Muhalefete umut olup da CHP’ye başkan olamamak

İktidar cephesinden gelen ilk salvo şu oldu:

“CHP’ye genel başkan seçilemeyen birisi, nasıl olacak da Türkiye’ye Cumhurbaşkanı olacak?”

*

Muharrem İnce, polemikçi üslubuyla bu salvoyu savuşturdu.

Bu savuşturma nedeniyle mi, yoksa konu bayatladı diye mi bilmiyorum ama artık bu konuyu pek dillendiren yok.

*

Fakat bu konu, öyle kolayca es geçilecek bir konu değil.

*

Bugün siyaset esnafı haline gelmemiş seçmenler, Muharrem İnce’ye “Daha önce nerelerdeydiniz” diye soruyorlarsa...

İşte bu noktada CHP’ye odaklanmamız şart.

*

Hiç merak etmiyor muyuz?

Birleştirici söylemiyle, meydan okuyan muhalefetiyle, ateşli nutuklarıyla CHP’nin 40 yılda yapamadığını 40 günde yapan Muharrem İnce, nasıl oldu da CHP kurultaylarında iki kez yenilgiye uğradı?

*

Hiç merak etmiyor muyuz?

CHP kurultaylarında attığı ateşli nutuklarla, parti yönetimine getirdiği esaslı eleştirilerle tribünleri hop oturtup hop kaldıran Muharrem İnce, nasıl oldu da CHP delegesinden yüz bulamadı?

*

İşte bu noktada...

Ortaya çok ama çok acı bir gerçek çıkıyor.

*

Türkiye’yi sallayabilirsin, muhalefete umut olabilirsin, gözle görülür bir fark yaratabilirsin, hatta ve hatta Türkiye’ye başkan olma ihtimalin bile ortaya çıkabilir.

Ancak buna karşılık...

CHP’ye genel başkan olamazsın.

*

Bütün CHP’lilerin kafalarını ellerinin içine alıp düşünmeleri gereken en esaslı konu budur.

Ve CHP, işte tam da bu nedenle delege ağalığı sisteminden bir an önce kurtulmalıdır.

KASET İŞİ NİYE TUTMUYOR?

- Kaset denilince akla hemen FETÖ adı geliyor da ondan tutmuyor.

*

- Kaset kelimesi, montaj kelimesiyle yan yana kullanılıyor da ondan tutmuyor.

*

- Kasetler, seçmeni zerre kadar etkilemiyor da ondan tutmuyor.

*

- Tam seçime milim kala kasetle vurmaya çalışmak, biraz ters tepiyor da ondan tutmuyor.

10 MADDEDE VATANDAŞ NE İSTİYOR NE İSTEMİYOR?

- BİR: Devrim, kaos, kargaşa istemiyor... Huzur, refah, barış istiyor.

- İKİ: İstikrarlı bir geri gidiş istemiyor... İstikrarlı bir ilerleme istiyor.

- ÜÇ: İntikam, kin, rövanş, nefret istemiyor... Adalet, güven, hukuk istiyor.

- DÖRT: Suriye sorununun derinleşmesini istemiyor... Suriye sorununun bitirilmesini istiyor.

- BEŞ: Dış mihrak, algı operasyonu gibi laflar duymak istemiyor... Sorunlarının çözülmesini istiyor.

- ALTI: 16 yıldır yapılan hizmetlerin inkâr edilmesini istemiyor... Daha iyisinin yapılacağının altının çizilmesini istiyor.

- YEDİ: Kazanılmış özgürlüklerinin elden gitmesini istemiyor... Kazanılmış özgürlüklerinin garanti altına alınmasını istiyor.

- SEKİZ: Sadece yollarla, köprülerle övünülmesini istemiyor... Mutfaktaki yangının söndürülmesini istiyor.

- DOKUZ: Sadece yardımlara bağlı bir düzende yaşamak istemiyor... Çocuğuna iş bulmak istiyor.

- ON: Eğitimin yapboz tahtası olarak kullanılmasını istemiyor... Doğru dürüst bir eğitim sistemi istiyor.

YİĞİT MUHTAÇ OLMUŞ KURU SOĞANA

KURU soğan fiyatındaki aşırı artış karşısında...

Aklına Âşık Mahzuni Şerif’in...

“Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana / Bilmem söylesem mi söylemesem mi” türküsü aklına gelmeyen var mı?

Âşıklar böyledir işte...

Yitip gitseler de...

Türküleri her daim güncellenir.

KİM NEREDE DAHA İYİ

- TAYYİP ERDOĞAN: Samimi ve dobra televizyon programlarında.

- MERAL AKŞENER: Mitinglerden ziyade ekranda...

- MUHARREM İNCE: Kesinlikle meydanlarda...

- TEMEL KARAMOLLAOĞLU: Yüzde yüz sosyal medyada.

- SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Zorunlu olarak sosyal medyada.

ESKİ KULAĞI KESİKLER DİYOR Kİ

- Biri “Reis ilk turda işi bitirir” diyor, öbürü “İkinci tur kesin” diyor.

*

- Biri “Meral Akşener o kadar da oy alamayacak” diyor, öbürü “Meral Akşener beklenenden yüksek oy alacak” diyor.

*

- Biri “Muharrem İnce anca CHP oylarını toparlar” diyor, öbürü “Muharrem İnce yüzde 30’u aşacak” diyor.

*

- Biri “Saadet’in oyu yükselmez” diyor, öbürü “Seçimde sürprizi Saadet yapacak” diyor.

*

- Biri “HDP baraj sınırında” diyor, öbürü “HDP yüzde 14’ü bile aşabilir” diyor.

*

Kısacası...

Ben hayatımda hiç bu kadar sürprize açık bir seçim ne gördüm, ne işittim, yaşadım.

*

Sonuç: Seçimden hangi sonuç çıkarsa çıksın... Asla şaşırmayacağım.