Paylaş
Bu yarışmacının geçmişte attığı tweet’ler ortaya çıktı.
*
Tweet’ler yenilir yutulur cinsten değildi. Küfür kıyamet... Öyle böyle değil. Sallamış da sallamış. Önüne gelene küfürler etmiş. Etnik kesimlere bile ağza alınmayacak şeyler söylemiş. Kabul edilebilir şeyler değil yazdıkları. Resmen nefretlik.
*
Bu tweet’ler ortaya çıktıktan sonra...
Acun Ilıcalı, Uğur’u diskalifiye etti yarışmadan.
*
Ve fakat...
Diskalifiyenin gerçekleştiği programda...
Uğur, kendisini öyle güzel ifade etti ki...
Herkes etkilendi.
Yıllar önce attığı o tweet’leri, ergenlik döneminin affedilmez hataları olarak niteledi... İçten bir pişmanlık sergiledi. Tepkileri anlayışla karşılayan bir edası vardı. Cemil Çiçek’in gündeme getirdiği tabirle “tevbe-i nasuha” yoluna başvuruyordu.
*
Herkes gibi ben de çok etkilendim bu samimi pişmanlıktan.
Hemen Acun’u aradım.
Dedim ki:
*
“Bu denli pişman olmuş birine kıymasaydınız. Bir şans daha verseydiniz. Ne olurdu?”
*
Acun, şu üç mesajı verdi:
*
- BİR: Uğur’un ettiği küfürler, kitlesel bir nitelik taşımasaydı belki durum toparlanabilirdi. Ama o küfür üzerine bizim tepkisiz kalmamız, küfre sahip çıktığımız anlamı taşıyacaktı. Bunu kimseye anlatamazdık.
*
- İKİ: Uğur’u ekranda uğurlarken... Kendisini ifade etmesine imkân tanıdık. Amacımız Uğur’un yaşadığı derin pişmanlığı kamuoyuna yansıtmasını sağlamaktı. Bu amacımızı sağladık.
*
- ÜÇ: Biz her zaman yarışmacılarımıza sahip çıkıyoruz. Uğur şu anda mutlu. Mutluluğunu da ifade ediyor. Tüm toplumu etkileyen samimi pişmanlıktan sonra Uğur bu konuyla ilgili bir mağduriyet yaşarsa ben yanında yer alırım.
*
Adam haklı abiler. Dağılabiliriz.
ŞEFFAFLIĞA ÖVGÜ
- Bir rakam saklanırsa... Bütün rakamlara inançsızlık doğar. Rakam saklamak o kadar tehlikelidir ki... Saklama terk edilip açıklamaya başlanıldığında açıklanan rakamın inandırıcılığı da sorgulanır.
*
- Bu devirde saklamak mümkün değil. Hele sakladığını saklamak hiç mümkün değil. Bu nedenle gürül gürül bir şeffaflık kampanyası başlatmak şart. Zira rakamlara güvenilmezse üzerine konuşacağımız konu kalmaz.
*
- İyinin de kötünün de ortaya çıkması için şeffaflık gerekir. İyinin iyi olduğuna bütün kesimleri ikna etmek için şeffaflık gerekir. Kötüyle mücadele azminin ortaya çıkması için de şeffaflık gerekir. Yani şeffaflık, mucize bir dezenfektandır.
MUHALEFET ÇOK KOLAY
FARKINDA mısınız?
Türkiye’de artık muhalefet çok kolaylaştı.
*
“Katar katar sattılar” diye bir tweet atılıyor.
Ve muhalefet adına görevi ifa etmiş olmanın muhteşem rahatlığıyla mis gibi bir uykuya dalınıyor.
*
Ne âlâ değil mi?
Mis yahu mis!
TASALANMA KADİR ŞEKER
TÜM Türkiye, bizim Musa Kesler’in dün Hürriyet’te yayınlanan haberinden öğrendi ki...
Kadir Şeker’in kurtardığı kadın...
Bir uyuşturucu operasyonunda yakalanmış. Kadının imam nikâhlı olduğu adam, uyuşturucu işindeymiş.
Falan...
*
Tabii herkeste aynı duygu yükseldi:
*
Ah Kadir ah! Değer miydi bu kadın için?
*
Ben hiç de böyle düşünmüyor ve buradan Kadir Şeker’e sesleniyorum:
*
Tasalanma Kadir! Sen yapılması icap eden bir insanlık görevi yaptın. Erkek şiddetine maruz kalan bir kadını kurtarmaya çalıştın. Kurtardığın kadının cibilliyetini bilmen, anlaman tabii ki mümkün değildi. Hem bilsen ne olacaktı ki! Önemli olan kurtardığın şahsın karakteri ya da karaktersizliği değildi ki... Önemli olan o anda şiddete maruz kalan mazlum bir kadını, magandanın elinden almaktı. O nedenle sen hiç tasalanma. Söylenenlere bakıp da “keşke” falan deme.
ORDUMUZUN KADRİNİ KIYMETİNİ ANLADIK
“TÜRK ordusu satılmıştır” gibi bir cümle karşısında bütün kaşlar kalktı.
Bu ifade, sonradan düzeltilmiş olsa da...
Tepkiler dinmek bilmedi.
*
Güzel bir duyarlılık.
Ama keşke aynı duyarlılığı...
FETÖ’nün etkin olduğu dönemde...
“İyi ki bu orduyla savaşa girmemişiz” diyen Bülent Arınç karşısında da sergileseydik.
*
Sadece Bülent Arınç mı bu türden sözler etmişti?
Hayır, hayır!
FETÖ’nün etkin olduğu dönemde soluğu Taraf gazetesinde alan kim varsa Türk ordusuna sövmekle meşguldü.
“Vesayet” adlı sihirli sözcüğün meşru gücüne yaslanıp...
Vuruyorlar da vuruyorlardı.
*
Ve bugün “Türk ordusu satılmıştır” lafına gösterilen tepkiyi görünce...
“Nereden nereye” dedim.
*
Neyse... Neyse...
Bu vesileyle anladık ki...
Artık Türkiye’de tüm kesimlerde...
Türk ordusunun gözbebeği gibi korunması gereken bir kurum olduğuna dair duyarlılık oluşmuş durumda.
*
Bu da bir şeydir.
Hem de önemli bir şey.
Paylaş