Paylaş
Alkole getirilen kısıtlamaların ne derece haklı olduğunu anlatıyor.
Önce şunları söylüyor:
- Aile içi şiddet, kavga, boşanma...
- Bakıyorsunuz bunların altından alkol çıkıyor.
- Evde tekme tokat hanımını darmaduman ediyor.
- Bunları görmezden gelemeyiz.
Bunları söylüyor...
Hemen ardından da şunları söylüyor:
- İçeceksen alkolünü al git evinde iç...
- Git ne içeceksen gene iç evinde iç...
- Biz buna karşı değiliz...
*
Başbakan Erdoğan’a üç sorum var:
- SORU BİR: Hem “Adam içiyor, sonra da hanımı duman ediyor” diyorsunuz, hem de aynı adama “Evde iç” diyorsunuz... Bu açıkça tehlikeye davetiye çıkarmak değil midir?
- SORU İKİ: Sizin talimatınıza uyulup sadece evde içilirse ve içildikten sonra da “hanım” duman edilirse bunun vebalini kim üstlenecek?
- SORU ÜÇ: “Hanım”ın duman edilmesi açısından soruyorum, hangisi daha tehlikelidir: Dışarıda içen adam mı, evde içen adam mı?
Dokunup geçtik
- KÖPRÜ: Başbakan Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı iken “Üçüncü Köprü cinayet olur” demişti... Neden görüş değiştirdi acaba?
- ALEVİLER: Alevilere adres tarifi: Sabiha Gökçen Havalimanı’na ineceksin, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçeceksin.
- İKİ AYYAŞ: “İki ayyaş kim?” tartışmasına mütevazı bir katkı: Tayyip Erdoğan, yıllar önce, henüz belediye başkanı bile olmamışken yaptığı bir konuşmada “yasa yapan iki ayyaş”tan söz ediyor... Bunlardan biri Orhan Aldıkaçtı, diğeri Vural Arıkan...
- KAZAZ: “Tuğçe Kazaz yeniden Müslüman oldu” diye haber yapanlara sesleniyorum: Bunun bir haber değeri yok... “Dinini değiştirmedi/Sabit kaldı/Aynı dinde devam ediyor”... Bunların haber değeri var.
- SENATÖR: Silah lobileriyle yakın işbirliği olan Cumhuriyetçi Senatör McCain, Türkiye-Suriye sınırında muhaliflerle görüşmüş... Muhalifler “Bize pizza değil silah verin” demiş, o da “Lafı mı olur” diye karşılık vermiş... Akacak kan kimin kanı diye sormak da kimsenin aklına gelmemiş...
- YENİLMEK: Emek Sineması’nda yenildik... Üçüncü Köprü’de yenildik... Gezi Parkı’nda yenilecek gibiyiz... Ama ne diyordu Sezai Karakoç: “Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır”.
Yeltsin Sırrı
TAM 30 yıl milletçe...
Yeltsin gibi tankın üzerine çıkacak bir siyasetçi bekledik.
İstedik ki...
Tanklar sokağa çıktığında...
Bir yiğit siyasetçi ortaya atılsın ve tıpkı Rusya’da Yeltsin’in yaptığı gibi tankın üzerine çıkıversin.
Olmadı, olamadı.
Yeltsin imrenmesi içinde helak olduk gittik...
*
Ve fakat...
İşte bakın:
Tankın üzerine çıkan bir siyasetçimiz olmadı ama dozerin önünü kesen bir siyasetçimiz oldu.
Taksim Gezi Parkı’na yapılacak AVM için dozerler harekete geçince...
Sırrı Sürreyya Önder, bir Yeltsin tavrıyla atılıverdi dozerin önüne...
“Beni çiğnemeden giremezsiniz buraya” dedi.
“Ağaçları kesmeden önce beni kesmeniz lazım” dedi.
Dozerler durdu... Milim adım atamadı.
