LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BİLİYORUZ:
Bazıları Bülent Ecevit’in cenaze töreninden "Çarpıcı bir laiklik gösterisi" çıkarmayı planlıyor.
Yani...
Ankara’yı "Çankaya laiktir laik kalacak" ya da "İrticaya geçit yok" türünden sloganlarla inletmenin hayali kuruluyor.
Bu tür bir girişimde bulunmayı planlayanları şimdiden uyarıyorum:
Bir "tutarlılık testi"ne tabi tutulup yarı yolda kalabilirsiniz.
Neden mi? Anlatayım:
***
Diyelim ki cenaze töreninde "Kahrolsun şeriat!" diye bağırdınız.
Biri çıkıp size Ecevit’in "İnançlara saygılı laiklik" anlayışını anımsattığında ne yapacaksınız?
Devam edelim:
Diyelim ki "Çankaya laiktir laik kalacak! Yaşasın Sezer" falan diye bağırdınız.
Biri çıkıp "Anayasa kitapçığını fırlatma" olayından ve "Devletin tepesinde eşi görülmemiş kriz"den dem vurduğunda ne diyeceksiniz?
Bir örnek daha verelim:
Diyelim ki "Fethullah! Amerika’nın arkasına saklanma! Mertçe çık karşımıza" diye haykırdınız.
Biri çıkıp size "Ecevit" ile "Hoca Efendi" arasındaki kadim dostluğu anımsattığında nasıl bir tutum takınacaksınız?
Ya da şunu soralım:
Diyelim ki "Ya Mustafa Kemal olacaksınız, ya Ali Kemal" diye pankart taşıdınız.
Biri çıkıp size "Kardeş, bugün cenazesini kaldırdığımız rahmetli Ecevit, ’Vahdettin vatan haini değildi’ demişti" dediğinde elinizdeki pankartı nereye koyacaksınız?
***
"İyi ama rahmetlinin Merve olayındaki muhteşem direnişini unutuyorsun" diyebilirsiniz.
Ya da...
28 Şubat’ta üstlendiği rolü anımsatabilirsiniz.
Hayır, hayır...
Bunları ihmal ediyor değilim.
Söylemek istediğim şudur:
"Laiklik yolunda atan yüreklerin bir büyük heyecan fırtınasına tutulmasını sağlayacak isimler" vardır.
Ecevit onlardan biri değildir.
Ah Paşam ah
MEĞER Kenan Evren Paşamız, 12 Eylül’de Bülent Ecevit’i hapse göndermek istememiş. Sırf ayrımcılık yapmamak adına içi kan ağlayarak hapse göndermiş Ecevit’i.
Ecevit’in ölümünün hemen ardından Kenan Evren böyle diyor.
Ve şimdi beni aldı bir merak:
Diyelim ki emri hak vaki oldu ve Demirel vefat etti...
Kenan Paşa, Demirel için de benzer bir açıklama yapacak mı?
"Demirel’i hapse atmak istemezdim ama ayrımcılık yapamazdık" diyecek mi?
Peki ya Erbakan "dar-ı beka"ya göç ettiğinde?
Evren Paşamız "Erbakan çok sempatik bir adamdı" diye başlayıp Erbakan Hoca fıkraları anlatacak mı?
Kısacası...
Bu iş böyle giderse...
12 Eylül’ün açtığı kapanmaz her yara için Paşamız, yeni "günah çıkarma ayinleri" mi düzenleyecek?
Düzenlesin: Benim açımdan bir mahzuru yok!
Hem belki de böylece Paşamız, günahlarının kefaretini ödeme imkanına da kavuşmuş olur.
Ne dersiniz?
Sırf bunun için bile Kenan Paşa’ya uzun, upuzun bir ömür dilememiz gerekmez mi?
Gelin olmuş gidiyorsun
BUGÜN 8 Kasım: İclal ile Tuna evleniyor!
Akşam yazarı Sevim Gözay, "Ay çok merak ediyorum" tadında sormuş:
"Acaba Ahmet Hakan düğüne gidecek mi?"
Sevim Gözay’ın şahsında tüm merak edenler için yanıtlayayım:
Gitmeyeceğim çünkü davetli değilim.
Ancak...
İclal’in nikah masasına oturduğu saatlerde ben, Ümit Besen üstadımızın muazzam eseri "Nikah Masası"nı mırıldanıyor olacağım.
Tabii şarkının sözlerini kendimce değiştirmeyi ihmal etmeyerek:
"Nikahına beni çağır İclal / İstersen şahidin olurum senin / Kıymetlin ’Bu adam kim?’ diye soracak olursa / Polemik yapardı benle dersin.
Ne polemikler yaptık biz seninle / Hiç yoktu hesapta barışmak bizce / Bilirsin ne kadar üzmüştüm seni / ’İclal git başımdan’ dedikçe.
Döneğin biriysem takılamaz mıyım / Polemikle eğleniriz diyen ben miyim / İkiniz de gamzelisiniz orası ayrı / Sana bir çift söz söyleyemez miyim?
Nikah masasına oturdun işte / Aramızdaki gerilim bitti böylece / Sana mutluluklar sözüm kardeşçe / At artık imzanı git bir an önce."
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları