Paylaş
Tam 20 gün boyunca “Cemaat, Gezi türü eylem yapmaya kalkarsa” başlığı altında gırgıra zirve yaptırdılar.
Oralarda kalmasın, bilmeyenler de gülsün diye o muhteşem mavralardan birkaç örnek sunuyorum:
*
-O son dershaneyi yasaklamayacaktın.
-Sarıçiçeğe soru soran şakirte sataştın.
-Mesele birkaç dershane değil, sen daha anlamadın mı?
-Eylemde sloganlar yükseliyor: “Gel bakalım / Gel bakalım / Cumalara gel bakalım / Seccadeni al / Tespihini çek / Mümin olan kim bakalım...”
-Polis, gösterici şakirtleri dağıtmak için TOMA’lardaki sulara “votka / rakı / şarap” katıyor.
-Hükümet gazetelerinden birinde manşet: Barda
maklube yediler.
-Mümin kardeşlerimiz direnirken Halk TV kutup ayısı belgeseli yayınlıyor...
Yazıklar olsun.
-Aşure dağıtan şakirtlere polisten portakal gazı...
-Hac’da şeytan taşlama tecrübesi edinen abiler, direnişte ön sıralarda...
-48 saat huşu içinde dua edersek hükümet düşecek... Kesin bilgi... Yayalım.
-Bir duvar yazısı: Üç gündür abdest alamıyoruz, buraya TOMA gönderin.
-Bir duvar yazısı daha: Hocaefendi’yi seven defansa gelsin. Jamiryo.
-Abiler TOMA’yı kaçırmış, telsizden “sohbet” yapıyorlar.
-Ve eylemciler Taksim’e “çadırdan dershane” kurdular.
-Polise beddua edenlere / diğer cemaatleri hor görenlere / abileri dinlemeyenlere sesleniyoruz: Sen gelme mübarek!
-Sır Kapısı’nda yeni tema: Cemaatçi abilerin dualarıyla biber gazı kapsülleri nasıl yön değiştirdi?
-Her şey bitti dendiği
anda bir efsane çıktı:
Namaza duran adam.
-Namaza duran adama karşı namaza duran adam...
-Daily Mirror gazetesinde manşet: “Aman Tanrım! Dershane için mi savaşıyorlar?”
Sizin milletiniz kim?
MİLLETTEN yetkiyi almış, iktidar olmuşsun.
Ve fakat...
Belindeki silaha, emrindeki orduya yaslanan general, kalkmış sana “dayılık” taslıyor ve yön vermeye kalkışıyor.
Ne yapacaksın?
Tabii ki şunu yapacaksın:
“Hop birader! Ben yetkiyi milletten aldım, bana ancak millet yön verir” diyeceksin.
*
Ama belinde silah, emrinde ordu olan generale gösterdiğin tepkinin aynısını hak talep eden, barışçıl gösteri yapan, çıkaracağın yasayla ilgili görüş bildiren vatandaşına gösterirsen...
Yani...
-“Dershanemi kapatma” diyen vatandaşa “ben ancak milleti dinlerim” dersen...
-“Oraya AVM yapma” diyen halkına “bana ancak millet yön verir” dersen...
-Üniversitede gösteri yapan öğrenciye “sen kim oluyorsun, ben ancak millete karşı sorumluyum” dersen...
Vatandaş, halk, öğrenci falan... Hepsi toplanıp sana şunu sorar:
“Dershane” diyen vatandaş milletten sayılmıyorsa, “AVM yapma” diyen halk millet kapsamına girmiyorsa, gösteri yapan öğrenci millet olarak görülmüyorsa...
Senin milletten kastın nedir baba?
Yoksa hoşuna gitmeyen işlere kalkışanları, anında “millet” kapsamından çıkarıyor musun?
Ne iş?
Baransu
İKİ yıl önce...
Gizli askeri belgeleri, kozmik sırları, ıslak imzaları, savcılık iddianamelerini falan yayınladığı için...
Bravo! Şak şak! Helal sana!
*
İki yıl sonra...
