Paylaş
SİNAN AYGÜN: Boş adam değildir. Çevresi geniştir. CHP çevrelerinde dostu, arkadaşı çoktur. İyi tartışmacıdır. İyi polemik yapar. En büyük dayanağı CHP’li oluşu... Vurup geri çekilmeyecek gibi duruyor. Sonuna kadar gidecek gibi. Dünkü basın toplantısı bekleneni pek veremedi ama yılmayacak gibi görünüyor. Mottosu: Ye herro ya merro.
KEMAL KILIÇDAROĞLU: Sinan Aygün’ü “Sen benim belediye başkanıma nasıl rüşvetçi dersin?” diyerek elinin tersiyle itmedi. Sinan Aygün’ü çok üzmemeye özen göstererek son tahlilde Mansur Yavaş’tan yana tavır aldı... Olaylar geliştikçe Sinan Aygün’e karşı tavrı da sertleşebilir ve Aygün’le karşı karşıya gelebilir. Mottosu: Bu sefer krizi doğru yönetelim bari.
*
BÜLENT KUŞOĞLU: Herkes “Neden her CHP içi tartışmada Bülent Kuşoğlu’nun adı geçiyor ki?” diye merak ederken... Bülent Kuşoğlu da “Her CHP içi tartışmada neden benim ismimi öne atıyorlar ki?” diye merak ediyor. Bakalım bu son tartışmanın ardından hem kamuoyunun hem de Kuşoğlu’nun merakı giderilecek mi? Mottosu: Allah Allah! Bu ne iştir yahu!
*
MELİH GÖKÇEK: Çarşının karışmış olmasından son derece memnun... Sinan Aygün ezsin geçsin istiyor, Mansur Yavaş ezilsin istiyor. Twitter hesabını resmen cephe gibi kullanıyor. Elinde var olan olmayan tüm mermileri acımasızca harcıyor. Bu kapışmadan ziyadesiyle memnun. “Oh be! Dünya varmış” dediğinden yüzde yüz eminim.
Mottosu: Oh be!
KİMDEN HANGİ STİLİ KAPTIK?
Doğum günü pastasındaki mumları elle söndürme stilini... Binali Yıldırım’dan.
Sorulan her soruya soruyla cevap verme stilini... Mersinli Cihangir’den.
“Ben böyleyim, sorry” diyerek konuyu kapatma stilini... Yılmaz Morgül’den.
Plastik şişeye ağız değdirmeden su içme stilini... Donald Trump’tan.
Hiçbir durumda asla haksız çıkmama stilini... Melih Gökçek’ten.
NEREDESİN ERDEM?
BİZİM meslektaşımızdır Erdem Gül...
Ankara gazetecilerindendir.
Dürüst, namuslu, saygılı bir arkadaşımızdır.
*
Hayatı boyunca Adalar’a tatile falan bile gittiğini sanmıyorum Erdem’in.
Fakat buna rağmen artık nasıl olduysa CHP’nin Adalar belediye başkan adayı yapıldı.
“Benim ne alakam var Adalar’la?” falan demedi Erdem.
Halk da oy verdi kendisine. Seçildi.
*
Neyse... Olan oldu artık.
*
Fakat arkadaş, bu ne etkisizlik böyle!
‘At’ deniyor, Erdem yok ortada. ‘Fayton’ deniyor, Erdem yok ortada. At esnafı tehdit ediyor, Erdem yok ortada. Hayvanseverler bu soğukta belediye önünde gece gündüz oturma eylemi yapıyor, Erdem yok ortada. En son atlar Adalar sokaklarında başıboş dolaşmaya başladı, Erdem yine yok ortada.
*
Bu iş artık “Erdem sen ne bilirsin Adalar’ı” meselesini çoktan geçti.
Hayatında hiç deniz görmemiş, hiç ada görmemiş biri bile Erdem kadar pasif olmaz, olamaz arkadaş!
*
Erdem!
Sen gazetecilik yapmış birisin. Sen soru sormuş birisin. Sen eleştirmiş birisin. Sen sorgulamış birisin. Sen mesleğin gereği daha iyiye ulaşılması için çabalamış birisin.
Böyle pasif pasif oturmak yakışmıyor sana Erdem.
Lütfen az biraz titreyip kendine gelir misin?
Paylaş