Paylaş
*
Ardından ekliyor:
“Yapılması gereken bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni anayasa ile netleştirilmesi, kesinleşmesidir”.
*
Bu iki cümleye bakarak şunları, hem de çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz:
- Demokrasilerde sistem değişikliği ancak anayasa ile mümkün olabilir.
- Eğer anayasada bir değişiklik yokken sistemin değiştiği ilan ediliyorsa... Ortada koskocaman bir hukuksuzluk var demektir.
- Demokrasi ve hukuk devletinde “fiili durum” olmaz.
- Bir demokraside anayasal çerçevesi ve kesinliği olmayan fiili durum oluşturulursa... Buna “darbe” denir.
- Mesela Kenan Evren bunu yapmıştı. Önce fiili durum yaratmış, ardından da yarattığı bu fiili duruma uygun hukuki çerçeveyi yaptığı anayasa ile netleştirip kesinleştirmişti.
- Eğer ortada anayasa ile netleştirilmesi gereken bir durum söz konusuysa... Asla “sistem değişmiştir” denemez.
- “Sistem değişmiştir” sözü, ancak anayasada netleşme gerçekleştirildikten sonra söylenebilir.
*
Ey darbe karşıtları!
Ey darbecilere karşı şaha kalkan mücahitler!
Ey her türlü darbeye karşı aslan ve de kaplan kesilenler!
Bre ne susarsınız?
Dilinizi mi yuttunuz?
Konuşsanıza.
MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ‘BİZE HAKSIZLIK YAPMIŞSIN’ DEDİ
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya aradı.
Dedi ki:
“Sayın Genel Başkanımıza haksızlık yapmışsınız. Bahçeli her şeye hayır diyen, ülkenin önünü kapatan bir lider değildir”.
*
“Nasıl değildir?” diye sordum.
Başladı anlatmaya.
*
Söyledikleri şunlar:
- Bahçeli nelere evet dedi? Öncelikle AKP, CHP ve HDP’nin değişik varyasyonlarla koalisyon kurmalarına evet dedi. Sonra AKP ile MHP’nin koalisyon kurmasına bazı şartlarla evet dedi.
- Bahçeli hâlâ çok samimi olarak ve ülkenin içinde bulunduğu toplumsal yarılmanın ortadan kalkması için AKP ile CHP’nin koalisyon kurmasını istiyor.
- Bu olmayacaksa... Bizim ortaya koyduğumuz şartlara uysunlar ve bizimle koalisyon yapsınlar. Bizim ortaya koyduğumuz şartlar, öyle hiç olmayacak şartlar mı?
Ne yani Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilmesin mi? Yolsuzluk dosyaları gündeme getirilmesin mi?
Buzdolabına kaldırılan Çözüm Süreci’nin derin dondurucuya alınması çok mu zor?
- Ama AKP’nin koalisyon gibi derdi yok. Bakın, pazartesi günü bizimle koalisyon görüşmesi yapacaklar ama Davutoğlu teşkilatlarına “seçime hazır olun” mesajı veriyor.
32 gün CHP ile oyaladılar. Bizimle de oyalayıp, “Biz her şeyi yaptık, koalisyona razı olmayan muhalefet” algısını oluşturmak istiyorlar. Ama başaramazlar.
- Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, 7 Haziran seçiminden sonra özel olarak “erken seçim” vurgusu yapmadı.
Bir soru üzerine ve Davutoğlu’nun balkon konuşmasında söylediklerine yönelik olarak “erken seçime de varız” dedi.
- Ayrıca ülkenin bugünkü şartları, 7 Haziran’dakinden çok farklı...
Terör azdı.
20 Temmuz’dan bu yana 70’e yakın insanımızı teröre kurban verdik.
Şehitlerimiz var. Böyle bir ortamda seçim olmaz. Seçimin güvenliği tehdit altında.
Milli iradenin doğru dürüst ortaya çıkması imkânsızlaştı.
Doğu ve Güneydoğu’da kurtarılmış bölgeler oluşturuluyor.
- Böyle bir ortamda seçimin zehir olduğunu söylüyoruz. Meclis’te bizim erken seçime destek vermemiz mümkün değil.
- AKP, seçime kamu gücünü elinde bulundurarak gitmek istiyor.
Niyeti bir şekilde azınlık hükümetiyle ülkeyi seçime götürmek.
Bütün partilerin yer alacağı seçim hükümetiyle seçime gitmezler. Bir formül arıyorlar. Belki de aradıkları formülü Brüksel kendilerine verebilir.
KOMPLOCU OLSAM VOLİYİ VURMUŞTUM
İKİ konu var, günlerdir çözmeye çalışıyorum:
- BİR: HDP, 7 Haziran seçiminde tarihinin en büyük seçim başarısını elde etmişken... 7 Haziran’a kadar teröre başvurmayan PKK, bu başarının hemen ardından neden teröre başvurarak
HDP’yi zor durumda bıraktı? Amacı neydi? Neden böyle yaptı?
- İKİ: Bütün araştırmacılar “yine dört partili Meclis olur ve yine AKP tek başına iktidar olamaz” derlerken... Erdoğan ve Davutoğlu neye güvenerek erken seçimi bu denli iştahla istiyorlar. Bir bildikleri mi var? Yoksa şanslarını mı denemek istiyorlar?
Komplo teorilerine acayip mesafeliyim.
Yoksa bu iki konu üzerinden tozu dumana katardım.
BODRUM’DA BUTERAS
- “Laila” diye bir olay mekân vardı ya...
İşte o olay mekânın kurucu babası Şefik Öztek, 10 yıl sonra bu kez Bodrum’da Marina Vista Oteli’nin terasında yepyeni bir çığır açmaya başlamış durumda.
- Şefik Öztek, Küba’da yeni eğlence konseptleri peşinde koşan bir Andy Garcia edasında...
“Buteras” adını verdiği mekânda bir yandan eski ve yeni isimleri sahneye sürüyor, bir yanda da hiçbir aksaklık yaşanmasın diye koşturuyor.
- Her gece saat 23.30’da sahne alanlar, tiryakilik oluşturmuş durumda. Bir Barbaros var mesela...
Kadınların gözdesi. Akrep Nalan var mesela...
Tam nostalji fırtınası. Fedon var mesela...
Muhteşem. İzmir Ekspres diye bir grup var mesela...
Çok ama çok yaman...
- Muhteşem Bodrum manzarası eşliğinde her gece dolup taşan “Buteras”, bu yazın gözdesi...
Tek şikâyetim şu: Her şarkıcı ya da grubun, her gece mutlaka “Sebastian” adlı şarkıya bir gönderme yapması...
Paylaş