Azılı köpek düşmanları bile bunu yapamaz

Sanki çıkan yasa bütün köpeklerin katledilmesini öngörüyormuş gibi...

- Bu bir katliam yasasıdır.

- Hayvan katliamına onay verildi.

- Hayvanları katletmek serbest hale geldi.

Falan diyorlar.

* 

Yasada böyle bir şey var mı? Yok.

“Bütün köpekler öldürülmelidir” mi diyor yasa? Demiyor.

Köpek katletmek serbest hale mi geldi? Hayır, gelmedi.

Köpekler toplanıp katledilecek mi? Hayır, böyle bir şey olmayacak.

*

Peki niye tartışmalı yasayı gerekçe göstererek sürekli bu gerçek dışı yaklaşıma sarılıyorlar?

Niye çıkan yasanın tartışmalı kısımlarını doğru dürüst tartışmak yerine “katliam da katliam” diye tutturuyorlar?

*

Köpekleri pek sevdikleri için mi?

Köpekleri kardeş olarak gördükleri için mi?

Köpekleri korumak için mi?

*

Eğer amaçları köpekler olsaydı, bunu yapmazlardı.

Çünkü “Köpekleri katletmek serbest hale geldi” dediklerinde toplumdaki köpek düşmanı canilerin cüretlerini arttırdıklarını fark ederlerdi.

*

Bunların dertleri köpekleri korumak değil.

Bunların dertleri hükümete vuracak, hükümete çakacak malzeme üretmek.

Yani muhaliflik yapmak.

Köpekler, bunun sadece malzemesi.

*

Kullandıkları dille köpeklerin hayatını tehlikeye atıyorlar, yarattıkları iklimle köpek katliamcılarının harekete geçmelerine neden oluyorlar.

Muhalifliklerini az ötede yapsalar, böyle bir iklimin oluşması kolay kolay mümkün olmaz.

Bunu görmüyorlar.

Ya da görüyorlar da umurlarında olmuyor.

*

Köpeklere karşı sergilenen çok büyük bir sorumsuzluktur bu.

Çünkü en azılı köpek düşmanları bile, çok istemelerine rağmen şu ana kadar köpeklerin katledilmesine olanak sağlayan bir ortamı yaratamadılar.

ESKİŞEHİR CANİSİNİ ORTAYA ÇIKARAN BEŞ ŞEY

- BİR: Aile içinde sevgisizlik girdabında büyümekten kaynaklanan kişilik bozuklukları. Arızalarla dopdolu olmak.

*

- İKİ: Bilgisayar oyunlarının en katliamcılarına, en vahşilerine yönelik aşırı bağımlılık. Gece gündüz bu oyunlardan çıkmamak.

*

- ÜÇ: Kara cehaletin ortaya çıkardığı çarpık politik bilinç. Bu sersemletici bilinçten kaynaklanan aşırı özgüven.

*

- DÖRT: Canlı yayın açıp katliam yapan meşhur canileri rol model olarak bellemek. Onların izinden gitmek.

*

- BEŞ: Sanal dünya ile gerçek dünya arasındaki farkı yitirmek. Dünyayı bir bilgisayar oyunu gibi algılamak.

DİLRUBA ADLI ŞAHSIN TUTUKLANMASI

DİLRUBA adlı şahsın sokak röportajında söylediklerini baştan sona dinledim.

*

Evet, devleti yönetenlere karşı ağır eleştirilerde bulunuyor.

Evet, “ahır gibi yönetmek” tarzı çok yakışıksız ifadelere yer veriyor.

Evet, üzerlerine aylardır bomba yağan bir ulusun katledilen lideri için “elin Arap’ı” demekten çekinmiyor.

Evet, hakarete varan sözler söylüyor.

Kısacası...

Söz konusu olan çok da matah olmayan, düzeyi epey altlarda seyreden sıradan bir sokak röportajı konuşması.

*

Düzeyi epey altlarda seyreden bir sokak röportajına tutuklamayla karşılık verildi.

Oysa bu konuşmaya verilecek en en etkili cezalar şunlardı:

*

Ayıplamak. Düzeysizliğe işaret etmek. Terbiyesizliği ifşa etmek. Utandırmak.

*

Bu cezalar, tutuklamaktan bin kat daha etkilidir.

Tutuklama ise sadece ve sadece düzeysizlikten zorlama bir kahramanlık çıkarmaya yarar.

Bu da kahraman olmak isteyen tüm düzeysizleri kışkırtmaktan başka bir işe yaramaz.