5. yılın kutlu olsun Mustafa Balbay

- MUSTAFA Balbay tutuklulukta beşinci yılı doldurmuş.

Haberin Devamı

*

Bu beş yıl içinde neler olmadı ki...
-  Başbakan “Paşaya terörist diyeni tarih affetmez” dedi.
-  Balbay milletvekili seçildi.
-  Bülent Arınç tam 43 vicdanlı açıklama yaptı.
-  Balbay’ın bebeği büyüdü.
-  İmralı’ya heyetler gidip gelmeye başladı.
-  Balbay’ın yazdığı kitapların sayısı 7’yi buldu.
-  Memleketimizin dağları beş bahar gördü.
-  Balbay hapiste kitap imzaladı.
-  Çözülmez denilen Kürt sorunu çözüm sürecine girdi.
-  Balbay “Suçum ne” içerikli bin iki yüz ellinci demecini verdi.
-  Kandil’de BDP heyeti ile PKK heyeti görüşmeler yaptı.
-  Balbay bin yüz ellinci kez “Yeter artık” dedi.
- Üç yargı paketi çıktı, dördüncüsünün eli kulağında.
-  Balbay mahpusta bir duvar oldu.
-  Başbakan Yardımcısı “Adaletin sarayını yaptık ama kendisini arıyoruz” dedi.
-  Balbay karısına bir mektup daha yazdı.

*

Haberin Devamı

Size bir şey söyleyeyim mi?
Kürt sorunu çözülür.
Ama Mustafa Balbay’ın tutukluluk sorunu çözülmez

Chavez’in yedi farkı

BİR: Seçimle gelip yavaştan değiştirmek yerine seçimle gelip hızlı ve ani değiştirmek...
İKİ: Makarna, kömür dağıtmak yerine petrolü millileştirerek fukara siyaseti izlemek.
ÜÇ: Gazete ve televizyon kurmak yerine mevcut özel gazete ve televizyonları kamulaştırmak.
DÖRT: “Sağcı başkan baba” olayı yerine “solcu başkan baba” olayı...
BEŞ: ABD’yi kızdırmadan kafa tutmak yerine ABD’yi fena halde kızdırarak kafa tutmak.
ALTI: Bölgesel emperyalist olma rüyası görmek yerine bölgesel antiemperyalist blok olma rüyası görmek.
YEDİ: Sağcı otoriterliği yükseltmek yerine solcu otoriterliği yükseltmek...

Boşu boşunaymış

- MEDYAYI karıştıran...
- Başbakan’ı öfkelendiren...
- Hükümet yanlısı medyada tepkilere yol açan...
- “Sabotaj” diye karşılanan...
- Patırtılara neden olan...
- “Neredesin milli medya” haykırışlarına zemin hazırlayan...
“İmralı Görüşme Notları” için...
AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik şöyle demiş:
“Aslında sızdırılan şeyin pek bir önemi yok”.

*

Madem öyle...
O zaman Hüseyin Çelik, lütfedip bize anlatsın:
- Bunca patırtı neden koptu?
- O öfke neydi öyle?
- “Sabotaj” falan ne işti?
- “Milli medya” haykırışı nedendi?

Haberin Devamı

TUTTUM

- Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın “Milli Eğitim’in yardımcı ders kitaplarında şairlerin şiirlerinin sansürlenmesi yanlıştır” açıklamasını tuttum.

TUTMADIM

- Bir kadına elindeki yumurtayla yumruk atan Ali Sürmeli’nin içinde zerre pişmanlık barındırmadığını açık eden özrünü hiç ama hiç tutmadım.

Yaşasaydılar

- CEMAL Süreya yaşasaydı ve süper ironik bir “Tayyip Erdoğan portresi” kaleme alsaydı.
- Orhan Kemal yaşasaydı ve “Adana’dan İstanbul’a göç etmiş ailenin dramı”nı konu alan bir televizyon dizisi yazsaydı.
- Atıf Yılmaz yaşasaydı ve “Hayallerim, Aşkım ve Sen”i yeniden çekseydi.
- Cahit Zarifoğlu yaşasaydı ve “İslamcılık ve aykırılık” üzerine şiirler yazsaydı.
- Nurullah Ataç yaşasaydı ve gazetelerden birinde “dil üzerine” yazılar yazsaydı.
- Orhan Veli yaşasaydı ve anılarını kaleme alsaydı.
- Nâzım Hikmet yaşasaydı ve “Komutan Chavez’in ardından” başlıklı bir şiir patlatsaydı.
- Can Yücel yaşasaydı ve küfre yeniden anlam kazandırsaydı.
- Ahmet Kaya yaşasaydı ve yepyeni arızalar çıkarsaydı.

Haberin Devamı

Biz hep restoran mı gazlayacağız İzzet?

- “NUSRET” adlı et restoranından nefretimin 7 sebebini yazdım ya...
İzzet Çapa sosyal medyadan bana seslenmiş.
Diyor ki:
“Yüzlerce kişinin ekmek yediği bir restoranı bu kadar acımasızca eleştirmek yakışmadı”.

*

İzzet’e sadece şunları söyleyeceğim:
- “Nusret’e duyduğum sevginin 987 nedeni” türü yazılar için “Yakışmadı” demeye elin varmıyorsa...  “Nusret’ten nefretimin 7 nedeni” türü yazılara “Yakışmadı” diyemezsin.
- Yüzlerce kişinin ekmek yediği onca mekân var... Onlar “Nusret” kadar gazlanmıyor... Oralardan ekmek yiyenler açısından oluşan “haksız rekabet” durumuna “Yakışmıyor” demiyorsan, nefret yazısıyla oluştuğunu düşündüğün “haksız rekabet” durumuna da ses etmeyeceksin.
Kısacası İzzetçiğim...
Acımasız gazlamalara “Eyvallah” diyor, acımasız eleştirilere “Yakışmadı” diyorsan...
Pek işim olmaz seninle...

Haberin Devamı

Zaza sorunu

- “TÜRK üst kimliği” meselesinin yarattığı sorunlara benzer bir sorunun, “Kürt üst kimliği” çerçevesinde yaşandığını biliyor muydunuz?
“Zaza sorunu” diye bir sorundan söz ediyorum.

*

Olay şudur:
Kürt hinterlandı içinde, “Zaza” adlı dilleri farklı bir etnik unsur daha var.
Zazaların...
- Bir kısmı kendilerini Kürt sayıyorlar.
- Bir kısmı kendilerini Türk sayıyorlar.
- Bir kısmı ise “farklı bir etnik kimlik” olarak görüyorlar.
Kürtler, kendilerini “ayrı bir etnik unsur” olarak tarif eden Zazalardan hiç hoşlanmıyorlar.
- Bunu bir tür “bölücülük” olarak görüyorlar.
- “Hepimiz Kürt’üz, bu ayrılık gayrılık ne diye” ajitasyon yapıyorlar.
- “Bizi ayırmaya çalışanlara prim vermeyelim” diyorlar.
- “Zazalık yok, Kürtlük var” diyorlar.

*

Haberin Devamı

Ve bu halleriyle fena halde o çok yakındıkları Türk milliyetçilerine ve Türk ulusalcılarına benziyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları