Paylaş
“Sahada olmalıyız” diyor.
O da tıpkı Erdoğan ve AK Parti gibi...
“Masada olmalıyız” diyor.
O da tıpkı Erdoğan ve AK Parti gibi...
“Başika’dan çıkmamalıyız” diyor.
O da tıpkı Erdoğan ve AK Parti gibi...
“Irak Merkezi Yönetimi’nin yaptığı ayıptır” diyor.
O da tıpkı Erdoğan ve AK Parti gibi...
“ABD Ortadoğu’da haritaları yeniden çiziyor, ülkeler bölünecek” diyor.
Musul Başkonsolosu iken 101 gün rehin tutuldu, istifa edip siyasete girdi, şimdi CHP Genel Başkan Yardımcısı...
Peki farklı ne diyor Öztürk Yılmaz?
Şunu diyor:
“Erdoğan ve AK Parti doğru dürüst ve akılcı adımlar atmak yerine söylenmeyi ve bağırmayı tercih ediyorlar, onlardan ayrıldığımız nokta burasıdır.”
Erdoğan ve AK Parti ile CHP’nin hedeflerde bu denli örtüşüyor olması...
Bana ilginç geldi.
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN MUSUL SÖZLÜĞÜ
HAŞDİ ŞAABİ: “Halk Gücü” demek... İran destekli Şii milislerden oluşan paramiliter grup... IŞİD kadar tehlikeli. Bunlar da kafa kesmekle meşhur. 3 yüz bine yakın militanları olduğu söyleniyor. Musul’a girmeleri halinde Sünni katliamı yapmalarından endişe ediliyor.
NUCEYFİ: Musul’un eski valisi... Musul’un düşmesinden sorumlu tutulduğu için Irak Merkezi Yönetimi tarafından görevden alınmıştı. Türkiye dostu olarak biliniyor.
NİNOVA MUHAFIZLARI: Başika’da Türk askerleri tarafından eğitilen Iraklıların oluşturduğu şemsiye örgüt.
HAŞDİ VATANİ: Nuceyfi’ye bağlı Türk askerleri tarafından eğitilen grup... Artık bu ismi kullanmıyorlar, çünkü “Ninova Muhafızları” adlı şemsiye örgütün en büyük parçası haline geldiler.
NAKŞİBENDİ ORDUSU: Sünni grup... Daha önce IŞİD’le birlikte hareket ediyorlardı. Ancak Musul operasyonuyla birlikte IŞİD’le yolları ayırıp Musul operasyonuna katılma kararı aldılar. Kurucusu: Saddam’ın yardımcısı İzzet İbrahim El-Duri...
EHLİ HAK GRUBU: Bölgede faaliyet gösteren sayısız Şii milis örgütünden biri... Mukteda Sadr Grubu’ndan ayrılanların oluşturduğu bir yapı... Liderleri: Kays Gazali... Kays Gazali, çok kısa bir süre önce Türkiye’yi tehdit eden bir açıklama yapmıştı.
BARZANİ'NİN SATIŞI
BARZANİ’ye soruyorlar:
“Türkiye Musul operasyonuna katılmak istiyor. Ne diyorsunuz?”
Cevap veriyor Barzani:
“Türkiye bu sorunu Irak Merkezi Yönetimi’yle konuşup halletmeli.”
Başka sorum yok. Tanık sizin.
MEZHEPÇİ OLMAMAK İÇİN YAPILMASI GEREKEN 5 ŞEY
BİR: Sünni ve Şii vurgusundan özenle kaçınmak gerekir.
İKİ: Musul’un mezhebi kimliğini değil de mevcut statükosunu öne çıkarmak gerekir.
ÜÇ: IŞİD’e “Sünni kafa kesici” denmiyorsa... Haşdi Şabi’ye de “Şii kafa kesici” dememek gerekir. Sadece “kafa kesici” demekle yetinmek gerekir.
DÖRT: “Musul Sünnilerindir” demek yerine “Musul Musullularındır” demek gerekir.
BEŞ: İran’ın mezhepçiliğiyle mücadele ederken Şiilikle mücadele ediyor algısı yaratmamak gerekir.
NESİLLER PATATES DEĞİL Kİ YETİŞTİRİLSİN BAKAN BEY
“YENİ bir nesil yetiştirmek istiyoruz” diyen Milli Eğitim Bakanı’na sesleniyorum:
Nesiller tornadan geçtiği gibi şekillenmez, mutlaka arıza çıkarır Bakan Bey.
Nesil yetiştirmede imalat hatası oranı o kadar yüksektir ki... “Aman kalsın” demek zorunda kalırsınız.
Biraz düşünün Bakan Bey...
Eğer nesil yetiştirmek, teknik olarak mümkün olsaydı, Cumhuriyet projesinin nesil yetiştirme gayretinin elinden sizin gibi bir neslin çıkması mümkün olabilir miydi?
Gelin yol yakınken bu boş hevesten vazgeçin Bakan Bey.
10 KASIM VE 29 EKİM'İN GELDİĞİ NASIL ANLAŞILIR?
ANKARA Valiliği...
Güvenliği gerekçe göstererek...
Her türlü toplantı ve gösteriyi yasaklıyorsa...
Bilin ki...
10 Kasım ve 29 Ekim yaklaşmaktadır.
HER ŞEY OLURSUN BİR TEK REZİL OLMAZSIN
TELEVİZYONA çıkmışsın. Bilgiç bilgiç konuşmuşsun. Türk edebiyatının en meşhur romanından habersiz olduğun ortaya çıkmış. Korkunç cehaletin tescillenmiş. Üstelik cehaletini gizlemek için yalan söylediğin de belli olmuş.
Bu durumda...
Mahcup olman, sokaklara çıkamaz hale gelmen, “rezil olduk rezil” diye kendini saklaman, çok içtenlikli bir utanç yaşaman gerekmez mi?
Peki ne yapıyor “bizimki”?
“Beni linç ediyorlar” diye mağduru oynuyor, “Ben o kitabı 40 yıl önce okumuştum” diyerek zekâmızla alay ediyor, “Hırsızlık mı yaptım, cinayet mi işledim” diye üste çıkmaya çalışıyor, “Musul’u bıraktılar, beni konuşuyorlar” diyerek sıyrılmaya çalışıyor.
Ne deniyordu bu tür durumlarda?
“Türkiye’de her şey olabilirsin ama rezil olamazsın.”
KAFAMDA BİR TUHAFLIK
İSTANBUL’un trafiğini rahatlatacak diye yapılan yeni köprünün...
İstanbul’un trafiğini daha da çekilmez hale getirmesi...
Sadece bana mı tuhaf geliyor?
BÜYÜK UZLAŞI
EVLİLİK programlarının üç gözde sunucusu Esra Erol, Zuhal Topal ve Seda Sayan, aralarındaki her türlü ihtilafı sona erdirmeye karar verip Lozan türü bir barış anlaşması imzalamışlar.
Bu anlaşma “zafer mi, hezimet mi” bilmiyorum ama bildiğim bir şey var:
Anlaşmanın ardından artık evlilik programları, birbirlerinin gelin ve damat adaylarını transfer etmeye kalkışmayacaklarmış.
Kim demiş Türkiye’de uzlaşma kültürü yok diye!
Paylaş