Yeniden merhaba

Ama biliriz ki söylenir söylenmez, bir çığ gibi oradan oraya aktarılacak olan sırlara giriş cümlesidir bu.
O yüzden ben diyorum ki “Aramızda kalmasın!”
Bu haftadan itibaren bu köşede ağırlıklı iş dünyasından olmak üzere...
Sanattan kültüre, siyasetten spora kulağıma gelenleri sizlerle paylaşacağım.
Sıcağı sıcağına, dumanı hala tütüyorken...
Her türlü tüyoya açığım, beklerim!

///

Değirmenin suyu

BİR festival furyasıdır gidiyor.
Tüm yurtta olduğu gibi Ege’nin dört bir yanında da festivalin biri bitiyor, biri başlıyor.
Kimi belediyelerimiz var ki adeta kendileriyle yarışıyor.
Aynı ay içinde iki, hatta üç festival birden düzenleyen bile var.
Her akşam yerli-yabancı birbirinden ünlü sanatçılar sahne alıyor.
Buraya kadar her şey iyi hoş da kulislere yansıyan rakamlar dudak uçuklatan cinsten!
Peki, vatandaşa hizmet için para bulamamaktan yakınan, artan maliyetlerden dert yanan bu belediyeler konserler için bu paraları nereden buluyor?
Şimdi, yazdıklarımızdan hareketle bu tür etkinliklere karşı olduğumuz gibi bir anlam çıkarılmasın.
Yılda bir, iki konseri anlarım ama bu kadarı fazla değil mi?
Bu vesileyle buradan bir çağrı yapayım.
Hangi belediye hangi sanatçıya ne kadar ödemiş açıklasa da bizler de öğrenmiş olsak…

///

Hiç yakıştıramadım

GEÇTİĞİMİZ cumartesi günü ünlü zincir marketlerin birinden kasiyerin yönlendirmesiyle ‘indirim’li kabuklu ceviz aldım.
Eve gittiğimde gördüm ki…
Büyük çoğunluğunun ya içi boş, ya çürük, ya da küflü.
Bilinçli bir tüketici olmanın gerektirdiği şekilde markete geri döndüm ve ürünün ‘ayıp’lı olduğunu söyleyip iade ettim.
Fakat sağlamını bulabilmek için neredeyse yarısını kırdığım için para iadesini kalanını tartıp o gramaj üzerinden yaptılar.
Ürünün satıştan çekilmesi talebim ise başka şikayet gelmediği gerekçesiyle kabul görmedi.
Sonuçta, paranın bu denli önemli olduğu bir ortamda ‘indirim’den yararlanmak isterken ‘çöp’e para ödemiş oldum.
Siz siz olun, marketin adına aldanıp indirimli ürünleri benim gibi gözü kapalı almayın.

///

Hayırlı, uğurlu olsun

DUYDUM ki İzmir iş dünyasının tanınmış simalarından Mustafa Karabağlı, yazılım, enerji, otomotiv ve inşaatın ardından medya sektörüne de girmiş.
Eşi Şule Hanım’la birlikte Bir TV’nin yüzde 70 hissesini devralmış.
İzmir’e yakışan, ilkeli, bağımsız, tarafsız bir medya için söz vermiş.
“İzmir’in her alanda büyümesi, gücünü ortaya koyması için güçlü bir medyaya sahip olması gerekiyor. Biz de diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da İzmir için elimizi taşın altına koymaya karar verdik” demiş.
Şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.
Naçizane diyeceğim o ki yolları uzun ve meşakkatli…
Allah şimdiden yardımcıları olsun.
Malum, medya diğer sektörlere pek benzemez.