Ben hayatımda böyle stres yaşamadım

Her biri yaşamsal nice sınavlara girdim ömrüm boyu.

Haberin Devamı

Hiç bu kadar heyecanlanmadım.

*

Her saniyesi dehşet, merak ve endişe içeren nice film izledim.

Hiçbirinde bunu yaşamadım.

*

Çok acayip sokak kavgalarına tanık olmuşluğum vardır.

Hiçbirinde kalbim böyle çarpmadı.

*

Her biri acayip kritik çok seçim takip ettim.

Hiçbirinde bu kadar hoplayıp zıplamadım.

*

Bundan sonra bana her kim “Hayatının en stresli, en heyecanlı, en meraklı, en hoplamalı, en zıplamalı gecesini ne zaman yaşadın?” diye sorarsa...

Ben hayatımda böyle stres yaşamadım

Hiç düşünmeden şu yanıtı vereceğim:

*

“2024 Avusturya maçında.”

BU ÖYLE BİR ZAFER Kİ

- Hepimizi tartışmasız sardı, sarmaladı, kenetledi.

*

- Hepimizi aynı bayrağın altında birleştirdi.

*

- Hepimizi yeniden kardeş yaptı.

*

Haberin Devamı

- Hepimize aynı cümleleri söyletti.

*

- Hepimizi ihtilafsız ve kaynaşmış kıldı.

*

- Hepimizi toparladı, bir araya getirdi, dost yaptı.

*

- Hepimizi birbirimize sarılır hale getirdi.

*

- Hepimizi aynı çılgın sevincin parçası yaptı.

SCHADENFREUDE

Almancada bir kelimedir bu.

Anlamı şu:

*

“Başkalarının yaşadığı talihsizliklerden duyulan keyif.”

*

Avusturya’nın oyuncularının, teknik ekibinin ve taraftarlarının maçın sonunda üzülmesi, hüzünlenmesi ve hatta ağlaması karşısında...

Bu habis, bu sevimsiz, bu ilkel duygu, beni de biraz sardı.

*

Milli Takım oyuncularımızın sahayı terk eden Avusturyalı oyuncuları alkışlarla uğurladığını görünce...

“Ne yapıyorum ben” dedim.

Ve hemen terk ettim beni saran şu kahrolası “schadenfreude”yi.

*

Yani bizim çocuklar sayesinde centilmenliğe hızlı bir geçiş yapabildim.

Bunun için de teşekkürler Milli Takım.

DÖRT UZATMA DAKİKASI

- Dört dakikanın ne kadar da uzun olabileceğini.

- Dört dakikanın nasıl da dört asır gibi gelebileceğini.

- Dört dakikada kalplerin milyon kez çarpabileceğini.

- Dört dakikada dört yıl yaşlanabileceğini.

- Dört dakikada tam kırk üç kez zıplanabileceğini.

Herkes gibi ben de Avusturya maçında gördüm ve yaşadım.

LAY LAY LAY LA LA LAY

Kim bulduysa, kim akıl ettiyse helal olsun.

“Bir Başkadır Benim Memleketim” şarkısı, bu turnuvaya çok ama çok yakıştı.

*

Haberin Devamı

Zaferle tamamlanan her maçın ardından televizyonun sesini biraz daha açıyorum.

Çünkü sıranın bu şarkıya geldiğini anlıyorum.

*

Ve başlıyor şarkımız:

*

“Havasına suyuna taşına toprağına / Bin can feda bir tek dostuma / Her köşesi cennetim ezilir yanar içim / Bir başkadır benim memleketim.”

*

Bu dizelerin ardından sıra “Lay lay lay” bölümüne gelince coşku kaçınılmaz oluyor.

Futbolcularımız, teknik ekibimiz ve stadı dolduran on binler, hep bir ağızdan bu bölümü haykırmaya başlayınca tüyler diken.

*

Yabancılar şöyle bir bakıyorlar.

“Ne haykırıyor böyle bu Türkler” diye.

*

Kimin aklına geldiyse “Memleketim” şarkısını turnuvanın şarkısı yapmak, ilgililer onu benim adıma da tebrik edebilirler mi?

Haberin Devamı

UZAKTAN İZLENİMLERLE GECENİN KAHRAMANLARI

- MONTELLA: “Bu adam hiç gülmez mi?” diyordum her izlediğimde. Meğer gülebiliyormuş. Avusturya maçında ağzı kulaklarındaydı. “Şükür, güldüğünü görebildik” dedim. Hele zaferden sonra yapılan toplu sevinç gösterisinde resmen havalara zıpladığını görünce... “Tamamdır, bitti bu iş” dedim.

- ARDA GÜLER: Yetenekli futbolcu olduğu kadar çok sempatik bir çocuk. Hali tavrı, edası, yüz şekli, dayanışma içinde olması, koşuşturup durması, takım arkadaşları arasındaki alçakgönüllü tavırları falan... Hepsinden sempati yükseliyordu. “Yetenek yetmez biraz da sempati lazım” diye bir hüküm çıkardım tüm bunlardan.

- MERT GÜNOK: Bazı kaleciler artistlik yaparlar. Kameralara oynarlar. Fakat bizim Mert Günok, hiç artistlik yapmıyordu. Hiç kameralara oynamıyordu. Görev bilinciyle hareket ediyordu. Ancak maçın son saniyelerinde kendine müthiş bir karizma inşa etti. O muazzam kurtarışla “karizmatik kaleci” oldu çıktı.

Haberin Devamı

- MERİH DEMİRAL: “Maçın adamı” seçiyorlar ya... Bir futbol acemisi olarak bu seçimin hangi kriterlere göre yapıldığını bilmiyorum. Ama aceminin acemisi bir futbol izleyicisi olarak benim açımdan da maçın tartışmasız adamıydı. Gollerin ikisini de attığı için söylemiyorum bunu. Maçın başından sonuna kadar sergilediği kurtarıcı dinamizm için söylüyorum.

- BARIŞ ALPER: Geçen maçtaki performansı çok iyiydi. Top onun ayağına geldiğinde hep ayağa kalkmıştım. Avusturya maçında da böyle olacağını düşünüyordum. Gerçi çırpındı durdu ama yeterince varlık gösteremedi. Bariz talihsizlikler yaşadı. Ama yine de umutluyuz ondan.

- FERDİ KADIOĞLU: Top onun ayağına geldiğinde bir ferahlama yaşadım maç boyunca. Çünkü ayağına gelen her topun hakkını veriyordu. Neredeyse kusursuz oynadı. Kendisine maçın hiçbir dakikasında “Ne yaptın Ferdi” diye bağırmadım. Hep “Bravo Ferdi” dedim. Hep “Helal sana Ferdi” dedim.

Haberin Devamı

- TÜRK TARAFTARLAR: İnsan biraz yorulur değil mi? Hiç yorulmadılar. İnsanın biraz dikkati dağılır değil mi? Dikkatleri hiç dağılmadı. İnsan azıcık enerji kaybı yaşar değil mi? Enerjilerini hiç kaybetmediler. Coşkuları bir santim bile azalmadı. Zaferin en büyük kahramanlarından biri de taraftarlardı.

Yazarın Tüm Yazıları