Paylaş
Adı: Hazzopulo Pasajı.
İşte bu pasajda yer alan ‘Yirmibir’ adlı tatta muhteşem, fiyatta ucuz bir “ocakbaşı”nda buluştuk Ara Güler’le.
Buluşmayı kadim dostum Arev Cebeci organize etti.
*
Buluşur buluşmaz sordum Ara Güler’e...
“Hâlâ kafayı takıyor musun yazılıp çizilenlere?”
Huysuz ihtiyar, kafasını başka bir yöne çevirerek...
“Ben söyleyeceğimi söyledim” dedi.
Ara Güler fotoğrafları: MURAT ŞAKA
Ve konu geldi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarının çekildiği güne...
O gün şunlar yaşanmış:
*
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ara Güler’i “büyük usta” diye selamlamış ve kendisine hep böyle hitap etmiş.
-Buluşmada Emine Erdoğan da yer almış. Emine Hanım ev sahipliği yapmış. Çay eşliğinde suböreği ikram edilmiş Ara Güler’e.
-Evin kütüphane bölümünde Erdoğan’ın iki torunu oynuyormuş. Ara Güler, “burada güzel şeyler var” diyerek torunları da katmış fotoğraf çekimine.
-Tanıyanlar bilir: Ara Güler, “abi” der herkese... Çaycıya da abi der, senatöre de... Cumhurbaşkanı’na da “abi” demiş.
-Nerede durması gerektiğini falan söylemiş Erdoğan’a... “Abi şöyle geç, abi şu tarafa bak, abi şurada dur” gibi talepler... Erdoğan hiçbir talebini geri çevirmemiş.
-Fotoğraf çekiminin sonunda Ara Güler’i ta arabasının kapısına kadar uğurlamış Erdoğan ve Ara Güler’e arabanın kapısını açmış.
-Ara Güler, tam gidecekken... Erdoğan torunlarını çağırmış ve “Gelin, büyük ustaya veda edin” demiş.
Hiç yayınlanmayan bir Ara Güler fotoğrafı
ELİNDE çok miktarda Erdoğan fotoğrafı var Ara Güler’in... Fotoğraflar üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Basına yansımayan fotoğraflar arasından birini yayınlamama izin verdi Ara Usta... Ben de işte bu fotoğrafı seçtim.
MURAT ŞAKA’NIN OBJEKTİFİNDEN ARA GÜLER
Resim çekmiyor ıstırap çekiyor
MURAT Şaka, bizim Sebati’nin yetenekli öğrencilerinden biridir. Uzun süredir birlikte çalışıyoruz. Ara Güler’le buluşunca “İşin yoksa gel de Ara Güler’in fotoğraflarını çek” dedim, ta Kadıköy’den hemen atlayıp geldi. Heyecanla çekmeye başladı Ara Güler’in fotoğraflarını. Ara Güler’e Murat’ı gösterip “nasıl çekiyor” dedim. O da “Resim çekmiyor, ıstırap çekiyor” diye şakayla karışık bir yanıt verdi. Bu arada Ara Güler, “fotoğraf” demiyor, “resim” diyor.
Türkiye’de kaç çeşit peynir var
FRANSA’nın efsane yarı başkanı General de Gaulle, şöyle demiş:
“258 çeşit peyniri olan bir ülkeyi yönetmek kolay mı?”
*
Bir rivayete göre...
General de Gaulle, “258” değil de “400” demiş.
*
Eğer 400 demişse... Diyecek bir söz yok.
Ama yok eğer 258 demişse... O zaman Türkiye’nin de en az Fransa kadar kolay yönetilecek bir ülke olmadığını söyleyebiliriz.
*
Çünkü akademisyenler ve uzmanlar, resmi peynir haritası çıkarılmış olmasa da Türkiye’de yaklaşık 200 çeşit peynir olduğunu söylüyorlar.
*
Neşe Biber ve Berrin Bal Onur isimli iki peynir âşığı kadın, 15 yıllık bir çalışmayla Türkiye’nin yaklaşık 200 çeşit peynirinden 52’sini yerinde tespit edip tescillemiş.
Sonra da bu 52 peynirin öyküsünü Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan bol fotoğraflı, acayip sükseli, süper cazibeli devasa bir kitapta anlatmışlar.
Kitabın adını da “PEYNİR AŞKINA” koymuşlar.
Peynirden hiç anlamam.
“Yerel peynirlerimizi say” deseler, aklıma “Kars kaşarı”, “Erzincan tulumu”, “Mihalıç peyniri” gibi birkaç çeşit gelir.
Ötesine geçemem.
“Peynir Aşkına” kitabının sayfalarını gezerken...
Peynir işinin benim gibi acemilere bırakılmayacak kadar ciddi bir iş olduğunu fark ettim.
*
Kitabı okuduktan sonra peşlerine düşmeye karar verdiğim yerel peynirlerimizi sayıyorum:
-Karadeniz’den Telli Minzi...
-Konya’dan Küflü Tulum...
-Diyarbakır’dan Örgü Peyniri...
-Trakya’dan Trakya Kaşarları...
Paylaş