Paylaş
Görevi: AK Parti Meclis Grup Başkanvekili.
Yani AK Parti’nin Meclis’teki en önemli isimlerinden biri.
*
Böylesine önemli bir makamda bulunan Akbaşoğlu, katıldığı bir toplantıda çay-simit hesabı yapmış.
Şöyle bir hesap:
“Çay 1 lira, simit 1 lira... İkisi toplam 2 lira... Beş kişilik bir aile günde sadece çay simit tüketse... Ayda 900 lira yapar. Asgari ücret 2020 lira. Bu durumda 1.120 lira cepte kalır.”
*
Unutmayalım:
Çay-simit hesabı, 2002 yılında henüz iktidara gelmemiş olan AK Parti’nin yaptığı bir hesaptı.
AK Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan, o dönem ülkenin içinde bulunduğu feci şartları anlatmak için bu hesabı yapardı.
Mesajı şuydu bu hesabın:
“Durum o kadar berbat ki... Asgari ücret, çay-simit parasına bile yetmiyor!”
*
AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu, 17 yıllık AK Parti iktidarının ardından işte bu eski hesaba gönderme yapıyor.
Tam olarak demek istediği şu:
“Eskiden asgari ücret, çay-simit parasına bile yetmiyordu... İktidara biz geldik... 17 yıllık iktidarımızın ardından... Asgari ücretle midenize sadece çay-simit girdiğinde paranızın yarısından fazlası cebinizde kalıyor.”
*
Beş şey söyleyeceğim:
*
- BİR: Çay-simit hesabı, sadece muhalefetteyken yapılır. İktidardayken yapılmaz. Hele 17 yıllık iktidarın ardından hiç yapılmaz.
- İKİ: 17 yıllık iktidarınızın ardından sadece çay-simit tüketimi üzerinden bir değerlendirme yaparsanız ve “Sadece çay-simit tüketirseniz geçinebilirsiniz” derseniz... “Ey vatandaş! Sonuçta biz de sizi çaya-simide mahkûm ettik” demiş olursunuz.
- ÜÇ: Eğer hükümetteyseniz ve eğer çay-simit hesabı yapıyorsanız... Kaçınılmaz olarak “Hani bunun kirası, hani bunun ulaşımı, hani bunun eti, hani bunun soğanı” sorularıyla karşılaşırsınız ki çok yerinde sorulardır bunlar.
- DÖRT: Çay-simit hesabı üzerinden “Biz eskiye göre daha başarılıyız” sonucunu çıkarmak, sürekli ama sürekli vurgulanan “Ekonomimiz çok iyi” efsanesine vurulmuş çok esaslı bir darbe olur.
- BEŞ: Muhammet Emin Akbaşoğlu’ndan gelen ses, metalik bir yorgunluk sesinden bile daha feci bir sestir.
EKREM İMAMOĞLU İLE İLGİLİ YENİ BİR TEZİM VAR
BU süreçte hep şunu söyledim:
Ekrem İmamoğlu’nun bir roman kahramanına dönüşmesi...
AK Parti’nin süreci kötü idare etmesinden ve süreci gereksiz yere uzatmasından kaynaklandı.
*
Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını almasından sonra ise...
Söyleyeceğim yeni şey şudur:
*
Seçimin yenilenmesine karar verilir ve İmamoğlu’na “Koltuktan kalk” denilirse...
Ekrem İmamoğlu...
Bir roman kahramanının ötesine de geçip masalsı bir efsanenin kahramanı haline getirilmiş olur.
KEŞKE BU KADAR DA ORGANİZE GÖRÜNMESEYDİNİZ
- Bavulların taşınmasına baktım: Kıyafetleri kusursuz ve uyumlu kişilerin, bavulları itinayla Adliye Sarayı’na doğru sürdüklerini gördüm.
- Bavullara baktım: Hepsi de şıkır şıkır... Hepsi de bir örnek... Hepsi de aynı boy... Hepsi de özene bezene hazırlanmış...
- Binali Yıldırım’ın basın toplantısına baktım: İtinayla düzenlenmiş, hiçbir şey atlanmamış, tek bir kusur bile yok.
- Parti sözcülerinin basın açıklamalarına baktım: Konuyu sürekli gündemde tutmaya yönelik olarak planlı bir organizasyon gördüm.
Böyle bir partinin, “beceriksiz” diye adı çıkmış rakibi olan partiyi...
“Acayip organize oldular/Oyları maharetle çaldılar/Hayali seçmenleri ustalıkla kaydettiler/Müthiş bir planlama yaptılar” falan diyerek suçlaması...
İnandırıcılık sorununun en temel nedeniydi.
Ben olsam hiç değilse bazı şeyleri kasıtlı olarak ihmal ederdim.
Mesela bavul taşıyan kişilerin kıyafetlerine birkaç ihmal edilmiş şıklık falan kondururdum.
AK PARTİ NİYE İNANDIRICI OLMADI?
ÜLKEDE yaşayan herkesin beynine şu iki hüküm, bir mıh gibi çakılmış durumda:
*
- HÜKÜM BİR: AK Parti, bir makinenin dişlileri gibi çalışır... Organizasyon yapma becerisi bu partiyi var eden temel özelliklerin en başında gelir.
*
- HÜKÜM İKİ: CHP’nin herhangi bir konuda organize olabilmesi eşyanın tabiatına aykırı... Organizasyonsuzluk bu partinin göbek adıdır.
*
Yıllardır beyinlere bir mıh gibi çakılmış olan bu iki hüküm nedeniyle...
CHP müthiş bir organizasyon yapmış/CHP acayip dolaplar çevirmiş/CHP mükemmel bir plana imza atmış...
Türü iddialar, en azından algı düzeyinde de olsa... Yeterince karşılık bulmadı, bulamadı.
KADİR MISIROĞLU, NOTRE DAME KATEDRALİ
KADİR Mısıroğlu’nun durumunun ağırlaştığını haber alan bazıları...
İçlerindeki nefreti kustular.
Notre Dame Katedrali’nin yanıp kül olduğunu gören bazıları da...
İçlerindeki nefreti kustular.
*
İki tarafın da sorunu aynı aslında:
Kusmak için içlerinde çok nefret biriktiriyorlar!
VAY ARKADAŞ! ADAM KOL SAATİNİN HEYKELİNİ DİKMİŞ
VALLAHİ bilmiyordum, billahi bilmiyordum, Ankara’nın yeni belediye başkanı Mansur Yavaş kaldırınca öğrendim.
Meğer bizim Melih Gökçek...
Ankara’nın meydanlarından birine bir kol saati heykeli dikmiş.
*
Ne yalan söyleyeyim:
Kol saatinden heykel dikme işine imza atmayı, Melih Gökçek’in bile cüret edebileceğine ihtimal vermezdim.
Paylaş