Paylaş
Cumhurbaşkanı’nın fotoğraflarını çekince...
Adama “dönek” deniliyor?
*
Ara Güler, kendisine “sanatçı” diyenlere...
“Yürüyün gidin, ben sanatçı değilim, ben foto muhabiriyim” diyen bir adamdır.
Cumhurbaşkanı, “Gel benim fotoğraflarımı çek” dediğinde...
Hiçbir foto muhabiri “Yok abi, kalsın, ben sana karşıyım” demez, diyemez.
Bu kadar basit bir gerçeği idrakten yoksun muyuz?
*
Ara Güler portre fotoğrafı çekmeyi sever.
Siyasetçi fotoğrafı çekme fırsatı doğduğunda...
Asla hayır demez.
Bülent Ecevit’in fotoğraflarından oluşan koca bir kitabı var adamın, iki yıl peşinden koşmuş Ecevit’in...
Ne yani?
Ülkenin son 14 yılına damgasını vuran bir siyasetçinin fotoğraflarını çekmesin mi?
Bundan daha doğal ne olabilir?
*
Ara Güler “Ben hayatımın fotoğraflarını çekmişim zaten çekeceğim kadar” diyecek ve fotoğraf makinesini bir tarafa bırakacak bir adam değildir.
Ülkenin Cumhurbaşkanı’nın fotoğraflarını çekme fırsatı doğduğunda...
Gider ve çeker.
Bu azim de ancak takdir ve saygıyla karşılanır.
*
Neden ille de Ara Güler’in Tayyip Erdoğan’a yaranmaya çalıştığını düşünüyoruz ki?
Ne yani?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim fotoğraflarımı Ara Güler çekmeli” diyerek...
Ara Güler’i yüceltmiş olmuyor mu?
Olaya neden böyle bakmıyoruz, bakamıyoruz ki?
*
Tamam, anladık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan nefret ediyorsunuz.
İyi ama koskoca Ara Güler’i, neden bu nefretinize kurban ediyorsunuz ki?
Ayıp değil mi?
Yazık değil mi?
Kemal Bey’in de fotoğrafını çekmişti
KEMAL Kılıçdaroğlu, bir sohbetimiz sırasında “Ara Güler’in fotoğraflarımı çekmesini çok isterim” demişti.
Kemal Bey’in bu isteğini Ara Güler’e iletmiştim.
Hiç ikiletmeden “Hay hay” demişti, “Tabii çekerim” demişti, “Memnuniyetle” demişti.
*
Sonra Kemal Kılıçdaroğlu ile Ara Güler’i buluşturdum Florya taraflarında.
Ara Güler, hiçbir yapmacıklığa yer vermeden, mesafe duygusunu koruyarak ve tamamen yaptığı işe odaklanarak çekti fotoğrafları...
Kemal Bey de olağanüstü bir saygı gösterdi Ara Güler’e.
*
Yani demem o ki...
Ara Güler bir foto muhabiridir.
Dün Kemal Bey’in fotoğraflarını çeker, bugün Tayyip Bey’in...
*
Hatta istesinler...
Yarın, Devlet Bey ile Selahattin Bey’i de çeker.
*
Zaten çekmezse...
Ara Güler olmaz ki.
İlahi Emine Ülker Hanım!
EMİNE Ülker Hanım, CHP’den ayrılıp yeni bir parti kurmuştu.
Kurduğu yeni parti, seçimde binde bilmem kaç oy alınca...
Emine Hanım da partiyi kapatıverdi.
*
Partiyi kapatırken söylediği söz şu:
“Siyaset için para gerekiyormuş. Devasa bütçeler lazımmış. İnsanın özgürlüğünün önemi olmasa da paraların özgür olması, havada uçuşması lazımmış.”
*
İlahi Emine Ülker Hanım!
Bu basit ve sıradan ülke realitesini görüp fark edebilmeniz için ille de böyle bir deneyim yaşamanız ve yaşatmanız mı gerekiyordu?
Kime sorsanız kulağınıza fısıldardı bu ülke realitesini.
*
“CHP Grup Başkan Vekilliği” gibi çok mühim bir koltuk, kimlere emanet edilmiş görüyor musunuz?
Şiir gibi dış politika
SIRF Obama istedi diye...
Çekiliyoruz Musul’dan.
Girerken hesap edemedik, çıkarken hesap ediyoruz.
Hiç lamı cimi yok.
*
Sırf düşmanlarımız biraz fazla çoğaldı diye...
Dost oluyoruz İsrail’le.
Ağzımızı doldurarak konuşurken, hiç planlamamıştık bu dostluğu.
Hiç lamı cimi yok.
*
Sırf Amerika, Suud’dan istedi diye...
Ordu kuruyor Suudi Arabistan.
Biz de içinde yer alıyoruz, Sünni bir hırstan.
Hiç lamı cimi yok.
Ensar olmak
MUHACİRE ensar olmak, bizim inancımızın en temel taşlarından biridir.
Fakat işte ABD’de bile “Açık Kalpler/Açık Evler” diye kampanya düzenlenirken...
Bizde durum facia boyutunda...
*
Şöyle ki:
Hurriyet.com.tr’de dün soruldu: “Evinizi Suriyeli mültecilere açar mısınız?”
Yüzde 62 ‘hayır’ dedi.
Bayıldım bu karelere
MECLİS’in Roman milletvekili Özcan Purçu, Meclis kürsüsünden “bir Roman’ın çığlığı” tarzında süper samimi bir konuşma yapmış.
O konuşmasını bitirince...
AK Parti’nin milletvekillerinden Metin Külünk, kürsüden haykıran samimiyet karşısında kendinden geçmiş bir şekilde Özcan Purçu’ya sarılıyor.
*
Geçen gün bütün gazetelerde yer alan bu karelere bayıldım.
Özellikle, Metin Külünk’ün “CHP zihniyeti” falan demeden, bütün gönlünü kocaman açmışçasına Özcan Purçu’yu bağrına basmasına bayıldım.
*
Keşke hep böyle olsa... Hayat bayram olsa... İnsanlar el ele tutuşsa... Falan filan.
CHP milletvekili Özcan Purçu, büyük alkış alan konuşması sonrası Meclis Başkanlığı kürsüsüne de böyle teşekkür etmişti.
FOTOĞRAFLAR: Selahattin SÖNMEZ
Sehven
DÜN bu köşede yayınlanan İsmet Paşa fotoğraflarından birinin altında “Yıl: 1959... İsmet Paşa iktidarda” diye bir ifade çıktı. Bu ifade, sehven yer almıştır. Doğrusu “Yıl:
1949... İsmet Paşa iktidarda” olacaktı. Düzeltir, özür dilerim.
*
NOT: Tam üç buçuk yıldır “sehven” kelimesini kullanmak için fırsat kolluyordum. Sağ olasın İsmet Paşa! Sayende kullandım.
Paylaş