Paylaş
*
- Netanyahu, içeride çok zor durumdaydı. Tam bir kıskaca girmişti. Bu şok baskınla kurtulmuş olacak mı acaba?
*
- İlkler var bu olayda: HAMAS, ilk kez reaksiyon göstermeyip aksiyon aldı. İsrail, ilk kez feci gafil avlandı.
*
- Türkiye’nin taraflara itidal tavsiyesi, çok doğru bir yaklaşım. Erdoğan’ın taraflara “fevri hareketlerden kaçının” demesi, gayet isabetli.
*
- Şunu çok merak ediyorum: HAMAS’ın planı ne? Ne yapmak istiyorlar? İsrail’i terörize etmek dışında bir kazanım elde edebilecekler mi?
*
- Şöyle sorularım da var: Hizbullah, bu işe karışır mı? İran ne yapar? Bu savaş, genişler mi? Ortadoğu ateşi, hepimizi yakar mı?
ORTADOĞU SAPTAMALARI
- ÇOCUKTUM, Ortadoğu’da kartlar yeniden dağıtılıyordu. İki çeyrek asrı devirdim. Hâlâ Ortadoğu’da kartlar yeniden dağıtılıyor.
*
- Sosyal medyaya şöyle bir bakayım dedim. Of of of! Tarafını seçen öbür tarafa saldırıyor. Bu sosyal medya bizi “itidalli bir ulus” olmaktan da çıkardı.
*
- “Üçüncü Dünya Savaşı” nitelemesini yapmak üzere hazır bekleyen bir kitle var galiba. Ne zaman sıra dışı bir bölgesel çatışma yaşansa bu kitle hemen “Üçüncü Dünya Savaşı çıkabilir” diye ortaya çıkıyor. HAMAS’ın son baskının da bu kitleye yine gün doğdu.
*
- Ahmet Davutoğlu, HAMAS’ın şok saldırısına destek verince seküler CHP’liler, bir kez daha “İyi ki seçimi kazanmamışız” diyorlar. CHP seçmeni olmak, insanın sırtına ekstra bir yük yüklüyor sanırım.
*
- Bu arada komplo teoricileri de fazla mesai yapmaya başladılar. Sosyal medyada neler yazıyorlar neler.
*
- Sosyal medya dediğimiz mecra, herkese müthiş cüret kazandırdı. İsrail / Filistin sorunu üzerine iki satır bir şey okumamış olanlar bile HAMAS baskını üzerine muazzam analizler patlatıyorlar. Onları okurken beni hep bir gülme alıyor.
HERKESİN SİVİLİ KENDİNE
HAMAS’ın şok baskınından gelen görüntülere bakıyoruz:
Kadın, çocuk demeden önlerine geleni öldürüyorlar. Savaş hukuku ihlalleri had safhada. Siviller katlediliyor.
En Filistinci olduğum dönemlerde bile buna itiraz ettim ve kabul edilemez buldum.
*
Fakat bu durum sivillere yönelik saldırılar karşısında sergilenen iki yüzlülükleri görmeme engel değil.
*
İki yüzlülük tam olarak şöyle ortaya çıkıyor:
*
- İsrail, Filistinli sivilleri katlederken kafalarını kuma gömeler, HAMAS sivilleri katlederken kafalarını kumdan çıkarmış durumdalar.
*
- Tabii İsrail’in sivilleri katletmesine gür bir seda ile karşı çıkanlar, HAMAS’ın sivilleri katletmesini hiç mesele etmiyorlar.
*
Kısacası herkes kendi sivilini alıp kenara çekiliyor.
Hem İsrail’in hem HAMAS’ın sivillere yönelik saldırılarına aynı heyecan ve samimiyetle tepki göstermek bu kadar mı zor?
MEDYANIN SPORU
KEMAL Kılıçdaroğlu, şöyle demiş:
*
“Medyada CHP’yi eleştirmek spor haline geldi”.
*
Evet, medyanın yaptığı bir spor var.
Ama o spor, CHP’yi eleştirme sporu değil, Kılıçdaroğlu’nu eleştirme sporu.
“Medyada beni eleştirmek spor haline geldi” deseydi çok daha isabetli bir saptama yapmış olurdu Kılıçdaroğlu.
MAHMUT TUNCER’İN OĞLU AK PARTİ MKYK’SINDA
MEĞER Mahmut Tuncer’in bir oğlu varmış. Meğer o oğul, iletişim alanında akademisyenmiş. Doçentmiş. Aydın’da Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevini yürütüyormuş.
Kamuoyu gibi ben de bunların hiçbirini bilmiyordum.
*
AK Parti’nin yeni MKYK listesini incelerken rastladım Mehmet Umut Tuncer ismine. Bir bakayım, kimmiş dedim.
Ve Mahmut Tuncer’in oğlu olduğunu keşfettim.
*
Kendi sitesinde kendisini şöyle anlatıyor Mehmet Umut Tuncer:
*
“Şanlıurfalı bir babanın, Aydınlı bir annenin ilk evladı olarak Ankara’da doğdum. Babam Türk Halk Müziği sanatçısı Mahmut Tuncer, mesleğine başladığı günlerde Ankara’da çalışıyordu. Bu nedenle çocukluğum Ankara’da geçti”.
*
Yarı Şanlıurfalı... Yarı Aydınlı... Kebabı da çok seviyor, Aydın’daki köylerinin bahçelerini de.
*
Hem böyle bir evlat yetiştirdiği için Mahmut Tuncer’i, hem de ünlü bir babanın evladı olma avantajına yaslanmayıp akademide sabırla çalışmayı tercih eden Umut Tuncer’i kutluyorum.
Paylaş