Fakat kabul edelim pek yaman çıktı Kılıçdaroğlu

Az zamanda çok büyük işler yaptı Kemal Kılıçdaroğlu.

Haberin Devamı

- İstanbul’u ve Ankara’yı partisine kazandırdı.

- Muharrem İnce gibi dişli bir ismi ekarte etti.

- Partiye tam anlamıyla egemen oldu.

- Gözünün üzerinde kaşın var diyen tek kişi kalmadı yanında yöresinde.

- Altı partiyi bir araya getirdi.

- Ahmet Davutoğlu gibi birini şu zamana kadar idare edebildi.

- Ekrem İmamoğlu’nu çatır çatır yedi.

- Mansur Yavaş’ı geri plana düşürdü.

- Herkesi kendi adaylığına alıştırdı.

- “Erdoğan / Kılıçdaroğlu ikilemi”ni yarattı.

*

Valla az buz işler değil bunlar.

Fakat kabul edelim pek yaman çıktı Kılıçdaroğlu

Atak yapıyor. Gündem belirliyor. Muhalifleri etkileyecek işlere imza atıyor. Bir planı yürütüyor. Taktik yapıyor. Strateji yapıyor.

*

Tabii ki daha yolun başındayız. Tabii ki “oy alabilme kabiliyeti” açısından durumunda bir değişikliğin olup olmadığını henüz bilmiyoruz. Tabii ki henüz Meral Akşener son sözünü söylemiş değil. Tabii ki arada çok vahim taktik ve stratejik hatalar yapıyor. Tabii ki bu yolun mutlu sonla bitip bitmeyeceği henüz acımasız biçimde belirsiz.

*

Fakat yine de...

Haberin Devamı

Şu son günlerde sergilediği şu olağanüstü performansa bakıp da...

Biz Kemal Kılıçdaroğlu’nu böyle bilmezdik. Kabul edelim ki yaman çıktı” demezsek hakkaniyetsizlik yapmış oluruz.

SEÇİME KADAR HER GÜN SÜPER GERİLİMLİ Mİ GEÇER

GEÇEN gün siyasette gerilim, had safhaya ulaştı. Üslup bozuldu. Kullanılmaması gereken sözcükler kullanıldı. Ağır sözler edildi. Karşılıklı eleştiriler acayip sertleşti.

*

Ve hemen hüküm verildi:

Yandık! Eyvah! Seçime kadar artık her gün böyle olacak.

*

Hayır, hayır! Bu hüküm yanlış.

Doğru hüküm şudur:

*

Seçime kadar arada sırada böyle gergin günler yaşayacağız. Ama her gün böyle olmayacak. Peki nasıl olacak? Aşağı yukarı şöyle olacak: Bir hafta aşırı gerginlik, bir ay sükûnet, iki ay içe kapanma falan diye ilerleyen bir süreç olacak.

EN ARKAYA TAM SAYFA REKLAMI VERİLEN KİTAP

GEÇENLERDE Hürriyet’in en arkasında tam sayfa bir kitabın reklamı vardı.

Fakat kabul edelim pek yaman çıktı Kılıçdaroğlu

Kitabın adı: Kadın Olmak ve Ötesi. Yazarı: Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak.

*

Haberin Devamı

Bir kitap reklamının Hürriyet’in en arka sayfasını kaplaması, o kitabın okurla buluşmasını çok kuvvetli biçimde arzu etmek anlamına gelir. Peki ama neden? Soruya yanıt bulmak için şöyle bir inceledim kitabı...

*

Şahane bir baskı... Göz yormayan iri puntolar... Pratik ve su gibi okutan bir sayfa düzeni... Yani şekil ve şartlar açısından her şey mükemmel.

*

Ayrıca çok dürüst bir yaklaşımı var kitabın. En başında kocaman harflerle bir uyarı yapılmış. Kısaca “Amacımız faydalı ve aydınlatıcı bilgiler vermektir, her okur kendi sağlık sorunu için bir uzmana başvurmalıdır” deniliyor.

*

Gelelim içeriğe... İçeriğin benimle uzaktan yakından ilgisi yok. Tamamen kadınsal bir içerik. Kadınlara özgü sorunların çözümünde yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler anlatılmış. Konunun uzmanından kadınlara kolay anlaşılır, kolay okunur bir rehber ortaya çıkmış. Bunun erkek versiyonu olsa başucu kitabı yapardım, net.

*

Haberin Devamı

Cemal Süreya benim en sevdiğim şairdir. Onun “Bir kadını ortadan ikiye böl / Yarısı annedir / Yarısı çocuk / Yarısı sevgili / Yarısı aşk” dizelerinin kitabın en başında yer alması da... Kaptı benden janjanlı ve yaldızlı on puanı.

BOŞ TENCERE İKTİDARI KESİN GÖTÜRÜR MÜ?

EKONOMİDE sıkıntılar var. Enflasyon rakamları iç açıcı değil. Pahalılık sorunu hallolamadı. Fiyat artışları söz konusu.

*

Fakat buna rağmen bakıyoruz anket sonuçlarına...

Oyları gerilemiş olsa da AK Parti, hâlâ birinci parti. Hem de en yakın rakibinin bir hayli önünde.

*

Nasıl oluyor da oluyor?

*

Ben bu sorunun cevabını şöyle veriyorum:

*

Doğrudur.

Boş tencere, genellikle iktidar götürür.

Ama bazen de boş tencere, tek başına bir iktidarı yerinden etmeye yetmez.

Haberin Devamı

Yani “Boş tencere eşittir iktidarın iktidarını kaybetmesi” diye bir denklem, her zaman işe yaramayabilir.

*

Denklemin işe yaraması için...

Bunlar gittiğinde gelecek olanlar, bu durumu toparlayacak” duygusunun toplumun tüm kesimlerine egemen olması gerekiyor.

*

Oysa görüyoruz ki...

Bugün Türkiye’de bu duygu, geniş kesimlere henüz tam olarak geçebilmiş bir duygu değil.

Geniş kesimler, hâlâ “Sorun büyük ama çözerse yine bunlar çözer” yaklaşımından uzaklaşmış değil.

*

Bunun en temel nedeni şu:

Muhalefet, çözüme odaklanamıyor.

Odaklandığında da itimat telkin edemiyor.

*

Peki bu durum seçime kadar hep böyle sürer gider mi?

*

Eğer iktidar, yaşanan sıkıntıları hafifletecek adımları atmazsa...

Haberin Devamı

Bir süre sonra olay, bir tür protestoya dönüşebilir.

Ve buna dönüştüğü anda artık hiç kimse gidecek olanla ya da gelecek olanla ilgilenmeksizin tepkisel davranmaya başlayabilir.

*

Yani demem o ki...

İktidar, geniş kesimlerde yer eden “Çözerse yine bunlar çözer” duygusuna çok fazla bel bağlayarak hesabını yapmamalı. Tepkiler protesto aşamasına gelmeden bu gidişe bir dur demeli.

GÜNÜMÜZDE SİYASET YAZISI YAZMAYI ZORLAŞTIRAN ŞEYLER

- FANATİZM

- Cımbızlama m Kör nefret

- Kutuplaşmanın getirdiği sağırlık

- Önyargı

- Asla bozulmayan ezberler

- Her kelimenin altında bir şeyler aranması

- Kaybolan sağduyu

- Provokatörlerin yazıya malzeme muamelesi çekmesi

- Başlığa bakıp verilen hükümler

- Art niyet

- Anlama çabasının son bulması.

Yazarın Tüm Yazıları