Meclis performansları açısından bazı siyasiler

*

- MUSTAFA ELİTAŞ: Kürsüde öyle güzel kâğıt yırtıyor ki... Sanırsın Japon kâğıt katlama kursuna gitmiş ve başarılı olamayıp yarıda bırakmış.

*

- BİNALİ YILDIRIM: Süleyman Demirel’in eski Meclis konuşmalarını akla getiren bir performans... Yani çokça rakam, bir-iki dokundurma, üç-beş espri falan.

*

- NACİ AĞBAL: Bir teknokrattan polemik ustası bir siyasetçi yaratan gerginlik... O sakin, o ılımlı, o işine odaklı Naci Ağbal gitti, yerine polemik yapan, laf yetiştiren, atılan lafları savuşturan bir Naci Ağbal geldi.

*

- SÜLEYMAN SOYLU: Son dönemlerin olay adamı... Cevval, dinamik, enerjik, savaşçı... Söz, İsimsizler, İçeride falan gibi... Reytingi yüksek, öfkesi derinde, gücü makamından...

*

- KEMAL KILIÇDAROĞLU: Belge sallamayı öyle çok sevdi ki... Elinde belge olmasa da mutlaka sallayacak bir şey buluyor kürsüde... Bir de kürsü yumruklamasını çok iyi becermeye başladı.

*

- ENGİN ALTAY: Saldırı sanatından ziyade müdafaa sanatına yatkın... Refleksleri iyi. Hazırcevap... Görseli olan çıkışlar yapmak konusunda mahir... Kısacası “a star is born” gibi bir durum.

*

- NACİ BOSTANCI: Kavganın, gürültünün tam ortasında “Hegel der ki...” diye cümleye başlayarak entelektüel birikimini konuşturan ve kavganın, gürültünün tadını kaçıran bir yapısı var. Biraz da bu nedenle kavga, gürültü sevenler tarafından pek sevilmeyen bir isim...

*

- AYŞENUR BAHÇEKAPILI: HDP odaklı kavgalar, hep onun başkanlık ettiği oturumlarda çıkıyor... Oysa bütün HDP’liler, onun eski dostu sayılır. Bu açıdan talihsiz olduğunu söyleyebilirim.

*

- SIRRI SÜREYYA ÖNDER: Tıpkı eski güzel günlerde olduğu gibi yine Bal Mahmut kıvamında sohbetler çıkarıyor Meclis kürsüsünden... Fakat güzel günler eskide kaldığından mıdır nedir tat vermiyor.

KİM BU KOLYELİ?

KİM olacak? Muharrem İnce...

*

Fotoğraf elime geçtiği günden beri düşünüyorum:

Necip Türk matbuatı, siyasilerin gençlik fotoğraflarından bir köşe, bir albüm falan yapamaz mı?

BANA EN ÇOK SORULAN 10 SORU

DÜN “Marka Konferansı”na katıldım ve “Bana En Çok Sorulan 10 Soru” başlıklı bir konuşma yaptım. Soruları sordum, cevapları verdim. Cevapları aktarmam mümkün değil ama “Neymiş bakalım sana sorulan 10 soru” şeklindeki bir meraka açıklık getirebilirim.

*

İşte bugüne kadar en fazla maruz kaldığım 10 soru:

- BİR: Nişantaşı nasıl oldu da senin yumuşak karnın oldu?

- İKİ: Senin dünya görüşün ne?

- ÜÇ: Melih Gökçek senin için ne anlam ifade ediyor?

- DÖRT: Atatürk’ü keşfetmekte biraz geç kalmadın mı?

- BEŞ: Neden AK Parti’ye çakınca ardından CHP’ye çakıyorsun? Denge mi yapmaya çalışıyorsun?

- ALTI: “Keşke özgür olsaydım” diyor musun?

- YEDİ: Sana yapılan saldırı, yaklaşımlarında bir yumuşamaya yol açtı mı?

- SEKİZ: Tayyip Erdoğan bir siyaset dehası mı?

- DOKUZ: Tarafsız Bölge’de bazen “çekip gideceğim şimdi” deme noktasına geldiğin oluyor mu?

- ON: Eskiden İslamcı mıydın? İslamcılıktan neden vazgeçtin?

HAYATTA GÖREBİLECEĞİNİZ EN SOFİSTİKE KEBAP: TOKAT KEBABI

ÇOK güzel, çok sofistike bir kebap bu...

Pişirilme biçimi, malzemeleri, sunumu falan...

Hepsi olağanüstü şık ve janjanlı...

Fransız yemeği olsa... Sırf bunu yemek için Paris’e falan gitmeye kalkardınız.

Ama bizim yalnız ve güzel Tokat’ımızın yemeği olduğu için hem öksüz hem yetim.

*

İstanbul Kavacık’ta “Teras Anadolu Sofrası” adlı lokantada yapıyorlar Tokat kebabını...

Gidip bir deneyin...

Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

LAİK ÜLKEDE DİYANET OLMASININ BİR CİLVESİ

DİYANET İşleri Başkanlığı, “Milli Piyango kumardır ve haramdır” diye fetva verince...

Ortaya şöyle kabak gibi bir çelişki çıktı:

“Devletin bir kurumu olan Diyanet, devletin oynattığı piyangoya haram dedi.”

*

Ne diyelim?

Laik devlet sisteminde Diyanet diye bir kurumun olmasının garip bir cilvesi deyip de geçelim mi?

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

KEŞKE...

Suudi Arabistan’ı da Yemen’de öldürdüğü çocuklar için kınasaydılar.

*

Ne yani?

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kınama yapması için...

Yahudi ya da Hıristiyanların mı Müslüman öldürmesi gerekiyor?

Müslümanlar Müslüman öldürdüğünde kınama olmuyor mu? 

ALİ KIZILTUĞ’A RAHMET

SÖZLERİYLE, söylenişiyle efsane türkülerimizdendir “Dam Üstüne Çul Serer”.

Solcu sanatçılarımız da pek severler bu türküyü söylemeyi...

Ruhi Su mesela...

Şahane havalandırır!

*

“Dam Üstüne Çul Serer” türküsünün babası, halk ozanı Ali Kızıltuğ, hakka yürümüş.

*

Rahmet olsun!

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR