Paylaş
CUMARTESİ akşam saat 19.00’da...
Şişli’de kocaman bir otelin kocaman bir salonunda...
Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi’nin seçim ittifakından doğan...
“Milli İttifak”ın basınla buluşma yemeğine katıldım.
Aldığım notları aktarıyorum:
-Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi ittifakı “olmuş”. Olmuş, çünkü bu iki partinin teşkilatları kenetlenmiş. Olmuş, çünkü bu iki partinin genel başkanları Mustafa Kamalak ile Mustafa Destici süper bir uyum sergiliyorlar. Fikirde beraberlik var, dilde beraberlik var, ruhta beraberlik var. Tutmuş bu iş yani.
*
-Necmettin Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu... İki hareketin merhum liderleri... Bu iki isim için Mustafa Destici şu nitelemeyi yapıyor: “İki alperen, iki mücahit.”
*
-Kamalak ve Destici’nin en fazla şikâyet ettikleri konu: Medyada yer bulamamak... Kamalak şöyle diyor: “Yanlışımız varsa bizi yerden yere vurun. Yeter ki bizi yok saymayın.”
*
-“Suriyeli mülteciler” konusu soruluyor Mustafa Kamalak’a... Verdiği cevap şöyle: “Suriyeli mültecileri göndereceğiz. Ama barışı sağladıktan sonra... Kimseyi ölüme göndermeyiz, barışı sağlarız, ondan sonra kendi isteklerine bağlı olarak göndeririz.”
*
-“Paralel Yapı” soruları geliyor iki lidere de... İki lider de bu konuda net... İkisi de “Cemaat”in topyekûn suçlanmasına itiraz ediyor. İkisi de “Suçu olan varsa adil bir şekilde yargılansın” diyor.
*
-Mustafa Kamalak şu çıkışı yapmayı da ihmal etmiyor: “Fethullah Gülen terör örgütü diyenlere soruyorum: Siz Gülen’in silahla herhangi bir işi olduğuna gerçekten inanıyor musunuz?”
*
-Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan saygılı bir dille söz ediyorlar. Cumhurbaşkanı’ndan tek dilekleri şu: Meydanlardan çekilsin, meydanları partilere bıraksın, tarafsız olsun.
*
-Kamplaşma, kutuplaşma, çatışma, bölünme... Bu tema, iki liderin de en önemli gündemi... “Biz birilerine karşı ittifak yapmadık” diyorlar. “Kutuplaşmayı bitirecek bir iktidar seçeneği koyduk” diyorlar... “Keşke daha geniş kapsamlı bir ittifak olsaydı” diyorlar.
*
-Akşam namazı vaktinin dolmasına yarım saat var. Önce Kamalak gidiyor namaza... O geldikten sonra Destici... Münavebeli bir şekilde kılıyorlar namazlarını.
*
-“Eşbaşkanlık” gibi bir durum var iki lider arasında... Keşke seçimden sonra da birlikteliklerini sürdürseler ve iki hareket aynı çatı altında faaliyetini yürütse...
Kamalak ile Destici arasındaki yedi fark
-BİR: Kamalak şairane... Destici realist...
-İKİ: Kamalak dışavurumcu... Destici örgütçü...
-ÜÇ: Kamalak dolaylı... Destici doğrudan...
-DÖRT: Kamalak mücahit... Destici Alperen...
-BEŞ: Kamalak mutedil... Destici harbi...
-ALTI: Kamalak ders anlatır gibi... Destici forumda konuşur gibi...
-YEDİ: Kamalak, Erbakan... Destici, Yazıcıoğlu...
‘Barajı aşarız’ diyorlar
ARAŞTIRMA yapmışlar ve “Milli İttifak”ın bir potansiyeli olduğunu görmüşler.
Yüzde 36’lık bir potansiyelden söz ediyorlar.
Hedefleri işte bu kitle...
Buradan alacakları oyların barajı aşmalarına yeteceğini düşünüyorlar.
“Anketlere ve araştırmalara inanmayın” diyorlar.
“Barajı kesin aşarız” diyorlar.
İktidar ve Cemaat medyası da oradaydı
“MİLLİ İttifak”, basınla tanışma yemeğinde “sıfır akreditasyon” uygulamış.
-Vakit gazetesinden Mustafa Karahasanoğlu baş konuklar arasındaydı.
-Zaman’ın ikinci ismi Mehmet Kamış ve STV’nin ikinci ismi Metin Yıkar masada yerlerini almışlardı.
-Bugün TV’den Tarık Toros, biraz geç de olsa yemeğe katıldı.
-Prof. Nevzat Yalçıntaş Hoca, gecenin akil adamı olarak kabul gördü.
-Kudüs TV’nin her şeyi Nurettin Şirin’i epeydir görmemiştim, birazcık hasret giderdik.
-İnternet haber sitelerinin önemli isimleri de yemeğe katılmıştı.
-Vahdet adlı yeni bir gazete çıkaran Yener Dönmez de katılanlar arasındaydı.
-Yeni Şafak ve Star’dan kimse gelmemişti ama Sabah’ın internet temsilcisi oradaydı.
-Milliyet gazetesinden de temsilci vardı, Aydınlık gazetesinden de...
Kuzu’m benim
BURHAN Kuzu Hocam Twitter’a şöyle yazmış:
“Aziz milletim!
7 Haziran günü tam da AK Parti’ye oy verme günüdür. Bazı konularda bize kızmış olabilirsiniz, ancak bunları aramızda hallederiz.”
*
Soruyorum:
-Bunu yazan çok şeker bulunmaz mı?
-Bunu yazana öfkelenmek mümkün mü?
-Bunu yazanın yanakları sıkılmaz mı?
-Bunu yazana “Güldürdün, vicdansız” denmez mi?
-Bunu yazanla mavra yapılmaz mı?
-Bunu yazanla vakit çabuk geçmez mi?
-Bunu yazanla tatile çıkılmaz mı?
-Bunu yazanla ortak olunmaz mı?
-Bunu yazanla parti kurulmaz mı?
-Bunu yazana “N’aber kanka” diye ünlenmez mi?
Hayaller ve gerçekler
-HAYALLER dört kıtada at koşturmak, gerçekler at binememek.
*
-Hayaller Venedik, gerçekler Safranbolu...
*
-Hayaller Dövüş Kulübü, gerçekler “Ne diyon lan sen!”
*
-Hayaller İtalyan kesim, gerçekler terzi Haydar.
*
-Hayaller ışın kılıcı, gerçekler tahta kılıç.
*
-Hayaller Sylvia Plath, gerçekler Mine Kırıkkanat...
Paylaş