ZİRVE yarışındaki rakiplerin haftayı ciddi puan kayıplarıyla kapatmasının ardından, Bursaspor maçının önemi bir kat daha artmıştı Trabzonspor için. Öyle ki, 6 puanlık değil de bir anda 15 puanlık maç olup çıkmıştı.
Açıkçası, karşılaşma öncesi benim en çok merak ettiğim şey Trabzonsporlu futbolcuların bu baskıyı kaldırıp kaldıramayacağı idi. Daha doğrusu bu baskının Trabzonspor’un oyununa nasıl yansıyacağı idi... Maçın ilk dakikalarında rakibin yoğun baskısı karşısında oyun kurmakta zorlanan ve defanstan isabetli toplarla çıkamayan bir Trabzonspor vardı sahada. Defans ve orta saha rakibe o kadar çok kaptırdı ki, rakip Bursaspor’un ataklarının önemli bir bölümü bu kayıplar sonucu gelişti. Orta sahadaki Engin ve Colman’ın etkisiz futbolu Trabzonspor’un hücumda çoğalmasını zorlaştırırken, Umut’un çabaları uzun süre yetersiz kaldı. Özellikle Colman, oyundan çıkana dek o kadar çok gereksiz top kaybı yaptı ki, anlaşılır gibi değildi. Oysa topu biraz basit oynama düşüncesi içerisinde olsaydı, bu maçın sonucu Trabzonspor açısından çok daha farklı olabilirdi. Yenilen golden sonra yapılan oyuncu değişiklikleri bordo mavililerin hücum zenginliğini artırdı. Özellikle Burak’ın iki pozisyonda gole çok yaklaşması ve ardından gelen beraberlik golü , belki Trabzonspor’a burada istediği ve ihtiyacı olan 3 puanı getirmeye yetmedi ama, yarışın dışında kalmaktan kurtardı. Golün kahramanı Umut’a bir kez daha değinmek boynumuzun borcu... 90 dakika hiç bıkmadan usanmadan, ısrarlı biçimde gol aradı ve sonunda emeline ulaştı.