İslamcı etkileme sanatı

EĞER adının başında şaşaalı sıfatlar bulunan bir Batılı, sonradan Müslüman olup "hak yolu"na girerse...

Bilin ki bu toprakların İslamcılarını avucunun içine almayı başarır!

Alın işte Cat Stevens.

Adam Müslüman olmasının hemen ardından, öyle eleştiriden münezzeh, "Ulu bir zat" muamelesi görmeye başladı ki, eğer bir dejenerasyon söz konusu olmadıysa, bilin ki karakterinin sağlamlığındandır.

Durum şudur:

Bir Batılının Müslüman olması karşısında imanının kuvvetlendiğini ve bütün iddialarının kanıtlandığını zanneden bir kafa yapısıyla karşı karşıyayız.

Bu öyle bir aşağılık kompleksidir ki, uyanık bir Erzincanlı tam 20 yıldır, bu kompleksin doğurduğu imkanlardan yararlanarak pasta yemektedir.

Evet, Erzincanlı Bülent Ayberk’ten söz ediyoruz.

Yani namı diğer Alman asıllı İskandinav Hans Von Aiberg’den.

Adam tam 25 yıl önce girdi camianın içine.

Kendisini sonradan Müslümanlığı seçmiş bir uzay bilimleri profesörü, yıllarını NASA’da geçirmiş bir atom mühendisi, bilgisayar bilmem nesi falan diye tanıttı.

Ve olanlar oldu!

İslamcı yayınevleri kitaplarını bastı, etrafında küçük de olsa bir grup buldu, müritleri oldu, kısacası bir Hans Von Aiberg rüzgarı esti.

Yıllarca bu işten ekmek yedi Von Aiberg, pardon Erzincanlı Bülent.

Neyse ki bir gün geldi, bunun foyası ortaya çıktı.

Bu sefer de, "Biz bu adamın sahtekar olduğunu biliyorduk" diyenler ortaya çıktı.

Tabii ki vaktiyle neden konuşmadıklarını açıklayamadılar.

Sonra bizim "yetenekli Bülent", Yaşar Nuri Hoca’yı falan kafaladı, televizyonlara bile çıktı.

Çoktandır ortalarda görünmüyordu.

Geçen hafta yapılan bir polis operasyonuyla ortaya çıktı ki, bizim Hans, bu sefer internet üzerinden örgütlenmiş. Balıkesir’e yerleşmiş, etrafına yine bayağı adam toplamış.

Bu haberi okurken acı acı gülümsedim ve içimden "Ömrüne bereket be Bülent" diye geçirdim.

Mehmet Ali biter mi?

- BU ülkede "espri" ile "zeka" arasında bir bağlantı kurmaya gerek duymayanlar çoğunluğu teşkil ediyorsa...

- Ekranda küfür duyduğunda kahkahayı basanların sayısı, "Bu ne biçim şaka birader" diyenlerin sayısından kat be kat fazlaysa...

- Kilosu fazla olanı sarakaya almayı ya da özürlüyle dalga geçmeyi ayıp kabul etmeyenlerin sayısı, ölçümlerde ezici çoğunluğu oluşturuyorsa...

- Canlı yayında pantolon indirmek gibi bir sakilliğe prim verenlerin oranı, reklam verenlerin iştahını kabartacak denli çoksa...

- "Tek eğlencesi Mehmet Ali" olan kitlenin belirleme gücü, şaşılacak ve umutsuzluk yaratacak kadar büyükse...

- Yapılan densizliklerin ve rezilliklerin fark edilmesi için, ancak "indirilen pantolon ve ortaya çıkan yalın ayıp" durumuyla karşılaşılması gerekiyorsa...

Bilin ki:

Mehmet Ali bitmez, bitmeyecektir.

Siz bakmayın, Mehmet Ali’nin programına son verilmesine.

"Arkadaş", tam anlamıyla "bir ölür, bin dirilir" bir yapıdadır.

Çünkü:

Üstüne bastığı zemin acayip kuvvetlidir.

Dayandığı kitle müthiş kalabalıktır.

"Dokunmayın Mehmet Ali’ye" diyen dostları çoktur.

"Ama onun bir piyasası var" diyen girişimciler vardır.

Dolayısıyla...

Telaşa hiç gerek yoktur.

"Pantolondan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyenler, fena halde yanıldıklarını görecektir.

Zarkavi üzerine küçük bir tartışma

SORU: Kardeş, lütfen anlatır mısın bana, kimdir bu Zarkavi?

CEVAP:
İslam’ın bayrağını yükseklere çıkaran, Irak’ta emperyalistlere karşı şanlı bir direniş sergileyen, "çok cesur ve dindar" bir mücahittir.

SORU: Ne yani? Yoksa sen de "Ölmedi, şehit oldu" diyenlerden misin?

CEVAP:
Tabii ki şehit olmuştur. Hatta onun yolu bizim yolumuzdur.

SORU: Peki kardeş, Zarkavi’nin "kafa kesmece" ya da "bomba yüklü kamyonu sivillerin üzerine sürmece" gibi oyunlar oynaması hakkında ne düşünüyorsun? İslam’da böyle şey var mı? Hani savaşta bile merhamet elden bırakılmayacaktı?

CEVAP:
Bunlar emperyalist yalanları. Direnişçiler böyle şeyler yapmamıştır. Hepsini emperyalistler yapıyor. Hem sen bunları bırak da emperyalistlerin yaptıkları zulümlerden söz et.

SORU: Hani Irak’ta Peygamber torunlarının türbesi bombalanmıştı bir süre önce. Bu saldırının sorumlusu olarak da Zarkavi ve adamları gösterilmişti. Peygamber türbesini bombalayan adama şehit denir mi?

CEVAP:
Yalan. İftira. O saldırıları Amerikan ajanları yaptı, sonra da Zarkavi yaptı dediler. Haberlerin kaynağına bakalım. Kaynak Amerika’dır.

SORU: İyi ama bu haberin kaynağı Amerika değil ki. Irak İslam Devrimi Yüksek Konsey Başkanı Abdülaziz Hekim, türbe saldırısının sorumlusunun Zarkavi çetesi olduğunu açıkladı.

CEVAP:
O adama da bakmak lazım. O da belki ajandır.

SORU: İyi ama Abdülaziz Hekim’in Amerika ile arası hiç iyi değil.

CEVAP:
Amerika, Irak’ta yaptığı kötülüklerin hepsini Zarkavi’nin üzerine attı. Böylece işgalini Zarkavi üzerinden meşrulaştırmaya çalıştı. Amerika, Zarkavi adını bu yönde kullanmaya çalıştı.

SORU: O zaman Amerika neden Zarkavi’yi öldürsün ki? Çok kullanışlı bir meşruiyet gerekçesini neden elinden kaçırsın?

CEVAP:
Sen emperyalistlerin sözcüsü olmuşsun, seninle konuşulmaz.
Yazarın Tüm Yazıları