Gül’ün amacı hamlesi beklentisi taktiği falan

HAMLESİ:

*

Sırf bu amaçla Ali Babacan’a parti kurdurup sahaya sürdü ve kendisini perde gerisinde tutmaya özen gösterdi.

*

BEKLENTİSİ:

*

Ali Babacan’a kurdurduğu partinin, kendisinin Cumhurbaşkanlığı adaylığında önemli bir rol oynayacağı beklentisi içinde. Bütün hesabı bu!

*

TAKTİĞİ:

*

Sessiz kalmak. Ama “Sen hep sessiz kaldın” demesinler diye arada sırada “kontrollü hükümet eleştirileri” yapmak.

*

YORUM: Karar gazetesinden Taha Akyol’a Türkiye’nin gidişatıyla ilgili olumsuz yorumlar yapan Abdullah Gül’ün bu son açıklamaları, “amaç, hamle, beklenti, taktik” dörtlüsünün “taktik” kısmına girmektedir.

BODRUM BELEDİYE BAŞKANI ÇOK HAKLI, DAĞILABİLİRSİNİZ

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras şöyle demiş:

*

“Biz turistin cebindeki parayı sonuna kadar almakla mesulüz.”

*

Söylenen sözün başına, sonuna, ortasına, bağlamına bakmadan... Tek bir cümleyle yargılama hastalığı nedeniyle, gelen geçen Bodrum Belediye Başkanı’na saydırdı da saydırdı.

*

Oysa Başkan’ın söyledikleri tam olarak şunlardı:

*

- Burası turizm memleketi... Dünyanın en zengin insanları buraya geliyor. İşinsanları, sanatçılar, oligarklar, prensler... Beklentileri çok yüksek. Belki altın tabakta döner yemek istiyorlar. Bodrum’da onu da sunacak yerler var.

- Her yere gitmek zorunda değiliz. Ben Türkbükü’ndeki bir işletmeye gitmek zorunda değilim. Ama orayı da seçenler var. Bodrum’da her şey ucuz olsun dersek parayı harcayacak turist Santori’ye gider, Mikonos’a gider. Bodrum’a gelmez.

- Biz turistin, vatandaşımızın demiyorum, cebindeki parayı sonuna kadar almakla mesulüz. Adam cebine parayı koymuş gelmiş. Niye harcamasın? Bir dönere 100 bin TL vermek istiyorsa, versin yesin. Bana ne? Ama Bodrum’da 20 TL’ye de döner var.

*

Adam haklı beyler.

Dağılabiliriz.


SANA NE?

İSTEYEN içki içerken fotoğraf çektirir, isteyen çektirmez... Sana ne?

*

İsteyen içki içerken çekilen fotoğrafta içkiyi saklar, isteyen saklamaz... Sana ne?

*

İsteyen içmez, isteyen içer... Sana ne?

*

İsteyen içtiğini belli etmek istemez, isteyen ister... Sana ne?

İNANMAYIN ŞUNLARA

HABER yapmışlar. Attıkları başlık şu:

*

“Damada damat demek suç oldu. Berat Albayrak’a ‘damat’ dediği için hukukçu Ali Rıza Dizdar hakkında hakaret suçundan dava açıldı.”

*

“Allah Allah! Böyle şey olur mu?” falan diye azıcık araştırdım.

Sonuç şu:

*

Ali Rıza Dizdar, bir futbol kulübünün divan kurulunda yaptığı konuşmada...

“Damat” diyor ve ardından da Berat Albayrak’a yönelik hem kanıtlanması mümkün olmayan çeşitli isnatlarda bulunuyor, hem de hakaret ediyor.

*

İsnatları ve hakaretleri saklayan sözde “tarafsız” gazeteler de...

“Damada ‘damat’ dedi, hakaret davası açıldı” diye haber yapıyorlar.

*

İnanmayın şunlara! Muhaliflik, hakikatleri çarptıracak kadar kör etmiş bunların gözlerini.

ATATÜRK-CHP-ŞEYH SAİD-HDP

ŞEYH Said’in idamının yıldönümünde....

HDP’den şöyle bir açıklama geldi:

*

“Şeyh Said ve 47 arkadaşını saygıyla anıyoruz.”

*

Şeyh Said, Atatürk döneminde isyan etti... İsyan Atatürk döneminde bastırıldı... Şeyh Said ve 47 arkadaşı Atatürk döneminde idam edildi.

*

Atatürkçü tarihçi Sinan Meydan, Şeyh Said isyanını ve bu idamların ne kadar haklı olduğunu anlatıyor senelerdir.

*

Çok merak ediyorum:

Atatürk’ün partisi CHP, acaba HDP’nin Şeyh Said’i saygıyla anmasına bir şey diyecek mi?

*

Atatürk’ü savunmak...

Yine yeni yeniden...

Sadece Sinan Meydan’a mı kalacak?


GIPTA ETTİĞİM TİPLER

- Hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi zerre kadar kafaya takmayanlar.

*

- Yaptıkları her işin sonsuz mükemmel olduğuna kesin bir inanç besleyenler.

*

- Kebap üstüne kebap yiyip en sonunda da künefeyi gömüp kilo almayanlar.

*

- Hiçbir durumda rutinlerini bozmayıp bir prensip abidesi gibi dolaşanlar.

*

- İzledikleri her filme âşık olanlar.

*

- Tatilde konfora zerre kadar önem vermeyenler.

*

- “Hadi buluşalım” dendiğinde her daim hazır olanlar.

*

- Her konuda anlatacak çok enteresan anılara sahip olanlar.

*

- Arabasının camına hem Che, hem Atatürk, hem de Osmanlı tuğrası asanlar.

*

- Kedilerle seviyesizce bile iletişim kurmayı başarabilenler.

*

- Halk pazarından aldıkları giysileri Gucci havasıyla taşıyanlar.

*

- Boş vakitlerinin tümünü telefon dükkânlarında geçirenler.

*

- Telefonunun çalma sesini her gün değiştirenler.