Paylaş
AK Parti’den İstanbul’a belediye başkanı olmak isteyen dört isim var:
- BİR: Kadir Topbaş… Bir dönem daha diyor ‘Kadir Abi’.
- İKİ: Binali Yıldırım… İzmir’i istemiyor.
- ÜÇ: Egemen Bağış… Epeydir gönlü İstanbul’da.
- DÖRT: Aziz Babuşçu… Partinin il başkanı olarak gönlü orada.
Gerçi ‘Kadir Abi’ de, diğer isimler de yaşadıkları deneyimler nedeniyle biliyordur ama ben yine de söylemeden geçemeyeceğim:
Değerli İstanbul adayları…
İstanbul’a başkan olduğunuz andan itibaren…
İktidarınızı biriyle paylaşmak zorunda kalacağınızı biliyorsunuz değil mi?
ZATEN PAYLAŞIYORUZ
Şimdi bana dönüp
şöyle deseniz: “Kardeşim, Türkiye’de hangi makama gelsek iktidarımızı biriyle paylaşıyoruz zaten…
Bakan olunca
paylaşmıyor muyuz?
İl başkanı olunca paylaşmıyor muyuz? Genel müdür olsak paylaşmayacak mıyız? Hatta Çankaya’ya çıkıp cumhurbaşkanı olsak bile iktidarımızı biriyle paylaşmamız mukadder
değil mi?”
Evet, bana dönüp böyle deseniz…
“Siz de haklısınız
vallaha” derim.
Onur Akın’ın 25. yılı
- GAYBANA GECELER: Yıllar önce tanışmıştım Onur Akın’ın sesi ve müziğiyle. İlk dinlediğim şarkısı ‘Gaybana Geceler’ adlı bir şarkıydı. “Oy sevdasına kurban olduğum” diye başlayan bir şarkı… Bir mahpushane şarkısıydı bu ama ben şarkıyı dinlerken nedense hep Anadolu’nun çok karanlık kasaba hayatlarını düşünüyordum. Anlamsız bir şekilde…
- BEKLE BİZİ İSTANBUL: Vedat Türkali’nin meşhur ‘İstanbul’ şiiri vardır.
Şiirin başında ‘Sis şairine ithaf edilmiştir’ yazar. Şöyle başlar şiir:
“Salkım salkım tan yelleri estiğinde / Mavi patiskaları yırtan gemilerinle / Uzaktan seni düşünürüm İstanbul / Binbir direkli Halicinde akşam / Adalarında bahar / Süleymaniye’nde güneş / Hey sen ne güzelsin kavgamızın şehri”. Uzun, upuzun bir şiir bu… Onur Akın bu şiirden bir beste yaptı, hem kendisi hem de Edip Akbayram seslendirdi şarkıyı… Gerçi Vedat Türkali beğenmedi ama herkes çok sevdi şarkıyı…
- BAŞKA ŞARKILAR: Onur Akın’la ‘Gaybana Geceler’ ile başlayan tanışıklığımız devam etti. ‘Seviyorum Seni’ şarkısını da sevdim, ‘Ey Hayat’ şarkısını da… ‘Yağmur Yüreklim’ şarkısını da sevdim, ‘Dağınık Gazel’ini de… Yıllara dağılmış sevilen şarkılardır Onur Akın şarkıları… Her birinde çaktırmadan hatıra oluşturma gücü vardır… Bu nedenle geriye baktığında hep şaşırırsın.
- ONUR’LU YILLAR: Şaka maka 25 yıl olmuş… Ve 25. yılı onuruna “Onur’lu Yıllar” adlı bir albüm hazırlığı var. Edip Akbayram da var bu albümde, Işın Karaca da… Hayko Cepkin de var, Yavuz Bingöl de… Haluk Levent de var, Seyfi Yerlikaya da… Suavi de var, Kubat da… Ama en büyük sürpriz Müslüm Gürses tabii… Müslüm Baba hasta yatağından kalkıp okumuş Onur Akın’ın ‘Asi ve Mavi’ şarkısını… Bir veda şarkısı okur gibi…
Ben büyük bir özlemle bekliyorum
bu albümü… Siz de bekleyin.
‘Marjinal’i kullanmanın marjinal faydasına dair
Bu 1 Mayıs’ta şunu gördük ki…
Valilerimiz, emniyet müdürlerimiz artık ‘terör örgütü üyesi’, ‘DHKP-C yanlısı’ gibi sıfatlar kullanmıyorlar.