MGK belgesini, uygulama emirlerini, fişleme dosyalarını falan yayınladığı için...
Terör suçlusu! Gir kodese!
*
Bu mudur?
Budur.
Soğuğa göre şehirler
-İSTANBUL SOĞUĞU: Öğleden sonra ısırarak üşüten akşama doğru sakinleşen türde bir soğuk...
-ERZURUM SOĞUĞU: Bu soğuk devreye girdiği anda diğer bütün şehirlerin soğuğu üç adım geri çekilir.
-YOZGAT SOĞUĞU: Şehir başladığında var gücüyle devreye giren, şehir bittiğinde yok olan türde bir soğuk. Sadece şehirde hüküm süren, periferisinde etkisini kaybeden ilginç
bir soğuk.
-İZMİR SOĞUĞU: Bu türden bir soğuk olduğunu iddia edenlerin buz kalıplarına yatırılmak suretiyle cezalandırılmaları gerekir.
-ADANA SOĞUĞU: 15 derecede “donuyoruz” denilen bir soğuk.
-ANKARA SOĞUĞU: Diş gıcırdatır... Melih Gökçek esprilerindeki buzulsu kıvama sahiptir.
-ESKİŞEHİR SOĞUĞU: Kuru ayaz soğuğudur... Yönünü nereye çevirirsen çevir, rüzgâr hep karşından eser.
-SİVAS SOĞUĞU: Gündüz vakti eksi 22’leri gösterecek denli zalim
bir soğuktur.
Füruat
BAŞBAKAN Erdoğan, İlim Yayma Vakfı’nda
yaptığı konuşmada şöyle
bir cümle söyledi:
“Başörtüsü füruattır diyenler oldu”.
*
Kimdi “başörtüsü füruattır” diyen?
Fethullah Gülen...
Ne zaman söylemişti? Başörtüsü yasaklarının söz konusu olduğu, askeri vesayetin en hızlı olduğu
bir dönemde...
*
Başbakan Erdoğan, Gülen’in sözünü
eksik aktarıyor.
Gülen şöyle diyordu: “İman esasları yanında tesettür füruattır”.
İslami literatürde “Füruat” demek, “olmasa da olur” demek değildir. “Mutlaka olması gerekir ama birincil önemde değildir” demektir.
*
Rejimin tesettür yasağına karşı direnç göstermek, tutum almak yerine “iman esasları yanında tesettür füruattır” denmesi, direncin gevşetilmesine imkân sağlıyordu.
Bu açıdan kabul edilemezdi.
Ama direnç göstermek her zaman mümkün olmuyor.
İşte bakın: 2004 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nda “Gülen Hareketi’ni Bitirme Planı” ortaya getirildiğinde “ben buna imza atmam, atamam” diyerek direnç göstermek yerine imza atılmış. Eh şimdi de “o imza füruattır” anlamına gelecek sözler edilmiyor mu?
Mandela kimlere akraba düşer?
-Harlem’in asi çocuğu Malcolm X’in öz kardeşidir.
-Tarihte ilk kez köleler isyanını başlatan Spartaküs’ün sekiz yüz kırk ikinci göbekten torunudur.
-Bosna mazlumlarının bilge kralı Aliya’nın kuzenidir.
-Vurduğu her yumrukta yoksul güldüren Muhammet Ali’nin amcaoğludur.
-Bir rüyası olan Martin Luther King Jr’ın yeğenidir.
O slogan yakışmıyor
AK Parti toplantılarında “Her yer Tayyip / Her yer Erdoğan” diye atılan slogana itiraz nedenlerimi yazıyorum:
-BİR: Başkalarının sloganlarından aparma yapmak yerine kendi özgün sloganını ortaya koyman daha makbuldür.
-İKİ: Koskoca bir siyasi hareketin tek bir şahsa indirgemesi, her şeyden önce o siyasi harekete haksızlıktır.
-ÜÇ: Nereye bakarsak Tayyip’i, nereye bakarsak Erdoğan’ı göreceksek, ortaya çıkan manzara “büyük birader bizi izliyor” manzarasını çağrıştırır.
Paylaş