Paylaş
“Çözüm Süreci’nde örgüt, şehirlere mühimmat yığmış.”
*
AK Parti yöneticisi diyor ki:
“İyi niyetimizden istifade edip mayın döşeyerek hazırlık yapmışlar.”
*
Başka bir AK Parti yöneticisi diyor ki:
“İki buçuk yıllık süreç içinde ne yazık ki devletin göz yumması sonucu örgüt yığınak yaptı.”
*
İktidara yakın gazeteci diyor ki:
“Çözüm Süreci’nden yararlanarak mayın döşemişler.”
*
Ölüm tehditleri yağdıran tetikçi diyor ki:
“PKK yollara mayın döşüyordu, devletin de bundan haberi vardı, devlet mayınlara iyi niyetinden göz yumdu.”
*
Ne denilebilir ki bütün bu sözlere karşı?
*
Sanırım en doğrusunu MHP yaptı.
Tüm bu sözlerden yola çıkarak...
Şöyle okkalı bir suç duyurusunda bulundu.
*
Gerçi...
Kimi kime şikâyet ediyorsun ama...
Neyse... Neyse...
Açık teşekkür
ŞEHİTLERİMİZ var, gencecik evlatlarımız can veriyor, kan dökülüyor, şiddet her yanı sarmış durumda.
Böyle bir ortamda...
Kıytırık bir tetikçi bozuntusunun bana yönelik ölüm tehdidinin üzerinde daha fazla durmak istemiyorum.
*
Dün de yazdım:
Vız gelir, tırıs gider.
*
Bu organize suç örgütü elemanı taklidi yapan şahsı, hukuk önünde, kaçtığı yere kadar kovalayacağımı belirtiyor ve konuyu burada kapatıyorum.
*
Bu vesileyle...
- Arayan, ziyaret eden, sosyal medya üzerinden destek veren, e-posta gönderen, “Yanındayız” diyen tüm okurlarıma sonsuz teşekkürler.
- Desteklerini esirgemeyen ve incelik gösterip dayanışma mesajlarını ileten tüm meslektaşlarıma, siyasetçilere, sanatçılara, hukukçulara, sendikacılara, bilim insanlarına, mahalleden komşularıma, Yozgatlı hemşerilerime de binlerce teşekkür.
*
Yalnız olmadığımı biliyordum.
İyi ki varsınız.
Helal olsun Abdülkadir Selvi
ABDÜLKADİR Selvi dün köşesinde şöyle yazdı:
- 31 yıllık meslek hayatımda çok şeyler gördüm.
- Meslek büyüklerimin “kalem savaşları”nı izledim, fikir tartışmalarına tanık oldum.
- Ancak gazete köşesinden bir gazetecinin ölümle tehdit edildiğine ilk kez tanık oluyorum.
- Star’dan Cem Küçük’ün Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’la ilgili yazdıklarını kastediyorum.
- Bunlar doğru şeyler değil. Türkiye ve AK Parti bunu hak etmiyor.
*
28 Şubat’ta Kanal 7’ye çıkıp haksızlıklara karşı çıkan aydınlara...
“Vay irticacı! Vay mürteci dostu! Vay şeriatçı goygoycusu” falan denilirdi.
Bugünün 28 Şubatçıları da Selvi’ye benzer bir yaklaşım sergileyecektir.
*
Adam gibi aydın olmanın yolu, işte bu türden aşağılamaları falan göze alıp doğru bildiğini söylemekten geçer.
Selvi’ye bu yüzden helal olsun diyorum.
Algıcı alçaklar
GEÇEN sene aralık ayında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bir grup gazeteciyle İstanbul’da Borsa Lokantası’nda bir araya gelmişti.
*
Bir siyasi parti genel başkanı ile gazetecilerin bir araya gelmelerinden daha doğal ne olabilir?
Bazı algıcı alçaklar, bu buluşmanın görüntülerini bugünlerde sosyal medyada yoğun bir şekilde yaymaya başladılar.
*
Görüntüleri yayarken iki numara çekiyorlar:
- BİR: Aylar önce gerçekleşen bu buluşmayı, sanki bugünlerde gerçekleşmiş bir buluşma gibi sunuyorlar.
- İKİ: Bu buluşmayı, sanki “siyasetçi/gazeteci ilişkisi çerçevesi”nin dışında gerçekleşmiş gibi sunuyorlar.
*
Ey algıcı alçaklar!
Hangi numarayı çekerseniz çekin, hiçbir algı operasyonunuz başarıya ulaşamayacak.
Leyla Zana’nın çığlığı
SONUNDA...
En etkili, en güçlü, en dokunaklı, en vicdanlı çığlık Leyla Zana’dan yükseldi.
*
Dedi ki Leyla Zana:
- Elinde silah olan bütün taraflara sesleniyorum: Yeter artık.
- Kimseye sözümü dinletemezsem de kendime sözüm geçer.
- Ölümleri seyretmektense ölmeyi tercih ederim.
- Eğer ölümler durmazsa ölüm orucuna başlayacağım.
- Beni tanıyanlar bilir. Ağzımdan söz bir kere çıkar.
- Kellem gitse, geri dönmem.
- Artık yeter! Gençler öleceğine biz ölelim.
*
Ne yalan söyleyeyim:
Okuyunca... Tüylerim diken diken oldu.
Dilerim bu çığlık ölümleri durdurur.
AKP’de ‘Gelişmelerden rahatsızlar var’ efsanesi
NE zaman işler rayından çıksa...
Deniliyor ki:
“AK Parti içinde gelişmelerden rahatsızlık duyan çok kişi var.”
*
O kadar ki...
Bu bir efsane haline geldi.
İzleri yok, tozları yok ama efsaneleri alıp başını gitmiş durumda.
*
İnsan merak ediyor.
Rahatsızlarsa neden çıkıp da rahatsızlıklarını dile getirmezler?
Dikkat edin!
Çıksınlar, isyan etsinler, bayrak çeksinler, partiyi bölsünler, ayrılık çıkarsınlar falan demiyorum.
Yapıcı eleştiriden söz ediyorum.
Birlik beraberlik şuuru içinde yapıcı eleştiri...
*
Yemişim bunu bile yapamayanın rahatsızlığını ben.
Paylaş