‘Bik bik’ yapmak için 120 saat bekle aslanım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üstelik yabancı gazetecilerin huzurunda şu iki noktanın altını kalın kalın çizdi:

Haberin Devamı

- BİRİNCİ NOKTA: “Amerika, 120 saatlik sürenin sona erdiği salı akşamına kadar bize verdiği sözleri tutabilirse güvenli bölge konusu çözülmüş olacaktır”.

*

- İKİNCİ NOKTA: “Bu söz yerine getirilmezse 120’nci saatin sona erdiği dakika Barış Pınarı harekâtı kaldığı yerden çok daha kararlı bir şekilde devam edecektir”.

*

120 saatin sonunda...

Amerika sözünde durursa...

Sahada askeri mücadeleye gerek kalmadan Türkiye’nin amacı gerçekleşmiş olacak.

*

120 saatin sonunda...

Amerika sözünde durmazsa...

Geliyor yine harekât...

*

 “Ateşkes yaptılar! Geri vitese taktılar! Amerika’ya boyun eğdiler! Geri çekilerek zafer kazandık diyorlar!” falan diye bik bik yapıp ortalığı velveleye veren tiplere sesleniyorum:

*

 “Bik bik” yapmak için 120 saat bekleyin koçlar!

Yoksa...

Haberin Devamı

Size yine hüsran, size yine kara günler, size yine mahcubiyet falan düşecek.

MÜŞTEREKEN YANLIŞ! MÜTESELSİLEN YANLIŞ!

HAYDARPAŞA ve Sirkeci garlarının kullanım alanlarını, İstanbul Belediyesi’nin şirketlerine değil de... Alakasız bir şirkete verdiler ihaleyle...

*

Bu arada belediye şirketlerini ihaleye sokmamak için bin türlü komik ve iknadan uzak bahaneler ileri sürdüler.

Bu bahanelerden özellikle biri akıllara ziyan!

Belediye ihale başvurusunda “müştereken ve müteselsilen” yazmak yerine “ortaklaşa ve birlikte” yazmış.

İşte bu şartnameye aykırıymış.

*

Ekrem İmamoğlu, isyanında haklıdır!

Bu yapılan müştereken yanlıştır... Bu yapılan müteselsilen yanlıştır...

İMAMOĞLU PAKDİL VE YOBAZLIĞIN DANİSKASI

NURİ Pakdil’e rahmet dileyen bir mesaj yayınladı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu... İmamoğlu taraftarları acayip kızdılar buna.

Niye? Çünkü Nuri Pakdil şöyle bir yazarmış, böyle bir yazarmış falan.

*

Ölüm karşısında sergilenmesi gereken asgari medeni tavrın sergilenmesine karşı böyle bir tutum almak... Yobazlığın daniskasıdır.

‘Bik bik’ yapmak için 120 saat bekle aslanım

KAHVEYİ PÜSKÜRTTÜM

SOSYAL medyada dolaşıyordum. Birden karşıma Zeki Müren’in yapılı sarı saçlı meşhur fotoğrafının Trump’a uyarlanmış hali çıktı.

Haberin Devamı

Fotoğrafın üstünde şu yazılıydı:

“Dertsiz gönüllere kramp / işte benim Donald Trump!”

Kahve içiyordum... Bir anda kahveyi püskürtüverdim... İstemsizce...

EN ÇOK PAYLAŞILAN... EN ÇOK ÇİĞNENEN...

ALİYA’nın vefat yıldönümü nedeniyle en çok paylaşılan üç sözü:

BİR: Savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir. İKİ: Düşmanlarımız, bizim öğretmenlerimiz değildir. ÜÇ: Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.

*

En çok paylaşılan bu üç sözün işaret ettiği ilkelerin, en çok çiğnenen ilkeler olması kaç puan?

EKRANLARDAKİ HAREKÂT YORUMCULARINA DAİR

YAŞAR HACISALİHOĞLU: Rakiplerinin boşluklarını iyi yakalıyor, yakaladığında da bırakmıyor.

*

Haberin Devamı

BERHAN ŞİMŞEK: Davudi ses tonu, teatral tarzına da eklenince... Yarışa en az 10 adım önden başlıyor.

*

BARIŞ YARKADAŞ: Öyle kıl ediyor ki karşısındakileri... Öyle karıştırıyor ki ortalığı... İzleyenler, en az on üç gerilim filmi izlemiş gibi oluyor.

*

MERVE ŞEBNEM ORUÇ: Enformasyon gücü: Gayet iyi! Polemik gücü: Hayli yüksek... Tek kusuru inişsiz çıkışsız konuşma biçimi.

*

HASAN BASRİ YALÇIN: Teori ve mantık oyunlarında üstüne yok. Bir özelliği de sinirlerine destansı şekilde hâkim olabilmesi.

*

ŞAMİL TAYYAR: Bir insan her devirde, her koşulda, her dönemde... Bu kadar elektrik yaratabilir mi? Nasıl başarıyor acaba?

*

İSMAİL ÇAĞLAR: Kendine özgü tuhaf bir alaycılığı var. Ve bu alaycılığıyla karşısındakileri ifrit edebiliyor.

*

Haberin Devamı

MEHMET METİNER: Ekranda görüldüğünde “Şimdi ne diyecek acaba” dedirtme potansiyeli olan biri... Az şey değildir bu ha!

*

HALİME KÖKÇE: Tavizsiz, ısrarcı ve mücadeleci bir tartışmacı... Fakat aynı oranda da nazik, diplomat ve anlayışlı...

*

ERSAN ŞEN: Her konudan anlıyor falan diye kendisine bariz haksızlık ettim. Hangimiz her konudan anlıyor gibi yapmıyoruz ki? Üstelik hangimizin özgüveninin gerekçesi var ki?

*

METE YARAR: Bir anlatı biçimi var... Hep o anlatı biçimine sadık... Biri bunu bozduğunda deliye dönüyor.

Yazarın Tüm Yazıları