Paylaş
- SİT alanına bina kurmaktan hapis yatan Sevan Nişanyan, özel izinle üç-dört günlüğüne cezaevinden çıkmış.
- Cezaevinden çıkar çıkmaz, takmış papyonunu ve doğru gitmiş sol, entelektüel, aykırı, HDP dostu çevrelerin pek sevdiği Cihangir’deki Cezayir adlı restorana.
- Orada dansöz oynatmış ve dansöze para takmış.
- Bu dansözlü eğlenceye başta Sırrı Süreyya Önder, Garo Paylan gibi HDP’li milletvekilleri olmak üzere Sevan Bey’in yakın arkadaşları da katılmışlar.
- Aktaranların yalancısıyım: Herkes pek bir eğlenmiş.
- Herkes dudaklarına “Hele bakın şu bizim Sevan’ın yaptığına! Bu Sevan çok âlem çocuk canım” diye ironik kıvrımlar kondurmuş.
*
Hadi buyurun bakalım.
- Silopi yanarken, Cizre ağlarken, Sur göçerken, Nusaybin kahrolurken... Cezayir’de dansöz oynatılmış.
- Çocuklar ölürken, askerler şehit olurken, hendekler kazılırken... Cezayir’de dansöze para takmışlar.
- Özyönetim adına ortalık ateş yerine dönüştürülürken, şiddet kol gezerken, çatışmalar alıp başını giderken... Cezayir’de dansözle göbek atılmış.
Normal zamanlarda yapılsaydı da yadırgardım ama böyle bir zamanda yapılınca ekstra yadırgadım.
*
“Cihangir solculuğu” diye aşağılanan bir kavram vardır.
Bu zamana kadar hep mesafeli durmuştum bu kavrama.
Artık durmayacağım.
Oflu İsmail’e dair
ESKİ kabadayılardan kim kalmıştı? Oflu İsmail kalmıştı.
Fakat o da gitti.
*
Oflu İsmail denilince benim aklıma Esengül ve “Taht Kurmuşsun Kalbime” adlı olağanüstü güzel şarkı gelir.
*
Tarih: 31 Mart 1979.
Yer: Meşhur Semiramis Gazinosu.
Olay: Sahnede Esengül var. Şarkılar söylüyor. Oflu İsmail de dinleyiciler arasında. Bir ara aşka gelen Oflu İsmail, Esengül’ün şarkısını keserek “Taht Kurmuşsun Kalbime” şarkısını istiyor. “Benim için söyle” diye bağırıyor. Silahı da masanın üzerinde... Bunun üzerine vukuat çıkmasından korkan gazinonun sahibi ile şef garsonu araya gidip Oflu’yu sakinleştirmek istiyor. Ancak Oflu İsmail, masadaki silahını alıp gazino sahibini ve şef garsonu öldürüyor.
*
Yakın tarihimize “bir şarkı için öldürülen iki kişi” diye geçen bu olaydan 19 gün sonra şarkıcı Esengül ile sevgilisi, arabalarıyla Ataköy’de bir köprünün bariyerlerine çarparak kaza yapıyorlar. O zamanlar Oflu İsmail’in arabanın frenleriyle oynattığı söylentisi ayyuka çıkıyor.
*
Size bir şey söyleyeyim mi?
Eğer yapacak bir işim olmasaydı...
“Kabadayılar Tarihi” diye bir kitap yazardım.
Bir kampanya baslatıyorum
‘Hakaretlerine hayvanları alet etme’ kampanyası
GEÇTİĞİMİZ günlerde birilerini “orangutan” diye aşağılamaya çalışmıştım.
Bir okurum uyardı beni.
Dedi ki:
“Yapma... Orangutanlar yeryüzünün en masum ve en mazlum hayvanlarıdır.”
