Gazetecilerin hiç değişmeyen fıtratı

“Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar” diye başlayan hadis.

*

Geçenlerde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, işte bu meşhur hadisi okudu kürsüde.

*

Bazı yayın organları, bu hadisi alıntılayıp...

“Ali Erbaş’tan yeni inciler” başlığıyla haber yaptılar.

*

Ve böylece...

Hadisin hadis olduğunu bilmedikleri... O sözü Ali Erbaş’ın sözü zannettikleri... Ve bu cehaletleriyle hadise “inci” diyerek saygısızlık ettikleri...

Ortaya çıkmış oldu.

*

Diyeceksiniz ki...

Gazeteciler, hadisin hadis olduğunu bilmek zorunda mı?

*

Cevap veriyorum:

*

Batılı gazeteciler, Hıristiyan inanışıyla ilgili böyle vahim çamlar devirmezler.

Çünkü onlar, Hıristiyanlığı bir bilgi objesi olarak bilmek zorunda olduklarının farkındadırlar.

*

Bizdeki gazeteciler ise...

İslami konulardaki cehaletlerini, cehalet olarak bile görmezler.

Hatta ve hatta...

Bu konudaki cehaletleriyle övünürler, konudan habersiz olmayı bir gurur nişanesi olarak yakalarında gezdirirler.

*

70 yıl önce de böyleydiler, 50 yıl önce de böyleydiler. 20 yıl önce de böyleydiler. 20 yıl sonra da böyleler. Yani böyle geldiler, böyle gidiyorlar.

YENİ VARYANTLA İLGİLİ HİSSETTİKLERİM 

- Aşırı duyarsızlık.

- Süper korkusuzluk.

- Muazzam bir takmama hali.

- Müthiş kayıtsızlık.

- Fevkalade bir ne olacaksa olsun duygusu.

MUSTAFA DENİZLİ’NİN ADI AMMA DA YAKIŞTI

İZMİR Alsancak Stadı’na Mustafa Denizli’nin adının verilmesi...

- Çok yakıştı.

- Çok vefalı bir tutum olarak kayıtlara geçti.

- Çok güzel oldu.

- Çok beğenildi.

- Çok takdir edildi.

*

Düşünen, akıl eden, uğraşan herkese çokça teşekkür.

İYİ DE SAYIN METRO GENEL MÜDÜRÜ

METRO İstanbul Genel Müdürü Özgür Soy, metro eşkıyasının elindeki bıçakla metroya girebilmesi olayını şöyle yorumlamış:

*

“Metro girişlerindeki güvenlik kontrolünden, bir uçaktan beklenecek güvenliği beklemek doğru değil. Bu kontrol bomba gibi, silah gibi şeylere duyarlı. Vandalizme karşı engelleyici değil.”

*

İyi de Sayın Genel Müdür...

Hiç kimse sizden “Vandalları metroya almayın” demiyor ki.

*

Size söylenen şu:

*

“Elinde kocaman ekmek bıçağıyla bu adam metroya nasıl girdi? Kocaman ekmek bıçağı karşısında alarm vermeyen dedektöre dedektör denir mi? Kocaman ekmek bıçağını sokan, tabancayı sokamaz mı?”

ATATÜRK’ÜN TÜRK HALKINDAKİ KARŞILIĞI

METROPOLL’ün yaptığı son araştırmaya göre...

Atatürk’ün bu ülkeye yaptıklarından dolayı şükran duyanların oranı şu çıkmış:

*

Yüzde 92.

*

Her zaman söylerim, yine söyleyeceğim:

*

Atatürk, bu ülkenin üzerinde mutabakat sağladığı bir değerdir. Gürültüsü çok çıkan birkaç marjinal dışında bu ülke halkının kahir ekseriyeti, Atatürk’e şükran ve saygı duyar.

*

Araştırmadan çıkan sonuç, benim bu gözlemimin verisidir.

KAÇ KAÇ KAÇ

- Karşısındakine burcunu sorup ona göre ilişki geliştirenlerden...

*

- Ekonomi tartışmasını “Çıkar telefonunu” diye başlatanlardan...

*

- “Yaşanmışlıklar” ya da “dost biriktirmek” diye konuşanlardan...

*

- Köylülerle ilgili bir olumsuzluk çıktığında hemen Şükrü Erbaş’ın “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?” adlı kötü şiirini piyasaya sürenlerden...

*

Kaç... Kaç... Kaç...

IŞILTILI BİR DÜNYANIN UFAK TEFEK CİNAYETLERİ

SON dönemde moda dünyasının anlı şanlı isimlerinin hayatlarını temel alan dizileri ve filmleri izledikçe...

“Moda dünyası amma da entrikalı, amma da kanlı, amma da sert bir dünyaymış” demeye başladım.

*

“Verse” dizisi mesela...

Erbakan Hoca’nın da pek sevdiği Versace markasının yaratıcısı Gianni Versace’nin psikopat bir hayranı tarafından öldürülmesini işliyordu.

*

“Gucci Evi” filmi mesela...

Dün gösterime giren bu film de Gucci Ailesi’nin sonu bir suikastla tamamlanan bol entrikalı öyküsünü anlatıyor.

*

Bizim modacılarımıza sirayet etmez umarım bu durum. Bunca entrika, bunca sertlik arasında yaşarken... Moda dünyamızda çıkacak entrikalara ve sertliğe tahammül edemeyiz.