Amiraller bildirisine dair gelişigüzel ON NOT

Not bir- ‘Yüce Türk milletine’ dendi mi işkillenirim

Haberin Devamı

Yüce Türk milletine!” diye başlayan hiçbir bildiriden hoşlanmıyorum.

Çünkü bu seslenişin tınısında...

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve de 15 Temmuz var!

*

Kaldı ki...

Radyo zamanlarının üslubudur bu.

Siyah beyaz televizyonlarda kalmıştır.

*

En son 15 Temmuz’da ise...

Minicik bir cep telefonu, bu üsluplu bir bildiriyi rezil kepaze etmeye yetip de artmıştır.

Ne çabuk unutuldu!

NOT İKİ – GECENİN ŞERRİ… SABAHIN HAYRI…

Bu tür bildirilerin gecenin bir yarısı piyasaya sürülmesi ne kadar da sevimsiz.

Güzelim gündüzler çuvala mı girdi sayın amiraller?

Bari gazetelerin baskıya giriş saatlerini falan gözetseydiniz yahu!

*

Gecenin şerri, sabahın hayrı derdi büyükannelerimiz.

Aklınıza gelmedi mi?

NOT ÜÇ- AKSİ HALDE NE OLUR SAYIN AMİRALLER?

Bildirinin “aksi halde” diye bölümünü okudunuz mu?

Haberin Devamı

O bölüm, tam anlamıyla “muhtıra” kokuyor.

*

Ne olacakmış aksi halde?

Bildiriye göre...

Bunalımlar olacakmış...

Tehlikeli olaylar yaşanacakmış...

Riskler doğacakmış.

*

Bunlar ne kadar da üst perdeden laflar böyle sayın amiraller.

Tehdit mi ediyorsunuz, nedir?

NOT DÖRT-  KURMAY ZEKÂSI DİYE BİR ŞEY YOK MUYDU?

İlkokul zekâsına sahip çocuklar bile, bu bildirinin üslubunun...

“Darbe iması” diye algılanabileceğini kestirir.

En azından böyle kullanılacağını tahmin eder.

*

Düşünün:

Kurmay zekâsına sahip koca amiraller, bunu kestiremiyor.

*

Belki de bilerek, isteyerek, kasten böyle yapıyorlardır.

Neyse... Neyse...

NOT BEŞ- VARSA BİR KAYGIN, GİRSENE SİYASETE

Toplu bildiri yayınlamak ne kadar da demode bir şey.

Varsa bir endişen, bir kaygın, bir önerin...

Gir siyasete.

Gir bir partiye... Gir CHP’ye... Gir İYİ Parti’ye...

Orada istediğin kadar nutuk atıp milleti ikna etmeye çalış.

*

Bildiri yayınlamak da neyin nesi?

NOT ALTI- BU BİLDİRİYİ NASIL HAZIRLADILAR ACABA?

100 değil, 101 değil, 102 değil, 103 değil...

Tam 104 emekli amiral.

*

Bu bildiriyi nasıl hazırladılar acaba?

Bir büyük toplantı mı yaptılar?

“Aramıza amiralden başkası giremez” diye karar mı aldılar?

Askeri bir disiplin içinde mi hareket ettiler?

*

Bu soruların akla gelmesi bile bu bildiriyi töhmet altında bırakmıyor mu?

Haberin Devamı

NOT YEDİ- AAAA! YİNE MAĞDURİYET ÇIKARIYORLARMIŞ

“AK Parti bu işten mağduriyet çıkarıyor” diyorlar.

“Aaaa! Yine mağdur oldular” diyorlar.

*

Çıkarırlar tabii kardeşim.

Olurlar tabii.

*

Senin en parlak dediğin kurmayların, bunu öngöremezse...

Senin kurmay zekâlıların, bunu bile kavrayacak noktadan uzaksa...

Tabii ki mağdur olurlar.

Tabii ki mağduriyet çıkarırlar.

NOT SEKİZ- BEN MUHALEFETİN YERİNDE OLSAM

Ben muhalefetin yerinde olsam...

“Bu tür emekli amiral bildirilerine kategorik olarak karşıyız. İçeriği ne olursa olsun... Emekli amiral bildirileri, siyasi tarihimiz açısından hiç de hoş şeyler çağrıştırmıyor” diye bir açıklama yaparım.

*

Böylece hem demokratik bir düzlemde kalmış olurum.

Haberin Devamı

Hem de mağduriyete prim vermemiş olurum.

*

Ama İYİ Partili Aytun Çıray’ın ilk tepkisini görünce...

Pek de umutlu değilim açıkçası.

NOT DOKUZ- DÜŞÜNCE AÇIKLAMIŞLAR NE VARMIŞ BUNDA?

“Düşüncelerini açıklamışlar, ne var bunda canım” diyenler var.

*

Açıklanan düşüncenin dili tehdit kokuyor.

Gece yarısı açıklanması bir tuhaf.

İmzacılarının sayısı çok intizamlı.

İmzacı rütbesinde zerre kadar ödün verilmemiş, hepsi amiral.

Açıklanan düşüncenin adı “Bildiri” ve “Yüce Türk milletine” diye başlıyor.

*

Bütün bunları toplayınca...

“Düşüncelerini açıklamışlar canım, ne olacak” denilip geçilemeyecek bir durum çıkmıyor mu ortaya?

NOT ON- VİCDANLARDA MAHKÛM EDELİM DİYECEĞİM AMA

Emekli amiral bildirisiyle ilgili soruşturma açılmasına gelince...

Haberin Devamı

Ben genelde bu tür durumlarda “vicdanlarda mahkûm edelim, soruşturmaya gerek yok” ilkesini benimserim ama bu olayda aynı tavrı koyamıyorum.

*

Çünkü burada...

Soruşturulmaya, sorgulanmaya değer hususlar var. Demokrasinin kendini koruması adına bu bildiri olayıyla ilgili olarak sağlam bir soruşturma yürütülmesi gerekir.

Ve hepimizin de bu soruşturmanın sonucunu beklememiz lazım.

NEREDEN ÇIKTI BU MONTRÖ MESELESİ

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Habertürk’te katıldığı bir programda gazetecilerin sorularını cevaplarken yaptığı açıklamalardan çıktı.

Gazeteci Muharrem Sarıkaya soruyor Mustafa Şentop’a:

*

“Mesela bir cumhurbaşkanı isterse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden ya da Montrö’den de çekilebilir mi?”

*

Şentop cevap veriyor:

*

Haberin Devamı

“Teknik olarak yapabilir. Mümkündür ama muhtemel değildir. Mümkün başka, muhtemel başka. Marmara Denizi’nden ayran yapabilmek mümkün müdür? Mümkündür. Yeterli miktar yoğurt bulursanız mümkün olabilir. Ama böyle bir şey muhtemel değildir.”

*

Bütün gürültü işte bu sözlerden çıktı. Bildiri de bundan çıktı. Allah’ım! Hepimizin akıl sağlığını koru. Toptan deliriyor gibiyiz çünkü.

Yazarın Tüm Yazıları