Bu bir ihbar değildir

DÜN gece kumanda aletiyle kanallar arası gezme oyunu oynarken, iktidar partisine yakın TV NET adlı bir kanala gelince durdum.

Baktım, “Tarih Sohbetleri” adlı bir program...

Haberin Devamı

Ve İslami kesimin en Osmanlıcı ismi Kadir Mısıroğlu, sağ elindeki bastonu zemine vurarak konuşuyor.
Ama ne konuşma!
Her cümlesi “Scud füzesi” gibi...
“Bir zamanlar biz öyle süper güçtük ki...” diye bağırıyor ve Osmanlı kutsaması yapıyordu.
Bu tür sözlerine aşinaydık.
Ama aşina olmadığımız sözler de söylüyordu:
Mustafa Kemal Paşa’yı açıktan eleştiriyordu. Onun İslam’a savaş açtığını, “Kemalizm” adlı İslam’a alternatif yeni bir din kurmaya çalıştığını ve bunu başaramadığını söylüyordu.
Durmuyor, Şeyh Sait’in kıyamının haklı olduğunu vurguluyordu.
Hatta daha da ileri gidiyor, bugün AK Parti’nin Müslümanları temsil ettiğini, Müslümanlar adına mücadele verdiğini, ordunun ve yargının etkinliğini azalttığını haykırıyordu.
* * *
Kendi fikirlerimle Kadir Mısıroğlu’nun fikirlerini karşılaştırdım...
Sonuç şuydu:
Bana göre Kadir Mısıroğlu’nun durduğu yer yanlıştı, söyledikleri yanlıştı, “atalar övgüsü” yapması yanlıştı, yakın tarihi okuma biçimi yanlıştı, AK Parti’yi değerlendirme biçimi yanlıştı, bugün Türkiye’de olup bitenlere dair söylediklerinin tümü yanlıştı.
Ama yine de...
Onun televizyon ekranında elindeki bastonu yere vura vura, bağırıp çağırarak bu denli cesaretle konuşması çok hoşuma gitti.
Cesaretini nereden alıyor olursa olsun...
“Gözlerime bakın ne demek istediğimi anlarsınız” türü kaypaklığa prim vermemesi, Atatürk’ü eleştiremedikleri için bütün suçu İnönü’ye yükleyenler gibi davranmaması, lafını eğip bükmeye çalışmaması ve işi hakarete falan dökmemesi önemliydi.
Çünkü...
Şimdiye kadar İslami kesimin entelektüellerinden hiçbiri, “Bedeli neyse ödemeye hazırım” falan diyerek, bu denli açık konuşmaya cesaret edememişti.

Haberin Devamı

Her şey yarım saatte oldu bitti

GAZETELERİ karıştırırken Zaman Gazetesi’nin ekonomi haberlerinin arasına sıkışmış bir habere daldım. Haber, pahalı saatler üreten bir markayla ilgiliydi. Markayı Türkiye’ye getiren satıcı, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bizden saat aldı” diyordu. Saatin fiyatı 110 bin Euro...
İhtiyatı elden bırakmadan Twitter’a “Cumhurbaşkanı 110 bin Euro’luk saat almış...” diye yazdım.
Kaynak sordular, hemen Zaman Gazetesi’ndeki haberin linkini gönderdim.
Ortalık karıştı... Büyük patırtı koptu...
Muhalifler “Bu kadar da olmaz” falan diyerek giydirmeye başladılar. Muvafıklar ise, ilk şoku atlattıktan hemen sonra “Bizi yurtdışında temsil ediyor... Pahalı saat takacak tabii” diye savunma temrinlerine giriştiler.
İşte tam bu sırada “sıra dışı” bir gelişme oldu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Twitter’a girip “Haber yalan... Çok şaşırdım...” diye bir mesaj yazdı. Ardından da “Ben pahalı saat kullanmam” mesajını gönderdi.
Bu arada hızlarını alamayan bazı arkadaşlarımız, “Ben pahalı saat kullanmam” mesajının, Başbakan Erdoğan’a bir “gönderme” olduğunu öne sürdüler.
Ve inanır mısınız her şey yarım saatte oldu bitti. Çağımız hakikaten de hız çağıymış.

Haberin Devamı

Yaz günü temmuzda yapılabilecek 8 şey

-  BİR: Ethem Sancak’ın Bodrum’daki oteline şöyle bir uğrayıp Başbakan Tayyip Erdoğan’la aynı havayı solumak.
-  İKİ: Eğer arabaya atlayıp Balkanlar’a doğru açılma imkânı yoksa “Temmuzda” adlı filmin DVD’sini alıp seyre dalmak ve hayaller kurmak.
-  ÜÇ: Hafta sonları hafiften boşalan ferah İstanbul’un keyfini çıkarmak...
-  DÖRT: Çırağan’ın bahçesinde kimseye çaktırmadan piknik yapmak...
-  BEŞ: Kemal Sunal’ın vefat yıldönümü nedeniyle “Çöpçüler Kralı” ve “Kapıcılar Kralı” gibi iki başyapıta takılmak.
-  ALTI: Gündeme uygun bir siper gezisi yapmak...
-  YEDİ: Olaylı bir nikâh töreni tezgâhlamak...
-  SEKİZ: Yakup’ta Önder Sav dedikodusu yapmak.

Haberin Devamı

Haftanın en’leri

-  EN TAKDİRE ŞAYANI: Sivas’ta Madımak Oteli’nde katledilenlerin anısına yapılan törene katılarak “Acı bizim acımızdır” mesajı veren Devlet Bakanı Faruk Çelik...
-  EN AĞIR KONUŞANI: Kemal Kılıçdaroğlu’nun siper gezisine yönelik olarak “Cesur olmakla ahmak olmayı karıştırmayın” diyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik.
-  EN ELEŞTİRİLENİ: Hem türban çarkı, hem de siper gösterisi nedeniyle kimselere yaranamayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
-  EN TORNİSTAN EDENİ: İsrail’e etmedik laf bırakmayıp ardından da Obama’nın “Hadi barışın bakalım” tavsiyesiyle İsrailli Bakan’la iki buçuk saat gizli görüşme yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu.
-  EN YANDAŞI: Çizdiği karikatürle AK Parti’den istifa eden Murat Başesgioğlu’nu “bir yerlerden emir almış” gibi göstererek yandaşlıkta sınır tanımayan majestelerinin karikatüristi Salih Memecan.
-  EN SİTEMLİSİ: Katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada “Dostlarınızı satmayın” diyerek malum kişilere mesaj gönderen sabık CHP lideri Deniz Baykal.
-  EN VAKURU: Kamu önünde söylenmemesi gereken ne kadar laf varsa hepsini söyleyen Eren Talu’nun karşısında metanetini sonuna kadar koruyarak “gık” bile demeyen Defne Samyeli.
-  EN DENK DÜŞENİ: Yaptığı evlilik programında gelin olup evlenerek “program konseptine uyum sağlama” şampiyonu olmaya hak kazanan Esra Erol.

Yazarın Tüm Yazıları