80’lerin başında çok popüler olan "
Mealciler", Kur’an’ın mealinden, yani çevirisinden okunarak da anlaşılabileceği tezini savunurlardı. Kendilerine "
Mealci" denmesi bundandı.
Geleneğe şiddetle itiraz ederlerdi, bu açıdan modernist idiler. Cemaat içinde erimeye karşı çıkarlardı, bu açıdan bireyciydiler. Hadisleri tutarsız bulurlardı, bu açıdan cesurdular.
Çok okurlar, çok tartışırlar, çok konuşurlar, çok çalışırlardı...
Cemaate değil bireye önem verdikleri için bir güç elde edemediler ve ortamdan sessizce çekildiler.
Ta ki
Ertuğrul Özkök’ün "
Mealci" çıkışına kadar.
*
Olay şudur:
Ertuğrul Özkök, geçtiğimiz günlerde "
Artık Kur’an’ı anlıyorum" başlıklı bir yazı yazdı... Son zamanlarda yapılan Kur’an çevirilerini öven Özkök, yazısında "
Artık Kur’an’ı anlıyorum" diyor ve bazı çevirileri de okurlarına tavsiye ediyordu.
Özkök’ün tavsiye ettiği Kur’an çevirilerinden biri de
Sadık Türkmen’in "
İniş Sırasına Göre Kur’an: Akıl ve Bilim Işığında Kur’an Çevirisi" isimli kitaptı.
Sonra şöyle bir şey oldu:
Kitabın yayıncıları
Yeni Şafak gazetesinin
Kitap Eki’ne verdikleri bir ilanın içine Özkök’ün yazısını gömdüler ve "
İşte Ertuğrul Özkök’ün okuyup önerdiği Kur’an çevirisi" başlığıyla yayınladılar.
Bizim mahallede kıyamet koptu: "
Özkök nasıl olur da bir Kur’an çevirisine referans yapılır? Yeni Şafak bu ilanı nasıl yayınlar" türünden bir sürü tantana...
Tıpkı eskiden
"Mealciler"e karşı gösterilen direnişe benzer bir direniş...
*
Bense Ertuğrul Özkök’ün "
Artık Kur’an’ı anlıyorum" başlıklı yazısının şu son cümlesine dikkat kesilmiş durumdayım:
"
Çevrenizdeki kötülüklerden çok sıkıldıysanız, temiz Türkçe ile yapılmış bir Kur’an çevirisi size iyi gelebilir".
Bu cümle bana "
Mealciler"in, yeni bir lider önderliğinde yeniden dirilişinin bir işaret fişeği gibi geldi.
"İslami disko"ya gittim
Hálá temasta olduğum İmam hatipten bir arkadaşım var, Antalya’da öğretmen...
Israrla Antalya’ya çağırıyor beni, "
Gel, üç - beş gün dinlenirsin, hem de imam hatip geyiği yaparız" diyerek.
Geçen gün atladım otobüse gittim.
Antalya’da dolaşırken birden aklıma geldi.
Arkadaşıma dönüp,
"Buralarda İslami disko açılmış, haberin var mı?" dedim.
Muzip bir gülümsemeyle, "
Olmaz olur mu? Hadi gidelim İslami diskoya" dedi.
*
Epey bir yol aldıktan sonra kapısında "
Şah inn Paradise Tatil Köyü" yazan binanın önüne geldik.
Arkadaşım
"İslami disko bu tatil köyünün içinde" dedi.
Kendimize "
Almanya’dan tatil köyünü incelemeye gelmiş Milli Görüşçü" süsü vererek içeri daldık.
Otel görevlileri bize hemen tesisi gezdirdi.
Kadınlar için ayrı havuzlar, alkolsüz meyve kokteylleri, cemaatle namaz kılınabilecek klimalı ferah mescit ve haşemalı dindar turistler gibi artık
"olağan" sayılan unsurları gördükten sonra ben dayamayıp "
Bir de diskonuz varmış" dedim.
Görevliler, "
Orası sadece kadınlara ama şimdi gündüz olduğu için boş. Dolayısıyla görebilirsiniz" dediler.
