Paylaş
Sarıyer’de Santa Maria Kilisesi’nde pazar ayini yapılırken maskeli iki kişi, ellerindeki silahları ateşliyor. Ayine katılan bir vatandaşımız hayatını kaybediyor.
*
Çok uzun zamandan beri azıcık karışık kuruşuk bir olay gördüğümüzde hemen şöyle diyoruz:
*
PROVOKASYON!
*
Sık kullanılmaktan yorulmuş bir kelimedir provokasyon. Çaptan düşmüştür. Acayip yıpranmıştır. Etkisini yitirmiştir. İnandırıcılık sorunu yaşamaktadır.
*
Maske... Silah... Saldırı... Kilise...
Bu sözcüklerin etrafında gelişen dünkü olay, etkisini yitiren, inandırıcılık sorunu yaşayan, yıpranan, çaptan düşen provokasyon olgusuna destansı bir alan açmış oldu.
Çünkü olay, “Ben bir provokasyonum” diye bas bas bağırmakta.
*
Bir provokasyon ancak bu kadar kör gözüm parmağına olur. Bir provokasyon ancak bu kadar kaba saba olur. Bir provokasyon ancak bu kadar incelikten yoksun olur.
*
Provokasyonun daniskasıdır bu olay. Nirvanasıdır. Everest’idir.
Aynı zamanda...
Alçaklığın da daniskasıdır. Şerefsizliğin de nirvanasıdır. Kalleşliğin de Everest’idir.
ÖZGÜR ÖZEL’İN GÖZÜYLE ERDOĞAN
CHP, geçen seçimdeki ittifak ortaklarının tümünü kaybetti.
*
İYİ Parti, ayrı baş çekiyor. Saadet, yanında durmuyor. Deva, ayrı bir yol tutturmuş durumda. Yani müttefiki kalmadı CHP’nin.
Bir DEM var, onun da ne yapacağı belli değil.
*
CHP Lideri Özgür Özel, bu durumdan Erdoğan’ı sorumlu tutuyor.
Söylediği şu:
*
“Erdoğan, CHP’nin karşısına çok büyük bir cephe kurdu. Geçmişte ittifak yaptıklarımızı karşımıza koyarak Türkiye’nin üzerine yeni bir oyun kurmakta.”
*
Özgür Özel’in bu yaklaşımında iki büyük sorun var:
*
- BİRİNCİ SORUN: Rakibini gözünde acayip büyütüyor Özgür Özel. Rakibi Erdoğan’a olduğundan çok daha büyük bir güç atfediyor. Erdoğan’ın siyasette her şeye kadir olduğu kanaatine sahip olduğunu açık ediyor. Kendisi açısından da partisi açısından da çok fena bir şey bu.
*
- İKİNCİ SORUN: Kısa bir süre öncesine kadar ittifak yaptığı ortaklarına, “Erdoğan’ın parmağında oynattığı unsurlar” muamelesi yapıyor Özgür Özel. Eski ortaklarını Erdoğan’ın iradesiyle hareket eden kişiler olarak görüyor. Çok ağır bir hakaret bu eski ortaklara. Hakaret ve aşağılama.
BİR MAĞDURİYET GEREKİYOR ONA
İstiyor ki kendisine bir haksızlık yapılsın.
Bir savcılık soruşturması mesela.
Bir belediye teftişi mesela.
Altı boş bir dava açılsın istiyor.
Mağdur olmak istiyor yani.
*
Aleyhte bir kampanya lazım ona.
Abartılı bir hücum.
Bir büyük yüklenme.
Bir yaylım ateş.
Her taraftan saldırıya uğramak istiyor yani.
*
Biraz gerilim çıksın istiyor.
Cumhurbaşkanı kendisini hedef alsın istiyor.
Murat Kurum sürekli kendisinden söz etsin istiyor.
Polemik çıksın, kutuplaşma olsun istiyor.
Ancak böyle yükseleceğini düşünüyor yani.
*
Çıkış stratejisi bu. Bunu bekliyor. Bunu istiyor. Bunu arzuluyor.
Bakalım istediğini verecekler mi?
BAHÇELİ EYALET KRİZİNİ 7 YIL ÖNCE ÖNGÖRDÜ
7 yıl önce yaptığı bir konuşmada şöyle demiş MHP Lideri Devlet Bahçeli:
*
“Bölgemizde fitneye mihmandarlık yapan ABD, gelecekte kendi eyaletlerinde baş gösterebilecek bağımsızlık arayışına ne diyecektir.”
*
7 yıl önce bu sözleri işitenler, bu sözlere pek bir anlam verememişlerdi. Hatta bu sözler üzerinden mavra çevirenler de çıkmıştı.
*
Ama bugün ABD’de ortaya çıkan eyalet krizini görünce Bahçeli’nin bu sözlerine bir anlam verebiliyoruz. Demek ki o kadar da mavralık değilmiş o sözler.
*
Hadi çekinmeyelim ve hakkı teslim edelim:
Muazzam bir öngörüdür bu.
BU BİR DEVRİM
Aydın Ayaydın, AK Parti’nin Muğla adayı.
Çok ters köşe çıkışlar yapıyor.
*
Milas’ta Mimarlar Odası’nı ziyaret etmiş mesela. “Mimarlar Odası sadece mahkeme salonunda karşılaşılan bir STK olmamalı” demeci vererek. Menteşe’de Şehir Plancıları Odası’na gitmiş. “Birlikte çalışacağız” demeci vererek.
*
Bu odaların dövüş ve çekişme konusu olmaktan çıkarılıp danışılan kurumlar haline gelmesi açısından iyi bir adım bu. Dilerim sözler tutulur, dilerim devamı gelir.
BİYOGRAFİ FİLMLERİYLE İLGİLİ BİR YAKLAŞIM DENEMESİ
Olumlu tarafı şudur bu filmlerin:
*
Bir fikir veriyor anlattığı sanatçılarla ilgili. Hayatlarının dönüm noktalarıyla ilgili bilgiler sunuyor. Tanımadığınız bazı yönlerini keşfetmenize olanak sağlıyor. Şarkılarını, türkülerini gündeme getiriyor. Unutturmuyor.
*
Olumsuz tarafı şudur bu filmlerin:
*
Devasa bir sanatçının inişli çıkışlı hayatı, bir sinema filminde ne kadar anlatılabilir ki? Ayrıca hep olumlu bir anlatıma kayılıyor bu filmlerde. Yanlışlar, çelişkiler, geçimsizlikler falan yok. Derinleşme olamıyor maalesef.
DİLBER DANSI UYARILARI
- Bir önemli bilgi: Herkese yakışmıyor.
- Bir işe yarar ipucu: Olay, asla elbisede değil.
- Bir mühim tavsiye: Kursa gitmekte sayısız fayda var.
- Bir gerekli nasihat: Olmuyorsa zorlamamak lazım.
- Bir hayati öngörü: Bir süre sonra demode olacak.
Paylaş