Paylaş
Söyledikleri, HDP açısından gerçekten yenilir yutulur cinsten şeyler değil.
*
Tam olarak söylediği şu Ağıralioğlu’nun:
*
“HDP’lilere Selahattin, Sırrı, Hasip, Fatma, Emine isimlerini çok görürüm. Bu adamlara bizimle ortak dünyamıza tekabül eden isimleri çok görüyorum... Ya milletin beraberliğine yürüyün ya da yaptığınız şenaate uygun isimler alın kendinize. Ahmet Türk ismiyle insan milletine fitne olur mu?”
*
Bu sözlere ilk cevap veren HDP’li ise Sırrı Sakık oldu.
*
O da “Yavuz” isminin sözlükteki diğer anlamının “kötü, fena” olduğunu öne sürerek...
“Sen bu ismin anlamına uygunsun. Değiştirme hiç. Güzel taşıyorsun” dedi.
*
İYİ Parti ile HDP arasındaki bu polemiği görünce...
Aklıma Bülent Ortaçgil’in “Bu iş zor, çok zor Yonca” şarkısı geldi aniden...
*
Millet ittifakının işinin zor, çok zor olduğunu bir kez daha fark ettim.
Ve şunları mırıldandım:
*
HDP’lilere Sırrı, Hasip, Fatma, Emine isimlerini bile yakıştıramayan bir anlayış, nasıl olacak da Sırrı’ların, Hasip’lerin, Fatma’ların, Emine’lerin oy katkısıyla AK Parti’yi devirecek? Nasıl olacak da HDP’liler, kendilerine Sırrı, Hasip, Fatma, Emine isimlerini bile çok gören anlayışla aynı doğrultudaki hedefe yönelecekler?
*
Ve tabii en ağır yükü omuzlamış olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu düşündüm.
Ve şöyle dedim:
*
Burada işi en zor olan kişi sizsiniz Kemal Bey...
Çünkü...
İYİ Parti ile HDP’yi...
Aynı hedefte buluşturmanın yolunu yapmak hiç kolay olmayacak gibi...
SMA KAMPANYASI
SMA hastası çocuklar için sosyal medyada büyük bir kampanya düzenlendi.
*
Bu kampanyanın...
- Arkasında gerçekten başka amaçlar var mıdır?
- Gerçekten de işi kurgulayanların maksadı siyaset midir?
- Yoksa dev ilaç tröstleri mi vardır bu kampanyanın ardında?
Bunların hiçbirini bilmiyorum. Elimde bir veri yok.
*
Ama net olarak bildiğim şey şudur:
*
Siyasetle, dev ilaç tröstleriyle falan zerre alakası olmayan birçok iyi niyetli vatandaşımız, bu kampanyaya destek oldu. Onların tek amaçları, bu hastalığa yakalanmış minnacık çocuklarımızın kurtulmasına katkı sağlamaktı.
*
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın SMA kampanyasıyla ilgili yaptığı açıklamayı okuyunca...
Hiçbir SMA hastası çocuğumuzun çaresizliğe terk edilmediğini öğrendim. Bakan Koca, net bir şekilde “Devlet bu çocukların yanındadır, gereken yapılmaktadır” diyordu açıklamasında.
*
Keşke Bakan Koca, bu net açıklamayla yetinseydi, “kirli kampanya” türü sözlere hiç yer vermeseydi.
Olayın psikolojisini çok daha iyi yönetmiş olur, kampanyaya iyi niyetle destek veren vatandaşlarımızı da olumlu yönde etkilemiş olurdu.
*
Kast ettiğim üslubu şöyle olan bir açıklamadır:
*
“Bir kampanya yapıldı. Arkasında hangi maksat olursa olsun bu kampanyaya iyi niyetle destek veren vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Fakat işin doğrusu şudur... Biz devlet olarak şunları yapıyoruz...”
*
Böyle bir üslupla konuya yaklaşılmış olsaydı...
Kampanyanın arkasındaki kötü niyetlilerin heveslerini kursaklarında bırakmak ziyadesiyle mümkün olabilirdi.
FİKRİ SAĞLAR’A SORUŞTURMA
HERKES ayıpladı Fikri Sağlar’ı.
Herkes eleştirdi.
Kendi partisi bile sahip çıkmadı.
Kendi partisinin genel başkanından bile tepki gördü.
En muhalifinden en iktidar yanlısına tüm köşe yazarları kıyasıya eleştirdi Fikri Sağlar’ı.
Birkaç aklı havada marjinal dışında, aklı başında bir tek kişi bile yer almadı Fikri Sağlar’ın yanında...
*
Kısacası kınanarak, yadırganarak, eleştirilerek, yalnız bırakılarak...
Cezaların en büyüğünü almış oldu.
*
Durum böyleyken...
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Fikri Sağlar hakkında resen soruşturma başlatması...
Fikri Sağlar’ı bir anda “fikirlerinden dolayı yargılanan siyasetçi” pozisyonuna yükseltmekten başka hiçbir işe yaramayacaktır.
*
Fikren mağlup olmuş bir kişiye, bir kıyak gibi geldi bana bu soruşturma.
*
Fikirleri kriminalize etmeden, fikirlerin fikirle çürütüleceğini ne zaman öğreneceğiz?
SESLER/YÜZLER/SOKAKLAR
- CAN ATAKLI: Çok agresif biçimde AK Parti’ye çalışıyor ve işin daha fenası bunun farkında bile değil.
*
- CEM YILMAZ: Twitter’da çoluk çocukla kavga etmek de nedir Allah aşkına? Artık bunu asık suratlı şahıslar bile yapmıyor.
*
- DONALD TRUMP: Hâlâ “Yenilmedim” diyor. “Tadını kaçırmak” deyimini İngilizceye nasıl çeviririz? Çevirip yollayalım kendisine.
*
- İLKER BAŞBUĞ: “Eğer şöyle olsaydı darbe olmazdı” demenin, darbeye mazeret üretmek anlamına geldiğini hâlâ anlamamış olmasına gerçekten hayret!
*
- METİN AKPINAR: “Ömür boyu geçerli olacak bir demokrasi aşısı yaptırmamız lazım” demiş. Hoşuma gitti.
*
- KADİR TOPBAŞ: Diyalize bağlanmış. Şifa diliyorum. Hastalık devreye girdiğinde... Her şeyin bitmesi lazım. Ama biz ölüm devreye girdiğinde bile her şeyi bitiremiyoruz.
*
- SEDA SAYAN: Kanal D’de “Gelinim Mutfakta” programını sunacak. “Evlilik defterini kapattım” demiş. Yeni defter, “kaynanalık defteri” olacak demek ki...
*
- MELİH BULU: Biraz Türkçe gramer çalışsa... İyi olacak. Geç tabii ama ne derler bilirsiniz: Geç olsun da güç olmasın.
Paylaş