Paylaş
Şu ana kadar...
Şu koca yeryüzünde...
Bir tek kişi bile...
“Ermenistan haklıdır” demedi, diyemedi.
Putin’i, Macron’u, Trump’ı...
Hatta ve hatta Paşinyan’ı bile...
Böyle bir şey demedi, diyemedi.
*
“Ermenistan haklıdır” diyemeyenler, ne dediler?
Şöyle dediler:
*
“Masaya oturun. Anlaşın. Savaş bitsin. Ateşkes ilan edilsin”.
*
Ve dün itibarıyla...
Azerbaycan’ın gönülsüzce razı olduğu bir ateşkes kararı çıktı.
*
Sonuç?
Sonuç şu:
Haksız haksızlığa devam ediyor...
Haklı hakkını alamamış durumda.
*
Durum budur ve böyle bir durumda ilan edilen ateşkesin tutma ihtimali yoktur.
*
Bozulur bu ateşkes.
Bugün olmazsa yarın.
Yarın olmazsa öbür gün.
Öbür gün olmazsa gelecek yıl...
SAHADA NASILIZ? MASADA NASILIZ?
Sahada rahatızdır biz.
Evimizin bir odasındaymış gibi rahat.
Tam yerini bulmuşlara özgü bir esenlik hali kaplar her tarafımızı sahada.
Deli gibi atılırız hep en ön tarafa doğru...
Kendimize geliriz sahada.
“Oh be! Dünya varmış” der dururuz.
Hiç sıkılmayız. Hiç üşenmeyiz.
Güleriz hep. Eğleniriz.
Ve hep kazanırız!
MASADA ŞÖYLEYİZDİR
Masada huzursuz oluruz biz.
Yabancı bir diyardaymışız gibi huzursuz.
Yerimizi yadırgarız.
Yadırganırız. Pek anlamayız masa adaplarından...
İçinde pek mertlik barındırmayan bir ortamın icaplarına uyum sağlayamayız.
“Bir an önce bitsin” isteriz.
Sıkılırız masada.
Huzursuzlanırız, huysuzlanırız. Bunalırız.
Ve hep kaybederiz!
ÖZLEMEDİĞİM BİR GEÇMİŞ
Saçları ortadan ikiye ayırmanın moda olduğu...
Azıcık işleri ilerleten herkesin hemen kartvizit bastırdığı...
Ankaralı türkücülerin “hangimiz daha çok Ankaralıyız” diye ekranlarda ağız dalaşı yaptığı...
Elif Şafak’ın çok satanlar listesinde yer aldığı...
En büyük magazin bombasının Karaböcek kardeşler arasındaki ihtilaf olduğu...
Doğuş adlı sanatçımızın vahşi ve asimetrik danslarının her an karşımıza çıktığı...
Arabanın elektronik aksamını bozuyor diye arabalarda cep telefonlarının kapattırıldığı...
Uçaklarda sigara içildiği...
Eski tip kasalı televizyonların evlerin baş köşesini kapladığı...
Haberlerde devamlı olarak “Sertlik yanlısı Tamil gerillalarından” bahsedildiği...
Genç kızların sürekli nişan attığı...
Yazın geldiğinin Eda Taşpınar’ın güneşlenmeye başlamasıyla anlaşıldığı...
Her güzel tepede açılan kır lokantasının ve çay bahçesinin “Sevda Tepesi” diye isimlendirildiği...
“Akmerkez Hülya”, “Otomobil Osman” gibi figürlerin magazin ortamını darmadağın ettiği...
*
KARANLIK YILLARI hiç ama hiç özlemiyorum.
IŞİD’İN EN BÜYÜK ALÇAKLIĞI
BUGÜNLERDE pek izi tozu kalmayan IŞİD denilen barbar çetenin en büyük alçaklığıdır 10 Ekim Ankara Gar Katliamı...
103 kişi hayatını kaybetti bu katliamda.
*
Dün katliamın yıldönümüydü.
Her yıl olduğu gibi anmaya bu yıl da lüzumsuz bir şekilde müdahale edildi.
Ve ben her yıl olduğu gibi yine söylendim:
103 kişi can vermiş, yahu bırakın insanlar ansınlar ölülerini...
CHP’NİN OYUNUN DAHA FAZLA DÜŞMESİ
BİR anket gördüm:
İktidarın oyu düşmüş.
*
Fakat bundan daha ilginci şu:
CHP’nin oyu daha fazla düşmüş.
*
Bunun tek cümlelik bir yorumu var. Ama ben yazmak istemiyorum. Çünkü çok sıkıldım hep aynı şeyi yazmaktan.
HATAY’I YAKAN KİMİN ÇOCUKLARI?
HDP’nin “HDP Ekoloji” adını verdiği bir sosyal medya hesabı var.
O hesapta, Hatay yangınıyla ilgili olarak şöyle deniyor:
*
“Hatay iki gündür yanıyor ve bu haber bile olmuyor. Yanan alanlar, maden sahası için ruhsatlandırılan alanlar. Ormanları sermayeye teslim etmek için binlerce orman canlısı ve ağaç yok ediliyor. Halkın ekmeği, gençlerin geleceği yakılıyor”.
*
Yani demek istiyor ki HDP...
Devlet, ormanları sermayeye teslim etmek için yakıyor.
*
Bu paylaşımın yapıldığı dakikalarda ise...
Şöyle bir şey oldu:
PKK’nın uzantısı olan “Ateşin Çocukları” adlı örgüt...
“Hatay’ı biz yaktık” diye açıklama yaptı.
Böylece Hatay yangınını, PKK üstlenmiş oldu.
*
Sonuçta olan şu:
Hatay’ı PKK yakıyor.
HDP ise devlet yaktı diyor.
*
Taş olsa çatlar yahu!
Paylaş