Bari sırf bunun için Atatürk’e saygı duy

Hâkimiyetin kayıtsız şartsız millete geçmesinin üzerinden yüz yıl geçti.

Haberin Devamı

Şunu net bir şekilde söyleyebilirim:

*

Demirel... Ecevit... Özal... Erbakan...

Bu ülkeyi yönetme fırsatı elde ettilerse...

Bunu hâkimiyet hakkının millete verilmesi sayesinde elde ettiler.

Bari sırf bunun için Atatürk’e saygı duy

Şu da nettir:

*

Hâkimiyet hakkı, yüz yıl önce millete verildiği için...

Tayyip Erdoğan, milletten aldığı destekle 17 yıldır ülkeyi yönetebiliyor.

*

Yüz yıl önce hâkimiyet hakkı millete verilmeseydi...

15 Temmuz kepazeliğini bastırdığımız anda dağa-taşa “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” yazamayacaktık.

*

Hiçbir şey için olmasa da...

Sırf bunlar için bile Atatürk’ün hakkı ödenmez.

Sırf bunlar için bile Atatürk’e derin bir saygı duymak şart.

*

Fakat öyle olmuyor işte!

*

Haberin Devamı

Mesela Atatürk’le kafayı bozmuş tipin teki...

Hâkimiyet hakkının millete verilişinin yüzüncü yıldönümünde sosyal medyadan yazdığı mesajlarda...

Atatürk’e “ajan majan” diyerek hakaret ediyor.

Ve işin daha fenası...

Bu yazdığıyla AK Parti’ye destek veren çok küçük bir kesimi etkileyebiliyor.

*

Yapmayın beyler! Etmeyin efendiler!

Bir “ilgi budalası”nın peşine takılıp da...

Hâkimiyeti millete teslim eden, “milli irade” diye bir kavramın bayraklaştırılmasına vesile olan, son sözün millet tarafından söylenmesi sürecini başlatan Atatürk gibi bir lidere saygısızlık etmekten derhal vazgeçin!

YÜZÜMÜZ İLK KEZ GÜLÜYOR

KAYIPLARIMIZA tabii ki üzülüyoruz. Tabii ki gönlümüz hiç kaybımız olmasın istiyor. Tabii ki tek bir kayıp bile hepimiz için büyük kayıp! Hasta olanlarımızın tabii ki bir an önce iyileşmelerini temenni ediyoruz.

*

Ama bir yandan da küresel çapta bir büyük salgının ülkemizde çok daha büyük bir felakete yol açmadan kontrol altına alınmış olmasından memnun oluyoruz.

Yüzümüz bunun için gülüyor.

*

Nereden mi çıkarıyorum salgının kontrol altına alındığını?

Sağlık Bakanı’nın açıklamalarından mı?

Hükümet yetkililerinin sözlerinden mi?

Hayır! Hayır!

*

Mehmet Ceyhan Hoca’nın sözlerinden...

*

O Mehmet Ceyhan Hoca ki...

Haberin Devamı

Temeli Atatürk döneminde çok sağlam bir şekilde atılmış olan Türkiye enfeksiyonla mücadele geleneğinin son temsilcilerinden... Kafasını kessen bilim dışı tek bir kelime çıkmaz ağzından... Hükümetin işine yarıyormuş, muhalefetin işine yarıyormuş falan... Hiç bakmaz. Gerçeği, sadece gerçeği ama bütün gerçeği söyler.

*

Mehmet Ceyhan Hoca diyor ki:

Evet, salgın kontrol altına alınmış gözükmektedir.

Evet, mayıs sonu haziran başı itibarıyla normale dönüşün planları yapılabilir.

*

Kayıplarımız için içimiz kan ağlarken...

Felaket senaryolarının hiçbiri ülkemiz için gerçekleşmedi diye...

Yüzümüz gülüyor.

*

SOSYAL MEDYA MAYMUNUNA NOT: Anladın mı niye yüzümüz gülüyormuş sevimsiz maymun?

Haberin Devamı

SAÇMA SAPAN İŞLER

SAÇMALIK NO BİR: CHP Üsküdar İlçe Başkanı’nın, eline fotoğraf makinesini alıp İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un evini taciz etmesi... Ne kadar saçma bir şey! Yahu varsa yasaya aykırı bir durum, gidersin ilgili makamlara şikâyet edersin. Sen zabıta mısın kardeşim? Kim verdi sana teftiş hakkını? Canan Kaftancıoğlu mu? Peki Canan Kaftancıoğlu, zabıta komiseri mi? Bu ne saçma sapan bir iştir?

*

SAÇMALIK NO İKİ: Salgın var. Her gün en az yüz bin kere “Temas yok, izolasyon var” deniyor. Çocuklar evlerden çıkamıyorlar ve bu nedenle kendilerine armağan edilen bayramı evlerinde kutlamak zorunda kalıyorlar. Yahu böyle bir ortamda, Meclis’te yapılacak tören için “Kim geldi, kim gelmedi” tartışması çıkarmak saçmalık değil de nedir? Konuşulacak, muhalefet edilecek konu mu kalmadı da bunu üzerinde bunca duruldu? Nedir? Ne iştir?

Haberin Devamı

ÇOK FENA OLUYORUM

“İKİNCİ dalga, üçüncü dalga gelebilir” cümlesi ile  “Virüs mutasyona uğrayacak, daha beter olacak” cümlesini işittiğimde...

Bende şunlar oluyor:

*

Tadım kaçıyor, nevrim dönüyor, tansiyonum fırlıyor, kafamın tası atıyor, ateşim çıkıyor, yüreğim daralıyor, sinirlerim zıplıyor.

HER ŞEY ESKİSİ GİBİ OLACAK

Yine kavuşacağız birbirimize ve sımsıkı sarılacağız.

*

Yine kalabalık akşam sofralarından kahkahalarımız yükselecek.

*

Yine korkusuzca dalacağız kalabalıklara.

*

Yine Akdenizlilere özgü özelliğimiz öne çıkacak ve dokunarak ifade edeceğiz kendimizi.

*

Yine kafe önlerine sandalye atıp gelene geçene bakacağız.

*

Yine yaklaşacağız birbirimize maskelerimizden sıyrılarak.

*

Haberin Devamı

Yine ruhsuz AVM koridorlarında canlarımız sıkılacak.

*

Yine “Evim evim güzel evim” diyerek döneceğiz evlerimize.

*

Yine “Ne güzeldir yollarda olmak şimdi” şarkısı eşliğinde atlayıp arabaya Trakya üzerinden Ege’ye doğru açılacağız.

*

Yine Ortaköy’den Bebek’e kırk beş dakikada zor gideceğiz.

*

Yine iple çekeceğiz Açıkhava konserlerini.

*

Yine dizi izlemeye pek zaman bulamayacağız.

*

Yine başlayacak “Yahu özledik! Bir kahve içelim, bir yemek yiyelim” demelerimiz.

*

Yine sokaklardan bin türlü ses yükselecek.

*

Yine “Roma mı? Paris mi? Londra mı?” falan diye hiç gerçekleşmeyecek seyahat planları yapacağız uzun uzun.

*

Yine Şeyma’nın dünyanın öbür ucundaki bilmem ne plajında dans ederken çektirdiği fotoğraflara maruz kalacağız.

*

Velhasıl tasalanmayın kardeşler ve de kız kardeşler... Her şey eskisi gibi olacak.

Yazarın Tüm Yazıları