Böylece bizim de bir Yeltsin’imiz oldu.
*
Gerçi dozer yerine tankı tercih ederdik ama neyse idare edeceğiz artık.
Mühim olan nedir
- İÇKİYİ ağzına koymuyor olabilirsin.
- İçki içmeyi tercih edenlere mesafe koyabilirsin...
- İçki içilen ortamlarda bulunmak istemiyor olabilirsin.
- İnancından dolayı içkiye şiddetle karşı çıkıyor olabilirsin.
Hakkındır... Buyur böyle ol...
*
Ama senin böyle olman...
- İçki içenleri “ayyaş” diye aşağılamanın...
- İçkiyi kriminal hale getirmenin...
- İçki içenleri ötekileştirmenin...
- Her içki içeni “alkolik” zannetmenin...
- İçki denilince aklına sadece “kıyak kafa”yı getirmenin...
Gerekçesi olamaz.
*
Alkolmüş, halk sağlığıymış, düzenlemeymiş, yasaymış, polemikmiş, inançmış, Batı’yı örnek almaymış falan...
Bunların aslında pek bir önemi yok.
Şuna bakılır:
Kendine karşı beklediğin asgari saygı ve nezaketi, sen başkalarına karşı sergiliyor musun?
Mühim olan budur, gerisi hikâyedir.
Ayyaşın yasası ile Allah’ın yasası
EĞER...
- “Ayyaşların yasası” bir tarafta...
- “Allah’ın yasası” bir tarafta ise...
Yani denklem böyle kuruluyorsa...
Niye Allah’ın yasakladıklarından sadece alkol yasağı alınıyor da diğerleri es geçiliyor?
*
- Mesela Allah ruhsat vermiş bir erkeğe dört kadına kadar evlenmek için... Niye yasal düzenleme söz konusu olmuyor?
- Mesela zina kesin haram... Niye gereği yapılmıyor?
- Mesela kadınların mahkemelerde şahitlik meselesi var... Niye el atılmıyor?
- Mesela faiz işi var... Niye mesele edilmiyor?
- Mesela dinin miras hukuku var... Niye atlanıyor?
- Mesela İslami ceza hükümleri var... Niye gündeme bile getirilmiyor?
- Mesela kadınlar ve örtünme... Niye böyle bir başlık açılmıyor?
- Mesela saat 06.00 ile 22.00 arası haram kalkıyor mu, o saatler arasında içki satışı niye serbest?
- Mesela Müslüman ve gayrimüslimlere ayrı hukuk... Niye ağza bile alınmıyor?
Aydın Doğan’dan Nazmiye Hanım yorumu
AYDIN Doğan’la konuşuyorduk.
Konu Nazmiye Demirel’in vefatına geldi.
“Şunca yıllık medya patronusunuz, Demirel ailesiyle özel bir anınız var mı?” diye sordum.
“Özel anıları bir tarafa bırakalım” dedi ve Nazmiye Demirel hakkında konuştu.
Aydın Bey’in söyledikleri şunlar:
*
- Nazmiye Hanım bir siyasetçi eşi olmanın bütün zorluklarını yaşadı.
- Bir eş olarak “iyi günde/kötü günde” sözünün sembolü gibiydi.
- Her zaman ama her zaman Süleyman Bey’in yanındaydı. Onu bütün görevlerinde destekledi, onu tamamlayan bir eş oldu.
- İktidar dönemlerinde de yanındaydı, sürgünler ve yasaklar dönemlerinde de yanındaydı...
- 12 Eylül müdahalesinin sabahı Süleyman Bey, Nazmiye Hanım’la birlikte askerler tarafından Hamzakoy’a sürgüne gönderildiği sırada havaalanında çekilen fotoğraf karesi... Hepimizin hafızalarına kazınmış bir fotoğraf karesidir o...
- Örnek bir hanımefendiydi... Allah rahmet eylesin diyorum.
Paylaş