Paylaş
Diyelim ki yeni sistemi kurduk.
Cumhurbaşkanı başka partiden, başbakan başka partiden...
Ne olacak? Nasıl anlaşacaklar?
Hahahahaha!
Komik, gerçekten komik...
Ağzını her açtığında “tek adam”, her kapattığında “tek adam” diyen Kemal Kılıçdaroğlu...
Yeni sistemi resmen “iki adam” üzerinden tarif ediyor.
Gerçi ben gülmeyi tercih edenlerdenim ama durum aslında tam bir “güler misin, ağlar mısın” durumu...
Peki Kemal Bey’in bu yaptığına “gaf” denebilir mi?
Sözlükler şöyle tarif ediyor “gaf”ı:
“Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot...”
Kemal Bey’in söylediği söz...
Yersiz bir söz değil ki...
Beceriksiz bir söz değil ki...
Zamansız bir söz değil ki...
Ayrıca ortada ne patavatsızlık var ne de pot.
Doğru kelime “gaf” değildir burada.
Doğru kelime “cehalet” kelimesidir.
Alenen cehalet. Resmen cehalet.
Gaf yapsa yine iyiydi aslında.
Hiç değilse CHP’lilerin...
“E sizin lideriniz de gaf yapıyor, ne var yani?” falan diyerek topu çıkarma imkânı olurdu.
Oysa bu topun çıkarılma ihtimali sıfır.
“CHP iyi gidiyor” falan diyorduk ya...
Galiba nazar değdi.
Kemal Bey siz en iyisi acilen bir kurşun döktürüverin.
OLMADI DEVLET BEY
SİNAN Oğan’a yapılan saldırıyla ilgili bir değerlendirme yapması istendiğinde...
Devlet Bey şunları söyledi:
Bunun neresini değerlendireyim?
Bir kişi kürsüyü yıkıyor, kimseye bir şey olmuyor.
Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz.
Devlet Bey’in “Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz” demesinden yola çıkarak...
“Demek ki Sinan Oğan’ın işinin bitirilmesini istedi” falan demek çok ileri bir yorum olur.
Devlet Bey’in bu sözle...
“O saldırıyı yapan şahıs ülkücü değildir” demek istediği ortada.
Fakat işin bu kısmı da çok sorunlu...
Ne yani?
O eylemi yapanın gerçekten ülkücü olduğunu anlamamız için...
Saldırının Sinan Oğan’ın yere serilmesiyle mi bitmesi gerekiyordu?
Bu nasıl mantıktır?
Hasım bellenen bir siyasetçiye yönelmiş de olsa...
İşin içinde şiddetin kırıntısı bile yer aldığında...
Anında “kınıyoruz, kabul etmiyoruz, tasvip etmemiz mümkün değil” falan demek gerekmiyor mu?
Ülkücülük ve şiddet kelimelerinin yan yana zikredilmesine karşı yıllarca mücadele etmiş, bu mücadelesinden başarıyla çıkmış ve bu konuda çok büyük takdir toplamış Devlet Bahçeli gibi bir liderin...
Bu yaklaşımına onay vermek mümkün değil.
YOKSA İLNUR ÇEVİK KRİPTO HAYIRCI MI?
CUMHURBAŞKANLIĞI Başdanışmanı İlnur Çevik, benim çok ama çok eski dostumdur.
Severim, sayarım kendisini.
Sempatiktir.
Liberaldir.
Mavraya açıktır.
Fakat en son öyle bir şey yaptı ki...
Bendeki imajını yerle yeksan eyledi.
Ne yaptı İlnur Çevik?
Şunu yaptı:
“Hayır” diyenleri “7 Haziran sonrası Türkiye’deki kaos ve istikrarsızlığı mumla ararsınız” diyerek tehdit etti.
İlnur Çevik’in bu türden tehditlerin millette her zaman ters etki yaptığını bilecek kadar deneyimli olduğunu göz önünde bulundurursak...
İlnur Çevik’in kripto bir hayırcı olabileceğini söyleyebilir miyiz?
Hafazanallah! Hafazanallah!
ALMANYA'YA ÇEKİLEN REST, EVET OYLARINI YÜKSELTİR Mİ?
HER şeyin ama her şeyin bir doyum noktası olduğu gibi...
Rest çekerek oy yükseltmenin de bir doyum noktası vardır.
Nedense bende rest çekerek oy yükseltmenin doyum noktasını çoktan aştığına dair tuhaf bir algı var.
Eğer bir algı operasyonuna maruz kalmamışsam...
Almanya’ya çekilen restten pek bir şey çıkmayacağını düşünüyorum.
BAKALIM İLK KİM?
MERCEDES’ini yakacak?
Almanya’dan kesin dönüş yapacak?
Passat çekecek altına?
DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİKLERİM
TOKAT yöresinden Feminist türkü Burçak Tarlası’nı dinleyeceğim.
Sanki kendi içer gibi fabrikada tütün saran bir grup işçi kadınla hoş bir sohbet gerçekleştireceğim.
Nâzım Hikmet’ten “Kadınlar... Kadınlarımız... ” şiirini okuyacağım.
Sabahtan annemi arayacağım.
Kanal D Haber’in kadın çalışanlarıyla iyi geçinmeye çalışacağım.
Hacı Semiha Teyze’den hayır dua alacağım.
WhatsApp’daki “Gıybetçi Kadınlar” grubuna çiçek göndereceğim.
Seksen sekiz kadının telefon mesajıyla gününü kutlayacağım.
İmam hatipten felsefe hocam Sema Hanım’ı arayacağım.
SON 24 SAATTE NE OLDU? - HÜRRİYET TV
Paylaş