*
Bu uyarıyı dikkate aldım ve şöyle dedim:
“Bundan böyle hayvanları hakaret nesnesi olarak kullanmayacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
*
İçtiğim bu ant, Genel Yayın Yönetmenimiz Sedat Ergin’in teşvikiyle karşılaştı.
Okur Temsilcimiz Faruk Bildirici, öneriye tam destek verdi.
Okurlarımız da konuya sahip çıktı.
*
Bu yankılardan aldığım cesaretle...
Bir kampanya başlatıyorum.
“Hayvanları hakaret nesnesi olarak kullanmıyoruz” başlıklı bir kampanya.
*
Ve önerilerimi sıralıyorum:
*
- Azıcık irikıyım ve de kaba saba adamlara “ayı” diyerek... Yeryüzünün en içli ve en sevimli hayvanı olan ayılarımıza hakaret etmeyelim.
*
- Kurnaz ve sinsi kişilere “tilki” diyerek... Ekmeğinin peşinden koşmak dışında bir amacı olmayan günahsız tilkilerimizin günahını almayalım.
*
- Kötü huylu, hoyrat ve nefretlik tiplerden söz ederken “eşek” diyerek... Yeryüzünün en güzel gözlü, en vefakâr ve en sempatik hayvanları olan eşeklerimizi yerin dibine batırmaktan vazgeçelim.
*
- Yavşak ve yalaka tabiatlı kişileri betimlerken “köpek gibi” tabirini kullanarak... Sınırsız, karşılıksız ve hesapsız sevginin yeryüzündeki temsilcileri olan köpeklerimize büyük haksızlık yapmayalım.
*
-Anlayışsızlığın ve kaba cahilliğin cisimleşmiş hali gibi olan şahıslara “öküz” diyerek... Gözlerinin tam ortasına oturttuğu içli bakışla hepimizi can evinden vuran öküzlerimizi daha da içli hale getirmeyelim.
*
- Nankörlüğü meslek edinmiş şahıslara “nankör kedi” diyerek... Yeryüzünün en karakterli, en anarşist ve en bağımsız hayvanları olan kedilerimizi aşağılamayalım.
*
-Kim bilir hangi nedenlerden dolayı bir uğursuzluğa maruz kalmış kişilere “baykuş” diyerek... Uğurdan da uğursuzluktan da habersiz bir biçimde yaşayıp giden baykuşlarımıza iftira atmayalım.
MHP ile ilgili ‘içeriden’ bir bilgi
ALDIĞIM duyumlara göre...
-Eğer olağanüstü kongre için yeterli imza toplanır ve tüzük değişirse... Devlet Bahçeli aday olmayacakmış.
-Ancak yerine bir ismi aday olarak gösterecekmiş.
-Bahçeli’nin aday gösterebileceği iki ismin Ümit Özdağ ve Ruhi Ersoy olabileceği söyleniyor.
-Bu arada Bahçeli’nin “sürpriz sever” bir lider olduğuna dikkat çekenler, “Bambaşka ve herkesi şaşırtan bir çıkış yapabilir” diyorlar.
Meral Akşener notları
-SİZE partililer ne diye hitap ediyor sorusuna “Teyzelik dönemine girdim ama bana partililer ‘Meral Abla’ diyor” diye cevap veriyor.
*
-Genel başkanlık yarışı nedeniyle torununu ancak dört kez görebilmiş. “En büyük mutluluğum ilk banyosunu benim yaptırmam oldu” diyor.
*
-Eşi Rizeli... Tuncer Akşener... Çok sakin biri... Akşener eşinden söz ederken “çilekeş ve vefakâr” nitelemelerinde bulunuyor, ardından da ekliyor: “Her başarılı kadının arkasında bir erkek vardır.”
*
-Yakasında hep üç hilalli bir rozet taşıyor.
*
- Bin iki yüz küsur MHP delegesini tek tek telefonla aramaya başlamış. An itibariyle telefonla görüştüğü delege sayısı 9 yüzü geçmiş.
Paylaş