Bahar havası

MADEM son zamanlarda, bugünlerde yaşananlar için “Tıpkı Demokrat Parti dönemi gibi...” deme modası var.

O zaman ben de modaya uyayım:

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan’ın uzlaşmaya açık mesajları ve CHP Lideri Baykal’ın buna verdiği karşılık “siyasette bahar havası” doğurmuştur.

Gerçi olay henüz “Demokratlar” ile “Halk Partililer” arasındaki kavganın tavan yaptığı günlerde bir akşam vakti İsmet Paşa’nın Adnan Menderes’in evine sürpriz ziyaret yapması noktasına gelmemiştir.

Yani Deniz Baykal’ın bir demet çiçekle Tayyip Erdoğan’ın Subayevleri’ndeki evine ziyareti falan vaki değildir.

Ama olsun.

Bu da bir şeydir.

Ayrıca gerginliğin, kavganın, dövüşün, bağrış çağrışın, gol atma gayretlerinin zirvede olduğu böyle bir dönemde ilaç gibi bir şeydir.

Diyeceksiniz ki: Dur bakalım... Hemen paçayı sıvama... Osmanlı’da oyun bitmez... Daha ortada bir şey yok.

Hayır, hayır...

Şu ana kadar çok şey oldu...

-  Mesela aylar sonra ilk kez taraflar bağırıp çağırmadan konuşmaya başladılar.
-  Mesela aylar sonra ilk kez taraflar birbirini anlamaya çalıştı.
-  Mesela aylar sonra ilk kez Baykal kestirip atmadı.
-  Mesela aylar sonra ilk kez Başbakan, muhalefet tarafından kabul edilebilir bir teklifle ortaya çıktı.
-  Mesela aylar sonra ilk kez “uzlaşma”nın önemi ortaya kondu.

Ben “uzlaşma da uzlaşma” diye tutturanlardan, “Politikacılar el ele tutuşsa/hayat bayram olsa” diyenlerden, “Hep huzur, hep huzur” diye inleyenlerden değilim.

Siyasi alanda farklı düşünmenin ve tartışmanın önemine inanırım.

Ancak...

Son zamanlarda sınır aşılmış, “çatışma yorgunu” haline gelmiştik.

Tamam, siyaset bir “huzur sokağı” değildir ama gerilimin de bir sınırı olmalıydı.

Bir tarafın kestirip attığı, diğer tarafın müzakereye bile yanaşmadığı bir ortam söz konusuydu.

Kılıçlar çıkarılmış, itimat ortadan kalkmıştı.

İşte böyle bir ortamda “uzlaşma”nın ucunun gösterilmesi bile önemlidir.

Benim bundan sonrası için bir tek dileğim var:

Hasat toplama, tuzak kurma, gol atma gibi atraksiyonlara başvurulmadan ucu gösterilen uzlaşmanın gerçekleşmesi...

Haberin Devamı

Planladığım yazılar

“BU Bedük’te şeytan tüyü var” başlıklı bir yazı.

“Eşcinsellere Vakit üslubuyla saldıran liberal demokrat bir Türk ailesi” konulu bir ifşa yazısı...

“Türk popu Mustafa Sandal, Kenan Doğulu ve Serdar Ortaç’tan sonra bitti mi” sorusuna cevap arayan bir yazı.

“Neden Nuri Bilge Ceylan yaratıcılığının sınırlarını yeni denemelerle genişletirken, Yavuz Turgul gitgide daha da kabız oluyor?” meselesini irdeleyen bir yazı.

“Sinemada iyi adamların intikam alırken alkışlandığı günler” konulu bir nostalji yazısı...

Haberin Devamı

Ahmet Türk’e atılan yumruk bir maganda yumruğudur

AHMET Türk’e Samsun’da atılan yumruk, bir terbiyesizin, bir kaba saba adamın, şiddet eğilimli birinin attığı yumruktur.

Böyle davranan adama bizim oralarda “maganda” denir.

Ve o adama bunun ötesinde hiçbir değerin biçilmemesi gerekir.

Yapılan eylemin siyasi görüşle, milli duyguyla, ulusal galeyanla, ideolojiyle falan uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.

Van’da Deniz Baykal’ın otobüsünü taşlayanların da yaptığı budur.

Yani ikinci bir cümleye hiç gerek yoktur.

Bu tür tepkilere tevessül edene maganda denir...

Bu tür tepkilere destek atanlar da magandalığa destek atmış olur.

Ey kadından ayrılan erkek

HANDE Yener’den bir biçimde ayrı düşerek “eski sevgili” sıfatını alan Kadir Doğulu örnek olayından hareketle...

* * *

-  O senin arkandan konuşsa bile sen onun arkasından konuşma... Hele içinde biriktirdiğin “ihanet kuşkusu”nun zehrini, en ayıp biçimlerde dışa vurmaya tenezzül etme.

-  Öyle temiz, öyle centilmence, öyle kibar çekil ki, görenler “Bu ne güzel bir çekiliş yahu” desin.

-  Öfkene yenilip de “O beni terk etmedi, asıl ben onu terk ettim” deme... Hatta sen terk etmiş olsan bile “O beni terk etti” demeyi tercih et.

-  Bir erkeğin gradosu, birlikteliğin başladığı günlerde değil, ayrılığın başladığı günlerde belli olur. O nedenle bitirirken, başlarkenkinden daha da centilmen ol.

-  Ne yaşamış olursan ol, “Şimdilik susuyorum ama yakında konuşacağım” diye tehditler savurma. Unutma ki: En alçakça şantaj, mahrem alan üzerinden yapılan şantajdır.

-  Kötü günlerde çirkinleşmek, iyi günlerdeki güzelliklerin hepsini siler süpürür. Güzel günlerin hatırını hiç ama hiç hatırından çıkarma.  

Yazarın Tüm Yazıları