Paylaş
Eskiden kalma bu kötü alışkanlık beraberinde de ilk yarıda rakibin golünü getirdi. Maçın hakemi Özgür Yankaya, pozisyonları süzmekte çok zayıf kaldı. İlk yarıda Cale’nin ortasında Umut’a yapılan hareket açık bir şekilde penaltıydı. Umut’un kullandığı penaltı vuruşunda da Hasagiç’in atış öncesi altı pasa kadar hareketlenmesini görmemezlikten geldi. Keza, her iki takım adına da faul pozisyonlarında çaldığı ve çalmadığı düdükler tartışma yaratacak nitelikteydi. Hal böyle olunca ikinci yarıda hakemin bu zaafını kullanan İstanbul Büyüşehir Belediyesporlu oyuncular tek bir kırmızı kart dahi görmeden maçı tamamladılar.
Avcı taktiği bu olamaz
İkinci yarıda Colman-Gutierrez değişikliği ile çift forvete dönen Trabzonspor, daha fazla golü arzulayan bir görüntü içerisine girdiyse de, kuralların değil hakemin müsaade ettiği ölçüler içerisinde sertleşen rakibi karşısında aradığı golü ancak maçın son dakikalarında bulabildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un ikinci yarıdaki sert futbolunun, her zaman etik futboldan yana olduğunu söyleyen Abdullah Avcı’nın bir taktiği olduğunu sanmıyorum. Oyunu bu kadar çirkinleştirmek, bir Süper Lig takımına hiç yakışmadı. Futbolun marka değerini bunlarla mı yükselteceğiz? Bu halinle değil maç, kupa kazansan ne olur?
Özetle Trabzonspor, bir futbol maçından değil de, meydan muharebesinden istediği sonuçla ayrılmasını bildi. Ancak bu maçı tekrar izleyerek düşünmesi gereken pek çok kişi ve kurum var ki; bunların başında da, bu futbola izin veren maçın hakemi ve bu kadar tecrübesiz bir hakemi çeyrek final maçına atayan MHK geliyor.
Paylaş