Paylaş
İki köşe yazısının cümleleri arasına sıkışmış şu iki bilgiye rastladım:
*
- BİR: Meğer Dünya Bankası’nın istatistik açısından bir Performans Endeksi varmış. Türkiye bu endekste 128 ülke arasında en iyi ilk 20’deymiş.
*
- İKİ: Meğer TÜİK’in istisnasız tüm verileri, aralıksız olarak uluslararası denetime tabi tutularak denetleniyormuş.
*
Bunlar gerçek mi abi?
Hakikaten de böyle mi?
*
Eğer gerçekse...
Eğer böyleyse...
TÜİK niye susuyor, TÜİK niye konuşmuyor?
*
Verileriniz yanlış diyenlerin burnuna niye dayamıyor uluslararası denetim raporlarını? “İktidar söylüyor, siz yazıyorsunuz rakamları” diyenlerin önüne neden koymuyor performans endeksini? Kapısına gelmiş ana muhalefet liderine, niye “Buyurun uluslararası raporlar” demiyor, diyemiyor?
*
Köşe yazılarının satır aralarında mı göreceğiz biz bu bilgileri?
*
Ne yani?
TÜİK yetkililerinin tamamen görev alanına giren bu önemli konularda açıklama yapmaları için...
İlle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir talimat mı vermesi gerekiyor?
*
Yoksa TÜİK, kendisi üzerinden hükümetin yıpratılmasından gizli bir zevk mi alıyor?
SEKTER YAZIYOR
EBU HÜREYRE AŞKINA
LAFI hiç uzatmayacağım.
Ve söyleyeceğimi hemen söyleyeceğim:
*
Mama lüks tüketim değil, temel tüketimdir efendiler!
*
Bir an şöyle bir empati yapın:
Yediğiniz ekmeğe “Bu lüks tüketim malzemesidir” denilerek yüzde 18 KDV uygulansa...
Kendinizi nasıl hissedersiniz?
Mamalarımıza uygulanan yüzde 18 KDV karşısında...
Bizim hissettiğimiz işte budur.
*
Kaldırın mamalarımızdan yüzde 18 KDV’yi.
Ebu Hüreyre aşkına.
ALEYKÜM SELAM HINCAL BABA
GELENEK şudur:
*
Görüşmelerimizin arası açılınca Hıncal Baba, hemen çeyrek sayfa bir yazıyla bana yüklenir.
*
Bu, onun dilinde...
“Selamün aleyküm” demek.
*
Selamını aldım, kabul ettim.
Aleyküm selam Hıncal Baba.
En kısa zamanda görüşelim.
FAKAT O KAPIYA İYİ DAYANDI HA
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun TÜİK kapısına dayanma görüntülerini izleyince...
İçimden bir şeyler mırıldandım.
Sadece içimden ama...
*
Mırıldandığım şey şuydu:
*
Madem bu denli heybetli, bu denli görkemli, bu denli tantanalı bir şekilde herhangi bir kapıya dayanabiliyorsunuz.
Keşke aynı heybetle, aynı görkemle, aynı tantanayla...
15 Temmuz’da da tankların önüne çıksaydınız.
*
Burada kesecektim. Kesemedim.
Mırıldanmaya şöyle devam ettim:
*
TÜİK kapısı kadar risksiz değildi ama kahraman olmak açısından çok daha elverişliydi.
EN SEVDİĞİM YAĞMUR
RÜZGÂR tarafından sağa sola uçuşturulmayacak. Gökyüzünden dik inecek. Diklenmeyecek ama dik inecek. Kararsız olmayacak, gürül gürül yağacak. 30 saniye yağıp sonra dinmeyecek, en az beş dakika aralıksız yağacak. Ama telaşlı telaşlı yağıp da yolların sularla kaplanmasına yol açmayacak. Tatlı tatlı yağacak. Seyirlik olacak.
*
Dün öğleye doğru İstanbul’a işte böyle bir yağmur yağdı ve ben çok mesut bahtiyar oldum.
CÜBBELİ’NİN REMİKSİ
MEŞHUR vaazlarından birinde şöyle demişti Cübbeli:
*
“Şarkıcı çıkıyor, ‘Bin dört yüz tane eserim var’ diyor. Çalakalem yazmış bir şeyler. Manyak manyak şeyler. Milyonlar satıyormuş milyonlar. Mevzu ne? Öp beni, yut beni, yala beni, şap beni, şup beni... Manyak manyak işler.”
*
Bunun remiksini yapmış bir arkadaş.
Sosyal medyada bayağı bir iş yaptı.
Bir ara takıldım. Öylesine müptela oldum ki... Çıkamıyorum remiksten.
*
Baktım en son Haluk Bilginer ve oyuncu arkadaşları, bu remiksten esinlenerek bir şarkı yapmışlar.
İşin şahikası da bu oldu.
Onu da pek beğendim.
*
Kısacası Cübbeli’nin popüler katkısı asla yadsınamaz.
SESLİ KİTAP OLARAK DİNLENECEK KİTAPLAR
- KÜRK MANTOLU MADONNA: Ben Ali Atilla Şendil’in sesinden dinledim. Çok güzel okuyor Şendil. Üstelik kararında vurgularla inceden canlandırma bile yapıyor.
*
- SUÇ VE CEZA: Ben Umut Tabak’ın sesinden dinledim. Rahatsız etmeyen, anlaşılır, yormayan bir okuma... Gayet memnunum.
*
- GENÇ WERTHER’İN ACILARI: Okurken çok etkilenmiştim. Dinlerken daha çok etkilendim. Hakan Coşar’ın okuyuşu süper!
Paylaş