Paylaş
- Ekonomide yaşanan bunca buhrana rağmen...
- Dolardaki bunca artışa rağmen...
- Gelecek için ortaya çıkan bunca karamsarlığa rağmen...
Nasıl oluyor da iktidar, bırakın zor duruma düşmeyi, milleti etrafında kenetlenmeyi başarıyor?
*
Bu önemli sorunun cevabını veriyorum:
Çünkü...
Etrafında kenetlenmeye münasip tek bir varlık bile göremeyen millet, kenetlenme ihtiyacını yine bu iktidarla gidermek zorunda kalıyor.
*
İşin özü şu:
Bu iktidarı ayakta tutan en önemli etken...
Beceriksiz, çapsız, organize olmaktan aciz, akıllı politikalar üretmeyen, koltuğa yapışıp kalan...
MUHALEFETTİR MUHALEFET.
HAZIR GEMİ GÜNDEMDEYKEN
- DİNLENECEK ŞARKI: Kalipso kralımız Metin Ersoy’dan “Ah o gemide ben de olsaydım” şarkısı... Dileyen şarkının ritmine kendini kaptırıp dans da edebilir tabii.
- İZLENECEK FİLM: Allah sonumuzu sonuna benzetmesin temennisiyle “Titanik” filmini öneriyorum. Gemi batarken çalmaya devam eden orkestra sahnesine özel dikkat!
- SESLENDİRİLECEK ŞİİR: Elemli Arthur Rimbaud kardeşimizin kaleme aldığı meşhur “Sarhoş Gemi” şiiri... Sabahattin Eyüboğlu çevirisi mükemmeldir.
- OKUNACAK KİTAP: İhsan Oktay Anar’ın “Amat” adlı romanı... 17. yüzyılda İstanbul’dan kalkan “Amat” adlı gemide yaşananları anlatır ki enfestir.
YENİ DÖNEM İÇİN TASARRUF ÖNERİLERİM
- Yabancı kahve dükkânlarından uzak durun, kahvenizi evde yapıp termosa koyun.
- İtalya’ya gitmek yerine pizzacıya, Yunanistan’a gitmek yerine Boğaz’daki balıkçılara, Ortadoğu’ya gitmek yerine kebapçılara gidin.
- Market alışverişine tok gidin.
- Saat 21.00’den sonra telefonu kapatın.
- Ahmet Necdet Sezer gibi boşa yanan lambaları söndürmeye başlayın.
- Eskiyen ve solan tişörtlerinizi boyamayı deneyin.
- Üç kilometre gitmek için taksiye binmek yerine yürüyün.
- Serpme kahvaltı denilen o lüzumsuz müsriflikten uzak durun ve menemene geçin.
ÇOK NET!
- ÇOK NET: Dolardaki yükselişi protesto etmek için eline geçirdiği dolarları yakmaya kalkan kesin aptaldır!
- ÇOK NET: Dolardaki yükselişi protesto etmek için dolarları yakarken plastik kova kullanan büyük gerizekâlıdır!
- ÇOK NET: Doları plastik kovada yakarken büyük bir marifet sergilemiş gibi pis pis sırıtan muazzam vatan hainidir!
MERAL AKŞENER’İN KURULTAY NUTKU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
- İyi bir konuşmaydı... O kadar iyiydi ki... “Seçimden sonra açıldı” dedirtti.
- Prompter mı kullandı acaba? Hiç teklemedi de!
- “Peygamber Efendimiz” dedi... “Hz. Ömer” dedi... Necip Fazıl’dan dizeler okudu... “Hira Dağı / Tanrı Dağı” vurgusu yaptı... Kısacası... Yüzde 30’un dar alanından pay almaya çalışmak yerine geniş yüzde 70’e doğru yelken açtı... Ha şöyle! Ha şöyle! Senin ne işin var yüzde 30’un dar alanında be mübarek!
- Seçimden sonra koltuğu bıraktı, sonra ısrarlara dayanamayıp geldi ya... İtiraf edeyim: Çok iyi izah etti bu bırakıp gelme işini.
- Hem iktidarı sonuna kadar en ağır şekilde eleştirmek hem de Türkiye’nin yanında olmak... Çok zor bir dengedir bu! Kurultay nutkunda işte bu zoru başardı. Kıvamı tutturdu!
CAN YÜCEL’İ KURTARMAK İÇİN KAMPANYA BAŞLATIYORUM
“Seveceksin, sevince de sapına kadar seveceksin. Can Yücel” tarzı tiksinç paylaşımlardan...
Can Baba’yı kurtarmak için...
Elimize geçen her platformu en hakiki Can Yücel şiirleriyle donatalım.
Hadi. Hemen. Hep birlikte.
Başaracağız! Başaracağız! Başaracağız!
YUNUS KAÇ BEYGİRLİK MERCEDES’E BİNERDİ?
Bir tarikat liderinin lüks mü lüks arabalardan oluşan konvoyu sorun olunca...
O tarikat çevresinden şöyle bir izah gelmiş:
“Müslümanların iyi bir araba sahibi olmalarına alışamadılar”.
Yok yahu! Ona herkes alıştı. Orada bir sorun yok.
Sorun şuradan çıkıyor:
Vatandaşlarımız, tarikat ehli olduklarını iddia eden insanların bindikleri arabalardaki beygir sayısına bakıp “Yunus Emre yaşasaydı kaç beygirlik Mercedes’e binerdi?” sorusunu akıllarına getiriyorlar.
ATATÜRK’Ü ATATÜRK YAPAN KARİZMASI DEĞİLDİR
Bugünlerde Atatürk’ün bir videosu paylaşılıyor her yerde.
Hali, tavrı, edası, sigara yakışı, kıyafeti falan öne çıkarılıp “Ne karizma ama!” denilerek.
Hakikaten de o görüntülerde Atatürk, resmen yürüyen bir karizma!
*
Fakat Atatürk’ü Atatürk yapan bu değil ki...
Atatürk’ü Atatürk yapan...
Vatanı kurtarması, ileri görüşlülüğü, yüz yıl önceden yüz yıl sonrayı görmesi, Türkiye’nin ufkunu coğrafyanın kaderine terk etmeyişidir.
*
Şu karizma goygoyunu bırakıp da işin bu yönüne odaklansak çok daha faydalı bir iş yapmış oluruz.
Paylaş