Ve kapısında yeşil ışıklarla "
disko" yazan mekana geldik.
Yüksek tavanlı, güçlü aydınlatmalı bir salon burası... Ortada bir dans pisti var... Önünde yüksek taburelerin bulunduğu bar da dikkat çekiyor.
DJ kabinini görünce, "
Kimleri çalıyorsunuz?" diye sordum görevliye... "
Valla ayrım yapılmıyor. Serdar Ortaç da çalıyor, Hadise de" dedi.
Sonra bütün ayrıntıları verdi:
Diskodaki bütün DJ’ler kadınmış... Saat 22.00’de açılan disko saat 04.00’te kapanıyormuş. İçeri erkek sinek bile giremiyormuş. Disko sadece kadınlar içinmiş...
*
İncelememizi tamamlayıp tatil köyünden çıkınca hem beni, hem arkadaşımı bir gülme krizi tuttu.
Uzun süre kendimize gelemedik.
Mahallenin Leman’ıSiz bizim mahallenin mizahta,
Cüppeli Ahmet Hoca’nın vaazlarının dışında bir şey ortaya koyamadığını mı düşünüyorsunuz?
O halde fena halde yanılıyorsunuz...
İşte mahallemizin "
Leman / Penguen / Uykusuz"a karşılık olarak çıkardığı dergi: Cafcaf...
Gerçi...
Bizim mahallenin bir
Oğuz Aral’ı olmadığından çizgiler fazla acemi... Gereksiz taramalardan kaçınılmamış...
Mahallemizin bir
Aziz Nesin’i olmadığından espriler fazla donuk... Bazen acıklı bir güldürme çabası içine girilmiş.
Üstelik "Bizimkiler" iktidarda ve iktidara çakamayan mizahın talihsizliği de malumunuz.
Ama olsun... Bütün bunlara rağmen yine de
Cafcaf’a bakmanızda yarar var, bizim mahallenin mizah anlayışını merak ediyorsanız tabii...
Bizim mahallenin meşhur yalanları
Masonlar yaptı.
CIA’nın yaptığı son araştırmada bizim parti yüzde 40 çıkıyormuş.
Hepsi montaj.
Provokatörler geldiler, yaptılar ve gittiler.
Yanımdaki baldızım olur.
Komplodur komplo...
Atatürk yaşasaydı Refah’çı olurdu.
Bunları biliyor muydunuz
Ülke TV’de yayınlanan
Meksika Sınırı programında mum üflenerek Tarık Tufan’ın doğum gününün kutlandığını... Böylece "doğum günü kutlamak Frenk mukallitliğidir" şeklindeki meşhur tezin aşılıp geçildiğini...
Bugünlerde ekranlarda AKP tezlerini savunan AKP’nin hukukçu milletvekili Burhan Kuzu’nun, politikaya atılmadan önce İstanbul Üniversitesi’nde
Kemal Alemdaroğlu’nu desteklediğini...
Bana yazınEn çok neye uyuz oluyorsunuz? Nedir sizi öfkelendiren? Duyduğunuz son söylenti ne? Kim fitneci? Fesada kim yatkın? Nedir sizi boğan? Neyle eğleniyorsunuz? İlk üstadınız kimdi, son üstadınız kim? Hangi cemaatlere girip çıktınız? En çok hangisinde rahat ettiniz? Hangisinde sıkıldınız? Yazın bana... Bana yazın... İşte adresim: aarsan@hurriyet.com.tr
İslami kesimde Modalar Demodeler
DEMODE İskender Evrenesoğlu...
MODA Adnan Hoca...
DEMODE Tezhip kursuna giden türbanlı...
MODA Gitar çalan türbanlı...
DEMODE Ahmet Akgündüz tipi tarihçilik...
MODA Kemal Karpat tipi tarihçilik...
DEMODE Fehmi Koru’nun düzenlediği fasıllar...
MODA E. Özkök’ün düzenlediği "Rezervuar dogs" toplantıları...
DEMODE "Tağut" sözcüğü...
MODA "Darbeci" sözcüğü...
DEMODE İhsan Süreyya Sırma Hoca...
MODA İlber Ortaylı Hoca...