Paylaş
*
Bu adamın özellikleri şunlar:
- Kendisi süper hükümetçi... Hükümetin gözüne girmek için önüne gelenle ilgili abuk sabuk davalar açıyor.
- Başkalarının cinsel tercihleriyle ilgili hüküm vermeye fazlasıyla meraklı.
- Milletin bel altıyla uğraşmayı seviyor.
- “Trakya ahalisinin ve Balkan göçmenlerinin Türkiye’yi dejenere ettiğini” falan söyleyecek kadar ileri gidiyor.
*
Ve çok geçmeden ortaya çıktı ki...
Bu “Avukat Rahmi” denilen adam...
Çırılçıplağa yakın fotoğraflar çektirip, sosyal medyada gözüne kestirdiği erkeklere gizli hesaplardan gönderiyormuş.
DM’den erkeklere yürüyormuş yani. Hem de bayağı üryan vaziyette.
*
Her zaman söylenmiştir:
- Kim başkalarının cinsel tercihlerine savaş açmışsa...
- Kim dejenerasyon falan diye tepiniyorsa...
- Kim kafayı sadece bu konulara takmışsa...
Vardır onda mutlaka bir tuhaflık, bir sorun, bir ikiyüzlülük.
*
“Avukat Rahmi”nin kişilik olarak hiçbir önemi yok.
Kendisini es geçebiliriz.
Ama bir “örnek vaka” olarak...
Çok ibretlik.
BİZİM MİLLİ İRADE, SURİYELİLERE VATANDAŞLIK VERİLMESİN DİYOR
METROPOLL anketine göre...
- AK Parti seçmeninin yüzde 78’i...
- CHP seçmeninin yüzde 97’si...
- MHP seçmeninin yüzde 94’ü...
- HDP seçmeninin yüzde 69’u...
Suriyelilere vatandaşlık verilmesine...
“HAYIR” diyormuş.
*
Bu durumda...
Bakalım tepelerden bir yerlerden...
“Ey milli irade! Haddini bil haddini” diye bir haykırış gelecek mi?
ODTÜ PANKARTLARINA DAİR İKİ MİNİK VE AYKIRI SAPTAMA
- BİR: Üniversite mezuniyet törenlerinde “laf sokmalı pankartların esprili dili”ni ilk iki yıl ben de desteklemiştim. Ama artık işin cılkı çıktı gibi. ODTÜ pankartlarının bende uyandırdığı duygu bu...
*
- İKİ: ODTÜ’lülerden bazıları “İmam hatipler kapatılsın” diye pankart taşımışlar mezuniyet töreninde. Tamam, kabul. Ama bir şartla: “ODTÜ kapatılsın” dendiğinde... Ağlamak yok.
EN KISA ZAMANDA
- OSMANGAZİ Köprüsü’nde fotoğraf çektireceğim.
*
- Çek Cumhuriyeti’nin yeni adı olan “ÇEKYA”yı cümle içinde kullanacağım.
*
- Büyük resmi göreceğim.
*
- Pelit’in çikolata fabrikasını gezeceğim.
ÜÇ KATLİAM STANDARDI
- BİRİNCİ STANDART: Katliam Batı’da bir ülkede meydana geldiğinde... Başta biz, bütün dünya ayağa kalkıp gözyaşı döküyor.
*
- İKİNCİ STANDART: Katliam bizim ülkemizde meydana geldiğinde... “Batı bizi görmüyor” diye ağlıyoruz.
*
- ÜÇÜNCÜ STANDART: Katliam Bağdat’ta meydana geldiğinde... Ne Batı’nın umurunda oluyor ne de bizim.
IRAK’IN BİLE GERİSİNE DÜŞTÜK
ÜLKESİNDE bombalı saldırı meydana geldiği için istifa etti Irak İçişleri Bakanı.
*
Oysa Irak’ın İçişleri Bakanı, istifa etmemek için trilyon tane bahane bulabilirdi.
Ama o, hiçbir bahaneye sığınmadan bastı istifayı.
*
Kısacası...
Irak gibi olacağız diye korkarken...
Irak’ın bile gerisine düşmüş olduk.
ESAD’LA BARIŞ İŞİ NE Mİ OLDU?
ŞÖYLE oldu:
*
- Başbakan Binali Yıldırım, Esad’la barışın işaretini verdi. Üstü kapalı “barışabiliriz” imasında bulundu.
*
- Büyük yankı uyandırdı bu ima... Rusya ve İsrail barışı tam olarak tüketilmemişken... Bir de Esad çıkmış oldu.
*
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, abartılı yadırgamayı fark etmiş olacak ki... “Esad’la barış yok” mesajı verdi.
*
- Erdoğan bu mesajı verince... Binali Yıldırım da “Esad gidinceye kadar değişiklik yok” deyiverdi.
*
- Kısacası... Esad’la barış, şimdilik buzdolabına kondu ama konduğu yer buzdolabının en ulaşılabilir noktasında.
HÜRRİYET’İN HABERCİLİKTE ÜÇ ÇOK ÖNEMLİ ATAĞI
- ATAK BİR: Cansu Çamlıbel’in İsrail’in eski Cumhurbaşkanı Şimon Peres’le yaptığı “one minute” röportajı...
*
- ATAK İKİ: Tolga Tanış’ın dünya çapında büyük önem taşıyan çok çarpıcı Irak izlenimleri...
*
- ATAK ÜÇ: “Sıra içerideki dostları arttırmakta” diyen Cemil Çiçek’in Nuray Babacan’a verdiği özel demeç...
*
Helal olsun Cansu’ya, Tolga’ya ve Nuray’a...
Haberciliğin çok örselendiği bir dönemde...
Habercilik bayrağını burçlara dikmeyi başardıkları için.
Paylaş