Paylaş
Demokrasi kuyruğu
“KANAL İstanbul yapılmasın” diyerek imza kuyruğuna giriyor bazı vatandaşlarımız.
Bu vatandaşlarımız, demokratik haklarını kullanmaktadır.
Bu kuyruk, demokrasi kuyruğudur.
Ama unutulmasın:
“Kanal İstanbul’u istiyorum” diye dilekçe vermek için kuyruğa girecek olanlar olursa...
Onların kuyruğuna da demokrasi kuyruğu demek şarttır.
HİÇ YAKIŞMIYORDU
Oh be! Ninayet Wikipedia
YAKIŞMIYORDU internet ansiklopedisi Wikipedia’nın kapısına vurulan kilit... Bu kilidin Anayasa Mahkemesi kararıyla sökülüp atılması iyi oldu.
Wikipedia’nın yasaklı olduğu bir ülkenin vatandaşı olmak durumundan kurtulmuş olduk.
Anlamadığım nokta ise şudur:
Bir insan neden Wikipedia’nın özgür olmasından rahatsız olur ki?
TÜRKİYE’NİN OTOMOBİLİ
Muhalefet de sevinmeli
BEN muhalefetin yerinde olsam...
Eksik gedik kollamak, mızıldanmak yerine...
“İyi oldu” derim. “Yılların hayaliydi” derim. “Mutlu olduk” derim. “Bu işin siyaseti olmaz” derim. “Tasarımı da pek güzel” derim. “İnşallah devamı da güzel gelir” derim. “Elini taşın altına sokanlardan Allah razı olsun” derim.
Sonuçta...
İyiye iyi denmezse...
Kötüye kötü demenin ne kıymeti kalır ki?
SÖZCÜ DAVASI
Beni kimse ikna edemez
KİM ne derse desin...
Kim hangi argümanı ortaya koyarsa koysun...
Kim ne delil getirirse getirsin...
Hangi mahkeme hangi kararı alırsa alsın...
Sözcü yazarları Emin Çölaşan’ın ya da Necati Doğru’nun FETÖ’cülük yaptığına ya da FETÖ’ye yardım ettiğine beni asla ve kata ikna edemez.
Hatta ve hatta her konuda ikna edilmeye açık olan ben, bu konuda ikna edilmeye açık değilim.
YILBAŞI KUTLAMALARI
İki taraflı özgürlük
BİR özgürlük yanlısı olarak yılbaşı kutlamalarıyla ilgili bakışımı açıklıyorum:
İsteyen yılbaşı kutlar, isteyen de “Ben yılbaşı kutlamıyorum” diye bas bas bağırır. Yılbaşı kutlamak haksa...
“Ben yılbaşı kutlamıyorum” demek de haktır.
Yeter ki... Yılbaşı kutlayanlar töhmet altında bırakılmasın.
Yeter ki... İşin içine zorbalık girmesin.
Yeter ki... Kimse kimsenin hayat tarzına karışmasın.
GEMİ KAZASI
Büyük sorun: İtimatsızlık
TAM da Kanal İstanbul tartışmalarının ayyuka çıktığı bir günde...
Boğaz’da bir gemi kazası meydana geldi...
Şöyle bir bakıyorum:
Etrafımdaki en aklı başında kişiler bile “Allah Allah! Amma da manidar bir olay... Yoksa işin içinde iş mi var” demeye başladılar.
Kaptana “Dümeni kır, kaza yap, Kanal İstanbul’un gerekliliği ortaya çıksın” denmiş olabileceğini düşünenler var yani.
Siyasal cepheleşmenin ortaya çıkardığı, adına “itimatsızlık” diyebileceğimiz bir sorundur bu...
Bu sorunu halletmeden toplum olma vasfımızı korumamız çok zor.
YERLİ OTOMOBİLİ İZLERKEN MIRILDANDIKLARIM
“Dur ben şunu bir yereyim” diye baksan pek malzeme yok gibi...
*
Yağmur çamur demeyip test sürüşü yapsalardı keşke.
*
Tasarımı gayet şık. Endamı gayet mütenasip. İçi de konforluysa tamamdır.
*
Kaça satacaklar acaba? Bastın mı kaç yapar acaba?
*
Benzinlisini yapamadık, elektriklisini yakaladık, uçanını da yapar mıyız acaba?
*
Adı da “TOGG” olsa bari... Çok kuvvetli bir tınısı var.
*
Bir şey itiraf edeceğim: Ben bu kadarını beklemiyordum vallahi.
*
Beğendikleri halde “Beğendim” diyemeyen kaç kişi vardır acaba?
*
“Biz yapamayız, biz beceremeyiz” duygusunu yensin, bu bile yeter.
*
Devrim’in yolda kalışının intikamı alındı hey cefakâr mühendislerimiz!
*
“Garp kafasıyla otomobil yapıp Şark kafasıyla benzin koymayı unutmak” artık tarihin çöp sepetine fırlatılmıştır.
*
Kanal İstanbul’a karşı çıkıp yerli otomobile ‘evet’ demek mümkündür be dostlar. Yapmayın, etmeyin.
*
Ben alırım bu arabayı... Net, tartışmasız, gözü kapalı.
ÇIKIŞLARI İTİBARIYLA ALİ BABACAN
ALİ Babacan’ın üç çıkışı oldu şu ana kadar.
*
Birinci çıkışı şöyleydi:
“Aman etliye sütlüye karışmayalım da ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey” türü bir çıkış...
*
İkinci çıkışı ise şöyleydi:
“Bir şeyler söyleyelim ama öyle fazla da söylemeyelim” türü bir çıkış...
*
Ve sıra geldi üçüncü ve son çıkışa...
O da şöyle oldu:
“Galiba azıcık kafayı çıkarsak iyi olacak” türü bir çıkış...
*
Böyle giderse...
2025 yılında Abdüllatif Şener kıvamına gelmiş bir Ali Babacan’la karşılaşabiliriz.
Paylaş