Paylaş
Biz razıyız Bahçeli’den diyorsanız...
*
-Varsın seçimden sonra AK Parti balkonuna çıkanların arasına Bahçeli’yi koyan görselleri yayarak partimizle kafa bulsunlar... Biz razıyız Bahçeli’den diyorsanız...
*
-Varsın bir sonraki seçimde partimizin barajın altında kalma tehlikesi oluşsun, bizim için hiç mühim değil... Biz razıyız Bahçeli’den diyorsanız...
*
-Varsın bizim partinin önümüzdeki 45 sene içinde iktidara gelmek ya da iktidarın bir kanadında olmak gibi bir umudu olmasın... Biz razıyız Bahçeli’den diyorsanız...
*
Ne diyeyim arkadaşlar!
Buyurun hayrını görün Bahçeli’nin.
Seçimden sonra Cemaat’e bakış
ÜÇ maddede özetliyorum bakışımı:
*
-BİR: İktidarla ittifak kurup devletin en önemli noktalarına konuşlanarak birçok kötülüğe imza attılar. Delil sokuşturma, dinleme yapma, iftira atma, kumpas kurma falan... Cemaat’in işte bu kanadıyla hukuktan milim sapmadan sonuna kadar mücadele edilmelidir.
*
-İKİ: Kendilerini kumpasçılardan, delil sokuşturuculardan ayırt etmek istemeyen ve kumpasçıların gönüllü koruyuculuğunu üstlenen Cemaat mensuplarını da bir tür “suça gönüllü iştirak” kapsamında değerlendirmek kaçınılmazdır.
*
-ÜÇ: Kendilerini kumpasçılardan, delil sokuşturucularından ayırt ederek “Koca bir Cemaat’i sen nasıl bunlarla bir tutarsın” diyenlerin beyanlarını esas almak ve bu insanların hakkını, hukukunu sonuna kadar korumak görevimizdir.
Bir armağan
“MOKO Murat” vardır.
Camianın tanıdığı, bildiği kalender bir arkadaştır.
*
“Sana bir armağan aldım” dedi.
“Al, getir” dedim.
*
Baktım: Boks eldiveni.
*
Dosta düşmana haber salın:
Boksa başlıyorum.
Tanıştırayım: Müezza
-Hayatımda ilk kez bir kedim olmuş, adını “Sekter” koymuştum.
*
-Bir süre sonra şunu anladım ki, insanın bir kedisi olunca inceden “Ebu Hureyre” olma yolunda ilerlemesi kaçınılmaz oluyormuş. Evde başka kediler de olsun diye bir heves, bir heves ki... Sormayın gitsin.
*
-Sonra bir haber geldi bana Kuzey Avrupa’nın kuzey taraflarından... Oralarda bir ülkede insanların tek bir kediye sahip olması yasaklanmış. Çünkü “tek kedi” demek, kediler için kahrolası bir yalnızlık, feci bir can sıkıntısı demekmiş. “Hayvanlara bu eziyeti yapmaya kimsenin hakkı yok” diye yasaklamışlar tek kedi edinmeyi.
*
-İşte tam bu sırada... Bir kediye sahip olmamda rolü çok büyük olan Canan Ergin, yeniden devreye girdi. Ve ikinci kediyi bulabilmem için eşsiz bir katkı sundu.
*
-Ve sonunda işte bu hem öksüz hem yetim dokuz aylık yavrucak, evimin ikinci kedisi oluverdi.
*
-Peygamberimiz kedisine “Müezza” adını koymuş ya... Ben de bir sünneti ihya edeyim bari diyerek... “Müezza” adını verdim bu kediciğe... Çok munis, çok iyi niyetli, çok nazik, çok tatlı, çok mahcup, çok mazlum biri “Müezza”. Hayata hep büyük bir şaşkınlıkla bakıyor.
*
-“Sekter” mi? Önce biraz afalladı, hırçınlaştı, kabullenmek istemedi... Sonra kokladı... Sonra hırladı... Sonra boğuştu... Ve en sonunda kabullendi “Müezza”yı... Şimdi bu ikisi takılıyorlar ve beni hiç ama hiç takmıyorlar.
Bir tek Destici çıktı
KOCA Türkiye’de bunca mağluplar arasında bir tek Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici çıktı “İstifaya hazırım” diyen.
*
Bir nadide eser gibi, az bulunur bir çiçek gibi, pek kıymetli bir elmas gibi bakalım bu açıklamaya...
Çünkü...
İkincisi çıkmayacak gibi.
Son James Bond filmine dair
-FAZLA ciddiye almadan, patlamış mısır yiyerek alabildiğine kayıtsızca izleyin bu filmi... Avusturya’nın karlı dağlarından Kuzey Afrika’nın susuz çöllerine... Masal dinler gibi... İşte o zaman iyi gelir.
*
-En baştaki helikopter sahnelerini izlerken... “Nasıl çekmişler bunu, kim bilir kaç para harcamışlardır” dedim içimden... Hem de en az sekiz kere.
*
-James Bond’un bağlı olduğu istihbarat teşkilatının başına işler gelmesinden hiç hoşlanmıyorum. Her şey yolunda gitsin, Bond, Bond’luğunu yapsın istiyorum. Ama filmi yapanlar nedense çok seviyorlar Bond’un teşkilatının başına iş gelmesini.
*
-Bu seferki “kötü adam”ı hiç sevmedim. Çok iyi oyuncudur aslında kendisi. Ama olmamış. Oturtamamışlar karakteri...
*
-Bir önceki James Bond, çok kötüydü. Bu orta halli olmuş... Benim favorim hâlâ “Casino Royale”.
AK Parti’nin önündeki en önemli sorun
DÜŞÜNÜN:
Bir siyasi partisiniz. 14 yıldır iktidardasınız. Her girdiğiniz seçimi kazanıyorsunuz. Oylarınızı yüzde 50’ye vurduruyorsunuz.
Ama bir sorun var:
Sizin kazandığınız bu zafer, ülkenin yarısında büyük bir mağlubiyet duygusu yaratıyor. Halkınızdan bazıları “çekip gitmek istiyorum buralardan” duygusunu yaşıyor.
*
Bu bir sorundur. Hem de büyük bir sorun.
*
Zaferi elde etmenin kutlamaları biter bitmez...
AK Parti’nin el atması gereken sorunların en başında bu geliyor.
Paylaş