Enginyurt’un uygar biri olması mümkün mü

Latif Şimşek konuşuyordu. Gayet normal, gayet makul, gayet sıradan bir cümle kurmuştu. Tepkiye yol açacak, hatta tartışma çıkaracak bir şey bile değildi söylediği.

*

Cemal Enginyurt, üslupsuz bir saldırganlıkla Latif Şimşek’in sözüne daldı. Kabadayılık taslayarak Şimşek’i susturmaya çalıştı. Şimşek, gereken karşılığı verince de stüdyoda üzerine yürüdü. Reklam arası verildi. Sonra ortaya çıkan görüntülerden anlıyoruz ki: Bu sefer koruması da devreye girmiş. Latif Şimşek’i birlikte darp etmişler.

*

Cemal Enginyurt, bir ara sosyal medyaya egemen olan muhalif kesimlerin alay ettikleri, kafa buldukları, tepki gösterdikleri bir figürdü.



Fakat Enginyurt, Cumhur İttifakı’ndan Millet İttifakı’na geçince...

Bir zamanlar alay ettikleri, kafa buldukları, tepki gösterdikleri bu adamı, el üstünde tutmaya başladılar.

Televizyonlarında ağırladılar, gazetelerinde manşete çektiler.

Sosyal medya hesaplarından gaz verdiler.

*

Bu durum Cemal Enginyurt’un kişilik yapısını sanırım şöyle etkiledi:

*

“Bu yeni geldiğim çevre, çok şahane bir çevreymiş yahu! Ne yapsam, ne etsem gidiyor. Arkamda sürekli kapı gibi duran bir kitle var. O zaman dalayım gitsin.”

*

Son dalmasının bir numaralı sorumlusu, işte bu tuhaf ortamdır.

İki numaralı sorumlu ise Enginyurt’un kişiliğinde zaten var olan barbarlığa, vandallığa, kabalığa, şiddete olan yatkınlıktır.

*

Eğer Cemal Enginyurt’u bu denli cüretkâr hale getiren, bu denli küstah bir saldırganlık içine sokan, bu denli gaza getiren bu tuhaf ortam yok olursa...

Cemal Enginyurt, kendisini insani tavır almaya, düzgün tutum almaya, uygar davranmaya zorlayabilir.

*

Peki bu ortam nasıl yok olur?

Mesela şöyle:

*

Muhalif kesimler, şu son vakaya...

Enginyurt’un Cumhur İttifakı’nı desteklediğini, saldırdığı gazetecinin de Barış Yardakaş olduğunu varsayarlar ve tepkilerini buna göre gösterirlerse...

Bu iş olur.

*

Muhalif kesimler, böyle davranırlarsa...

Cemal Enginyurt, uygar bir insan gibi davranmak için kendisini zorlayabilir.

Aksi takdirde...

Cemal Enginyurt’un topluma kazandırılması maalesef imkânsızdır.

HANDE’NİN ÖNERİSİNE YÜZDE YÜZ DESTEK

HÜRRİYET Ankara Temsilcisi Hande Fırat, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda televizyon stüdyolarındaki saatli bombaya dikkat çekmiş ve şunu yazmış:



*

“Gazete ve TV binalarına ‘koruma’ adı altında resmi polis olmayan kişiler girmemeli. Ayrıca TV binaları ve stüdyoları, ‘silahla girilmeyecek yerler’ arasına kanunen mutlaka alınmalı.”

*

Hande de ben de televizyonda tartışma programı yapıyoruz.

Bu nedenle tehlikelinin daha çok farkındayız.

*

Hande’nin bu önerisinin karşılık bulmasını diliyorum.

YANİ NE YAPSAYDI MEHMET ALİ ÇELEBİ

MEHMET Ali Çelebi, Cumhur İttifakı’na göz kırpmış.

*

Sırf bu nedenle üzerine gidiliyor.

*

“Bir menfaati mi var? Kaseti mi var? Niye böyle yapıyor?” falan tarzı bin türlü tezvirat.

*

Oysa Mehmet Ali Çelebi, uzun bir süredir ilkesel rahatsızlıklarını dışa vurmuş bir isim.

*

Durduğu yeri, kendisi bakın nasıl ifade ediyor:

*

- Ben asker kökenli bir milletvekiliyim.



- Silahlı Kuvvetleri’mizin namuslu ellerinde yetiştim.

- Birçok devre arkadaşım şehit oldu.

- 40 bin vatan evladımız boşuna toprağa düşmedi.

- PKK/Öcalan severlerin hoş görüldüğü denklemlerle benim işim olmaz.

- Siyaseti bıraksam da 6 artı 1 değil, Cumhur İttifakı derim.

*

Adamın yaklaşımı, ta en başından beri bu...

Böyle inanıyor. Böyle düşünüyor. Böyle yorumluyor. Böyle görüyor.

*

Ne yapsaydı Mehmet Ali Çelebi?

Böyle inandığı, böyle düşündüğü, böyle yorumladığı, böyle gördüğü halde...

“Ben muhalefette başladım, muhalefette devam etmek zorundayım” diyerek...

Yutkunup sesini kesse miydi?

*

Mehmet Ali Çelebi’ye karşı sergilenen öfkenin arkasında yatan duygu, tam olarak şöyle bir şey:

*

“Tam Erdoğan’ı yenecek momentumu yakalamışız, şunun yaptığına bak. Sırası mı şimdi ilkenin milkenin? Tatava yapmanın vakti mi şimdi? Gözlerini kapatırsın, vazifeni yaparsın.”

*

Mehmet Ali Çelebi, böyle bir psikolojinin şiddetiyle karşı karşıya olduğunun farkında olmalı.