Son dakikada yenilecek bir golün telafisinin güç olduğu maçlardır bunlar. Ancak her şeye rağmen maçın genelinde oyunun kontrolü Trabzonspor’un elindeydi. Sahanın her bölümünde rakibe baskı uygulayarak oyun kurmasına izin vermedi. Son 10 günde mücadele gücü çok yüksek olan 4 maç oynadı bu takım. Beklentilerimizi bu doğrultuda değerlendirirsek daha isabetli davranmış oluruz.
Keyif veriyorlar
Şenol Güneş’in gelmesiyle hayat bulan yıldızlar, iddialı oldukları Türkiye Kupası’nda yarı finale çıkan ilk takım oldu. Ancak görüntü o ki, bu istikrarı devam ettirdiği sürece sadece kupanın favorisi değil aynı zamanda ligde de kendini favori görenlerin canını sıkacak bir performansa ulaştı.
Bu takım ligi nerede bitirir, konuşmak için erken ama oynadığı futbol bana ve tüm taraftara keyif veriyor.
Beni mutlu eden diğer bir konu da değerleri ayaklar altında sürünen futbolcuların günden güne değerlerine değer katmalarının yanı sıra kupada kazanılan maçlarla da Şenol Güneş’in Trabzonspor’un kasasına ciddi bir nakit girişi sağlamış olması.
Bir hocanın takıma sadece teknik anlamda değil aynı zamanda idari ve maddi anlamda nasıl katkı sağladığının en güzel örneğini yaşıyoruz.
Eskiden kalma bu kötü alışkanlık beraberinde de ilk yarıda rakibin golünü getirdi. Maçın hakemi Özgür Yankaya, pozisyonları süzmekte çok zayıf kaldı. İlk yarıda Cale’nin ortasında Umut’a yapılan hareket açık bir şekilde penaltıydı. Umut’un kullandığı penaltı vuruşunda da Hasagiç’in atış öncesi altı pasa kadar hareketlenmesini görmemezlikten geldi. Keza, her iki takım adına da faul pozisyonlarında çaldığı ve çalmadığı düdükler tartışma yaratacak nitelikteydi. Hal böyle olunca ikinci yarıda hakemin bu zaafını kullanan İstanbul Büyüşehir Belediyesporlu oyuncular tek bir kırmızı kart dahi görmeden maçı tamamladılar.
Avcı taktiği bu olamaz
İkinci yarıda Colman-Gutierrez değişikliği ile çift forvete dönen Trabzonspor, daha fazla golü arzulayan bir görüntü içerisine girdiyse de, kuralların değil hakemin müsaade ettiği ölçüler içerisinde sertleşen rakibi karşısında aradığı golü ancak maçın son dakikalarında bulabildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un ikinci yarıdaki sert futbolunun, her zaman etik futboldan yana olduğunu söyleyen Abdullah Avcı’nın bir taktiği olduğunu sanmıyorum. Oyunu bu kadar çirkinleştirmek, bir Süper Lig takımına hiç yakışmadı. Futbolun marka değerini bunlarla mı yükselteceğiz? Bu halinle değil maç, kupa kazansan ne olur?
Özetle Trabzonspor, bir futbol maçından değil de, meydan muharebesinden istediği sonuçla ayrılmasını bildi. Ancak bu maçı tekrar izleyerek düşünmesi gereken pek çok kişi ve kurum var ki; bunların başında da, bu futbola izin veren maçın hakemi ve bu kadar tecrübesiz bir hakemi çeyrek final maçına atayan MHK geliyor.
Beraberlik golü bulmak için Ankaraügücü’nün yüklendiği dakikalarda teknik kapasitesi yüksek Trabzonsporlu futbolcuların bireysel yetenekleri ön plana çıktı.
Bulduğu boş alanları iyi değerlendiren bordo mavililer, yine böyle bir pozisyon neticesinde gelen Alanzinho’nun şık golüyle sadece maçı değil büyük bir ölçüde gruptan çıkmayı da garantiliyordu. Maçın ikinci yarısının ilk 20 dakikalık bölümünde oynadığı mükemmel futbol ile maçın kazanılmasında büyük bir rol oynayan Alanzinho, Trabzonspor’un mevcut kadro yapısı içerisinde ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu gösterdi.
Trabzonspor’un Şenol Güneş ile başlayan çıkışı istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Güneş, elindeki malzemeyi iyi kullanan, çalıştırdığı takımlarda çok fazla iniş çıkış yaşamayan bir hocadır. Hocayı yakından tanıyanlar Trabzonspor’un bu maça kadar ortaya koymuş olduğu performansta bunu çok net olarak görebilirler.
Trabzonspor iddialı olduğu Ziraat Türkiye Kupası’nda bu maçı kazanarak işini bir hayli kolaylaştırdı. Daha önce de söylediğimiz gibi kupanın en iddialı takımlarından birisi olduğunu gösterdi.
Şaşkınlıkla izliyorum
Ülkemizde son yıllarda sahalarımızın çim yapıları ile alakalı sıkıntılar yaşanmakta. Senelik toplam bakım maliyeti maksimum 25 bin doları geçmemesi gerektiği yerde yüz binlerce dolar paralar harcanmasına rağmen, çimlerin hala istenilen verime ulaşmamasının yegane nedeni, bilgisizlik ve beceriksizliktir. Bu ülkede 7 milyon metrekare çim alanı kontrol eden bir spor federasyonun başkanı olarak, tüm bu olanları hayret ve üzüntü ile izliyorum.