Bize günlerce “Binali Yıldırım Meclis Başkanlığı’ndan istifa etmeli mi, etmemeli mi” tartışmasını niye yaptırdınız Binali Bey.

*

“Fena mı? Size mevzu verdik kardeşim” diyorsanız...

Burası Norveç, İsveç değil ki Binali Bey, mevzu hasreti çekelim.

Bize her yer mevzu!

HUTBE KONUSU

DİYANET İşleri Başkanlığı’ndan ricamdır:

Lütfen bu cuma tüm camilerde okutulmak üzere...

“Falanca adaya oy verirsen mahşer günü kurtuluş belgeni almış olursun” demenin İslami açıdan hükmünü anlatan bir hutbe hazırlayın.

*

İnanın, İslam’a ve insanlığa çok faydalı bir iş yapmış olacaksınız.