Onun yerine ‘marjinal gruplar’ tabirini kullanıyorlar.
Nedenini araştırdım.
Elde ettiğim sonucu açıklıyorum:
Yetkililer, gözaltına alınan ve haklarında herhangi bir hüküm verilmeyen göstericiler hakkında ‘falanca terör örgütünün üyesi’ dediklerinde…
Gözaltına alınan eylemci, o yetkililer hakkında ‘iftira atmak’ ya da ‘haksız suç isnat etmek’ gibi suçlamalarla dava açıyorlarmış…
Bu şekilde dava kazanan çok sayıda eylemci olmuş.
Yetkililer, bu tür davalardan kurtulmak için eylemcilerden söz ederken ‘marjinal gruplar’ deme
kararı almışlar.
Tatile gideceklere 7 öğüt
Hiçbir otel fotoğrafı, o oteli tam olarak yansıtmaz. Aldanmayın.
Hiçbir tatil, her anıyla planlanamaz. Spontaneye
açık olun.
Hiçbir arkadaş grubu, tam uyumlu olmaz. Gıcıkları baştan eleyin.
Hiçbir şehir, yaşadığınız şehirden bin kat daha güzel olamaz. Beklenti çıtasını yüksek tutmayın.
Hiçbir aylaklık, insanı tam olarak dinlendiremez. Yanınıza oyalanacak şeyler alın.
Hiçbir tatil, eski alışkanlıkları sürdürerek keyif vermez… Telefonu kapatın.
Hiçbir tatil, bütün dertlere ilaç olmaz… Abartmayın.
Durduramıyoruz sürekli değişiyor
Barış süreci gündemi Taksim Meydan süreci gündemiyle değişiyor.
Emek Sineması gündemi Topçu Kışlası AVM gündemiyle değişiyor.
Ayran gündemi biber gazıyla değişiyor.
Kamer Genç gündemi Zeyd Aslan gündemiyle değişiyor.
Üçüncü havaalanı gündemi ‘müsaade et de bu sefer biz yapalım şu olimpiyatı Japonya’ gündemiyle değişiyor.
Justin Bieber gündemi ‘Serdar Ortaç Justin’i kıskandı’ gündemiyle değişiyor.
‘Ağrı’da mayın patladı’ gündemi ‘Suriye sınırında silahlı çatışma’ gündemiyle değişiyor.
Çok mu zor?
17 yaşındaki bir genç kızın kafasına biber gazı sıkmışsın.
Kızcağızı yaralamışsın.
Kullanım tarifesinde “direkt olarak insana sıkılmaz” yazdığı halde sıkmışsın o gazı…
Kızı komaya sokmuşsun.
Ölümcül bir zarar vermişsin.
PARDON DEMEK
“Pardon” kurtarmaz ama çıkıp bari bir “pardon” de.
Bir özür dile…
Bir yanlışlık oldu de.
Hatalı davrandık de…
“Ne olursa olsun hiç kimse sıktığımız gazla komaya girmeyi hak etmiyor” de.
NE YANİ?
Ama sen ne yapıyorsun?
Önce “hak etmişti bunu” der gibi “Dilan kızımız radikal militanın teki” diyorsun.
Sana “ne yani, radikal militan olunca kafasını kırmak caiz mi oluyor, yargısız infaz mı yapıyorsun” denilince…
Özür dilemek, “pardon” demek yerine…
Bu kez Dilan’ın ne denli tehlikeli, ne denli saldırgan, ne denli kafası kırılmaya müstahak biri olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun.
Birtakım fotoğraflar servis ediyorsun.
Dilan olup olmadığı belirsiz kişilerin fotoğraflarını “işte Dilan” diye gönderiyorsun gazetelere…
Demek istiyorsun ki “elinde Molotof vardı, biz de onun için kırdık kafasını”.
Varsayalım ki elinde şişe olan kız Dilan’dır.
Kurtarır mı bu durum sizi?
Sizin kasklarınız var, silahlarınız var, çelik yelekleriniz var, çevik kuvvetleriniz var, TOMA’larınız var… 17 yaşındaki bir kızın elinde şişe, sizin elinizdeki silahlarla orantılanır mı?
Eline şişe alanlar, kafaları yarılmaya müstahak mıdır?
ÇOK MU ZOR?
Çok mu zor özür dilemek?
Çok mu zor pardon demek?
Çok mu zor yanlış oldu diye geri adım atmak.
Çok mu zor?
Paylaş