Çok öngörülebilir bir şey oldun sen be Türkiyem!

TAHMİN BİR: Fazıl Say’ın azıcık muhalif takıldığı günlerde Fazıl Say’ın tutuklanıp hapislere atılması ya da sürgünlere gönderilmesi için yanıp tutuşan iktidar yanlılarının... Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fazıl Say konserine gitti diye bir numaralı Fazıl Saycı olacaklarını tahmin etmiştim. 

TAHMİN İKİ: Fazıl Say’ın azıcık muhalif takıldığı günlerde Fazıl Say’ı “Cesur sanatçı! Kahraman sanatçı! Büyük sanatçı” falan diye selamlayan iktidar karşıtlarının ise... Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fazıl Say konserine gitti diye Fazıl Say’ı yalaka ilan edip linç edeceklerini tahmin etmiştim.

Bingo! Bingo!

İki tahminim de tam isabet!

İktidar yanlıları “Fazıl Say artık bizim için neredeyse Necip Fazıl’dır” diye bayram ederlerken... İktidar karşıtları “Bir daha hiç kimse bize Fazıl Say demesin” diye bozuluyorlar.

Bugünün Binali Beycisi Müşerref Akay’ın eski Türkiye’de çığırdığı “Türkiyem” diye bir şarkı vardı.

O şarkıyı azıcık değiştirerek mırıldanmanın tam zamanı:

“Türkiyem, Türkiyem, cennetim / Ne olur azıcık şaşırt beni / Benim eşsiz milletim!”

‘ERDOĞAN KUTUPLAŞTIRIYOR’ DİYENLERE DİYECEĞİM Kİ

BUNDAN sonra her kim...

 Tayyip Erdoğan kutuplaşmadan besleniyor.

 Tayyip Erdoğan istiyor ki kutuplaşma hep sürsün.

 Çünkü Tayyip Erdoğan kutuplaşmadan kazanıyor.

 Kutuplaşma bitip her şey normale dönse Tayyip Erdoğan kaybeder.

 Bundan korktuğu için Tayyip Erdoğan son sürat kutuplaştırmaya çalışıyor

Falan diye...

Siyasi analiz yapmaya kalkarsa...

Şöyle bir tutum takınacağım:

Önce “Bak gör kimmiş asıl kutuplaştırma meraklıları” diye söylenerek Fazıl Say örnek olayını yüzüne çarpacağım.

Ardından da “Hadi oradan be” diyerek yanından hızla uzaklaşacağım.

BAŞINI ÖRTENE DE BAŞINI AÇANA DA

BAŞÖRTÜLÜYKEN başlarını açma kararı veren kadınlar, sosyal medyada kendilerini ifşa etmeye başladılar.

Bunun karşısında...

Bazıları gereğinden fazla sevinçli, bazıları ise gereğinden fazla öfkeli...

Oysa sevincin kırıntısına da, öfkenin kırıntısına da hiç
gerek yok.

Bu olay karşısında muazzam bir kayıtsızlık hissiyle dopdolu olmanın formülünü açıklıyorum:

Başını örtene de, başını açana da saygı duymak.

HANGİSİ YOBAZ?

CHP İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, muhafazakârların gönlünü kazanmak için minnacık bir adım attığında...

CHP çevrelerinden anında mırınlar, kırınlar... 

AK Parti İzmir adayı Nihat Zeybekci, önüne “İzmir şarapçılığını geliştirmek” gibi bir hedef koyduğunda...

AK Parti çevrelerinden sıfır itiraz.

Kızmazsanız bir şey soracağım:

Sizce bu iki çevreden hangisi yobaz?

‘SAHİP’ Mİ?

AK Parti Ankara adayı Mehmet Özhaseki şöyle demiş: “Kötülüklerin üzerinden gelecek kimse yoktu. Allah bir sahip gönderdi. O da Recep Tayyip Erdoğan”.

Sanırım Mehmet Özhaseki, son zamanlarda kölelik dönemi Amerika’sını anlatan tarihi Amerikan filmlerini biraz fazla izlemiş!

ÜÇ ADIMDA KÜLTÜREL İKTİDAR NASIL ELE GEÇİRİLİR?

BİRİNCİ ADIM: Kültürel iktidarın ele geçirilecek bir şey olmadığı idrak edilir.

İKİNCİ ADIM: Kültürel iktidarı ele geçirme hedefinden derhal uzaklaşılır.

ÜÇÜNCÜ ADIM: Kültürel iktidarı ele geçirecek denli samimi bir kültürel ilerleme kaydedilir.

TAVSİYELER

MUHARREM İNCE’YE: Hedefini fazla açık etmesin mi acaba?

MELİH GÖKÇEK’E: Özhaseki kazansın istiyormuş gibi gözüksen mi acaba?

CÜBBELİ AHMET’E: Sen de biraz vaazlarına gözyaşı falan katsan mı acaba?

YEŞİM SALKIM’A: Hakan Uzan’ı gündemden düşürsen mi acaba?

EKREM İMAMOĞLU’NA: Gaza gelip Binali Bey’e sataşmasan mı acaba?

KENDİLERİNİ HUNHARCA TAKİP ETTİĞİM BEŞ ÇİFT

BİR: Sosyetik İdil Fırat ile sosyalist Mert Fırat çifti...

İKİ: Kibar Mehmet Aslantuğ ile nazik Arzum Onan çifti...

ÜÇ: Delikanlı Demet Akalın ile kostak Okan Kurt çifti...

DÖRT: Elmanın bir yarısı Kenan Doğulu ile elmanın diğer yarısı Beren Saat çifti...

BEŞ: Kız sanattan Pınar Altuğ ile endüstri meslekten Yağmur Atacan çifti...