Paylaş
Marjinal bir sol partiye geçmenin verdiği rahatlıkla...
Başörtüsünün gündeme getirilmesine ateş püskürüyordu.
*
Dediği şu:
*
“Başörtüsü sorunu yok bu ülkede, mülakatlarda başı açık olduğu için elenen kadınlar var! Ensar gibi vakıfların elinde tacize/istismara uğrayan çocuklar var! Enes Kara var! Aslı dururken hiç kimse sahtesine bakmaz! Siyasal İslam ile müzakere değil, mücadele edilir!”
*
Şöyle bir baktım.
Taraftarları alkışa boğmuş Kadıgil’i.
*
Şak şak şak!
Yaşa, var ol!
İşte budur!
*
Keşke bütün siyasetçilerde Sera Kadıgil rahatlığı olsa.
Düşünsenize:
Kazanmak gibi bir derdiniz yok, oy almak gibi bir kaygınız yok, başka kitlelere açılmak gibi bir yükümlülüğünüz yok.
*
İstediğin kadar sert gir... İstediğin kadar yumruk sık... İstediğin kadar kafalarına in...
Hiç dert değil.
At sloganlarını.
Topla alkışını.
Ve çekil kenara.
*
Serra Kadıgil, muhafazakâr dertleri olan herkesi, “Siyasal İslam” parantezine almış büyük bir sorumsuzlukla.
Böyle bir yaklaşımın doğuracağı iklimin, en çok da şikâyet ettiği iktidarın işine yarayacağının farkında değil.
Ya da farkında da...
Umurunda değil.
*
Nasıl olsa bütün sorumluluk, Kemal Kılıçdaroğlu’nun omuzlarında.
Muhafazakârların endişesini gidermek, onlarla empati kurmak, muhafazakâr kitlelere açılmak, başörtüsü diye bir tasası olanı anlamak...
Hepsini o yapacak.
*
Geri kalanlarsa kenardan olayları izleyip Kemal Kılıçdaroğlu’nu kınamakla meşgul olacaklar.
SANIRIM LGBT ODAKLI BİR ÇEKİŞME GELİYOR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın yaklaşımlarından anladığım şudur:
*
Seçim öncesi LGBT odaklı bir çekişmenin yaşanması arzu ediliyor.
*
Bir ikilem ortaya çıkacak böylece.
Altılı Masa’yı zorlayacağı düşünülen bir ikilem.
“Söyle bakalım: Aile değerlerinden mi yanasın? Yoksa LGBT’den yana mısın?” türü bir ikilem.
Ve yapılacak seçimler doğrultusunda da bir propaganda yürütülecek.
*
Türkiye toplumunun büyük çoğunluğunun aile değerleri üzerine titizleneceğini hesaplayan bir yaklaşım bu.
*
Bakalım Altılı Masa’nın sakinleri, bu ikilemi atlatabilecekler mi? Ya da nasıl atlatacaklar?
DAYILARI BİRBİRİNE KIRDIRMA OPERASYONU
İSTİSNALARI bir tarafa bırakarak söylüyorum:
Sokak röportajlarının temel gayesi şu:
Dayıları birbirine kırdırıp mavra çıkarmak.
*
Vatandaşmış, dertmiş, röportajmış falan...
Kimin umurunda?
Yapanın da izleyenin de temel motivasyonu makara yapmak, kafa bulmak, eğlence çıkarmak.
*
Dayılar üzerinden yürütülen bu şamata son bulmalı.
*
Sırf ben “sokak röportajları yasaklansın” dedim diye...
Şu şarlatanlığa prim vermeyin.
*
Varsayın ki...
Ben değil de Karacaoğlan ya da Dadaloğlu dedi.
KEMAL BEY’E BİRAZ DA BEN AKIL VEREYİM BARİ
- Ben dahil hiçbir imam hatiplinin vereceği akla bel bağlamayın.
*
- Erdoğan’ı hafife almaktan vazgeçin.
*
- Bir hamle sonrasını değil en az beş hamle sonrasını hesaba katın.
*
- Bütün tuşlara birden basmayın. Çok tuş, hiç tuştur. Bunu unutmayın.
HİÇ SEVMEM NİYET SORGULAMASINI
ADAM çıkmış diyor ki:
*
“Ben değiştim. Ben artık öyle düşünmüyorum. Ben şimdi böyle düşünmüyorum.”
*
Hemen karşılık veriliyor:
*
“Hayır, değişmedin. Yalan söylüyorsun. Sen değişmezsin. Sen aynısın.”
*
Hayatta hiç sevmediğim yaklaşımlardan biridir bu.
*
Değişimin en büyük düşmanıdır bu tür niyet sorgulamaları.
ETTİ İKİ
YAKIN dönemde iki zirve vardı, ikisinden de şahane fotoğraflar geldi.
Birinci fotoğraf...
‘Aliyev’li, ‘Putin’li, ‘Reisi’li fotoğraftı.
*
İkinci fotoğraf...
Yine ‘Aliyev’li ve ‘Paşinyan’lı fotoğraftı.
*
Ben artık zirveleri, “Bakalım bu sefer nasıl bir fotoğraf gelecek” diye takip etmeye başladım.
Paylaş